Ancak federal müdahale, California yönetiminde büyük tepki yarattı. Vali Gavin Newsom’un onayı olmadan gerçekleştirilen konuşlandırma nedeniyle, eyalet yönetimi Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla federal hükümete dava açtı. Dava dilekçesinde, Ulusal Muhafızların eyalet izni olmadan kullanılamayacağı ve yürütmenin anayasal sınırları aştığı savunuldu.

"Göstericiler Para Aldı" İddiası

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, olaylarla ilgili yaptığı açıklamada, protestoların spontane değil “organize ve profesyonelce hazırlanmış” bir eylem olduğunu öne sürdü. Noem, bazı protestocuların para karşılığında gösterilere katıldığını ve koordinasyonun önceden planlandığını iddia etti. Ayrıca güvenlik güçlerinin, kent genelinde 400 ila 500 hedefin peşinde olduğunu belirtti ve bu kişilerin çoğunun “çete bağlantılı” olduğunu vurguladı.

Belediye Başkanı Bass: "Şehrimiz Test Sahasına Dönüştü"

Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass ise Trump yönetiminin sert müdahalesini sert sözlerle eleştirdi. Bass, “Bu kişiler suçlu değil. Bu müdahale, şehrimizin federal hükümet tarafından test sahası olarak kullanıldığını gösteriyor” dedi. Trump’ın çetelerin federal birliklere saldırdığı yönündeki açıklamasını ise “asılsız” olarak nitelendirdi.

Bass, şehirdeki huzurun federal müdahale sonrası bozulduğunu belirterek, “Perşembe günü şehir sakindi. Ancak cuma günü başlayan federal baskınlar, kentte kaosa yol açtı” ifadelerini kullandı.

Federal Yargıçtan Trump’a Fren

Bu arada, Teksas’taki bir federal yargıç Trump’ın Venezuelalı “Tren de Aragua” çete üyelerini sınır dışı etmek için kullanmak istediği 1798 tarihli “Yabancı Düşmanlar Yasası”nın (AEA) yanlış yorumlandığına hükmetti. ABD Bölge Yargıcı David Briones, bu yasa üzerinden toplu sınır dışı işlemi yapılamayacağını, yürütmenin sınırlarını aştığını belirtti. Kararla birlikte, bu yasa kapsamında yapılacak sınır dışı işlemleri için 30 gün önceden bildirim zorunluluğu getirildi.

Sendika Liderinin Tutuklanması Ulusal Tepki Çekti

ABD Dışişleri Bakanı Rubio: "Bugün dünya 24 saat öncesine göre daha güvenli ve daha istikrarlı"
ABD Dışişleri Bakanı Rubio: "Bugün dünya 24 saat öncesine göre daha güvenli ve daha istikrarlı"
İçeriği Görüntüle

Göçmenlere yönelik baskının simge isimlerinden biri olan sendika lideri David Huerta’nın tutuklanması, ülke çapında yankı uyandırdı. Los Angeles’ta binlerce kişinin katıldığı mitingde Huerta ve diğer göçmen işçilerin serbest bırakılması istendi. Protestolar sadece California ile sınırlı kalmayarak New York, Connecticut, Kuzey Carolina ve Washington gibi birçok eyalete yayıldı.

Trump Tower’da Eylem: "Onları Geri Getirin"

New York’un simgelerinden Trump Tower’da düzenlenen dikkat çekici bir protesto ise olayların boyutunu gözler önüne serdi. Göstericiler, El Salvador’daki maksimum güvenlikli CECOT hapishanesine sınır dışı edilen göçmenlerin isimlerini okuyarak bina lobisinde “Onları Geri Getirin” sloganları attı. 40 dakikalık işgalin ardından NYPD’nin müdahalesiyle 24 kişi gözaltına alındı. Aktivistler, sınır dışı edilenlerin yaşam koşullarının insan haklarına aykırı olduğunu belirterek “Bu bir insanlık krizidir” mesajı verdi.

Kritik Soru: Ordu Neden Şehirde?

Los Angeles Emniyet Müdürü Jim McDonnell, federal birliklerin yerel güvenlik birimleriyle koordinasyonsuz biçimde konuşlandırılmasının sahada karmaşa yarattığını söyledi. California Başsavcısı Robert Bonta ise deniz piyadelerinin “gereksiz ve ölçüsüz” biçimde görevlendirildiğini ifade etti.

Yaşanan gelişmeler, Trump yönetiminin seçim öncesi göç politikalarını sertleştirdiği bir dönemde, federal ve eyalet yetkileri arasında yetki çatışmasını da su yüzüne çıkardı. ABD kamuoyunun gözleri şimdi hem Los Angeles’taki gelişmelerde hem de federal yargının alacağı yeni kararlarda olacak.