Trump, Truth Social adlı sosyal medya platformundaki paylaşımında, “Harvard’ın vergi muafiyet statüsünü kaldıracağız. Hak ettikleri bu” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, Trump yönetiminin önde gelen yükseköğretim kurumlarına yönelik baskısını artırdığı bir döneme denk geldi.
Harvard Üniversitesi’nden yapılan açıklamada ise, vergi muafiyetinin kaldırılmasının hukuki temelden yoksun olduğu belirtilerek, bu tür bir adımın üniversitenin eğitim ve araştırma misyonunu ciddi şekilde tehlikeye atacağı vurgulandı.
Fonlar Donduruldu, Dava Açıldı
Trump yönetimi, göreve başladığı Ocak ayından bu yana başta Harvard olmak üzere bazı üniversiteleri hedef alarak, kampüslerde antisemitizme izin verilmemesi ve azınlık gruplara yönelik çeşitlilik programlarının sonlandırılması gibi taleplerde bulunmuştu. Bu kapsamda, 11 Nisan’da Harvard’a gönderilen resmi bir mektupta, üniversite yönetiminde reform ve yeniden yapılandırma çağrısı yapılmıştı. Ancak Harvard, 14 Nisan’da bu talepleri reddetmişti.
Bunun üzerine Trump yönetimi, Harvard’a yönelik 2.2 milyar dolarlık federal fonu ve 60 milyon dolarlık sözleşme bedelini dondurma kararı aldı. Harvard ise geçtiğimiz hafta, bu kararı engellemek amacıyla federal hükümete karşı dava açtığını duyurdu.
Yabancı Öğrencilere Yönelik Baskılar
Gerilim sadece mali destekle sınırlı kalmadı. ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, 16 Nisan’da yaptığı açıklamada Harvard’ın, 30 Nisan’a kadar yabancı öğrenci vizesi sahiplerinin yasa dışı ya da şiddet içeren faaliyetleri hakkında bilgi vermemesi durumunda uluslararası öğrenci kabul etme yetkisini kaybedebileceğini bildirdi.
Filistin Protestoları Gerginliği Tırmandırdı
Harvard ile Trump yönetimi arasındaki çatışmanın merkezinde, İsrail’in 2023 Ekim’inde Gazze’ye başlattığı saldırıların ardından ABD üniversitelerinde yükselen Filistin’e destek protestoları yer alıyor. Kampüslerde başlayan eylemler birçok üniversiteye yayılmış, öğrenci ve akademisyenler polis müdahalesiyle karşı karşıya kalmıştı. Trump ise bu süreçte, üniversiteleri Yahudi öğrencileri yeterince koruyamamakla suçlayarak sert eleştirilerde bulunmuştu.
Trump yönetiminin üniversiteler üzerindeki baskıyı artırmaya yönelik bu adımlarının, akademik özgürlük ve ifade hürriyeti konusunda tartışmaları daha da alevlendirmesi bekleniyor.