Kendi hayvanlarının bakımını üstlenmek zorunda kalan Göçer, çoban bulmak için 3-5 arkadaşıyla birlikte harekete geçtiklerini ancak sonuç alamadıklarını ifade etti. Göçer, “Türkiye’nin dört bir yanını aradık. En az 10 kişiyle görüştük. Kimisi 75-80 bin lira maaş istedi, kimisi sınırsız internet, yemek ve konaklama gibi ek taleplerde bulundu. Tüm masraflarla birlikte aylık maliyet 100 bin lirayı aşıyor ama yine de kabul eden yok” sözleriyle sektörün içinde bulunduğu çıkmazı özetledi.
“Bu Şartlarda Hayvan Beslemekten Ne Kazanacağız?”
Hayvancılığın her geçen gün daha da zorlaştığını vurgulayan Göçer, yem fiyatlarının yüksekliğinden ve süt fiyatlarının düşüklüğünden yakındı. “Bir buzağı yemi 750-800 lira olmuş. Süt para etmiyor. Çobana 100 bin lira maaş vereceksek bu işin kazancı ne olacak? Zaten başka işlerimiz de oluyor ama çoban bulamayınca hepsi aksıyor” diyerek çaresizliğini dile getirdi.
“Yıllardır Yapıyoruz Ama Bu Sene Farklı”
Adem Göçer, 8-10 yıldır hayvancılıkla uğraştığını fakat bu yıl koşulların çok daha zorlaştığını ifade etti. “Yem fiyatları sürekli artıyor, meralarda otlar kurumaya başladı. Hayvanlar yayılıyor ama bu da bir yere kadar. Süt fiyatları düşerken maliyetler artıyor. Çoban bulunamıyor. İşin içinden çıkamıyoruz” diyen Göçer, hayvancılıkla uğraşan birçok üreticinin benzer sıkıntılar yaşadığını vurguladı.
Yozgat’taki besicilerin yaşadığı bu durum, Türkiye genelinde küçük ve orta ölçekli hayvancılıkla uğraşan üreticilerin karşılaştığı zorlukların bir yansıması niteliğinde. Artan maliyetler, kalifiye iş gücü bulma sıkıntısı ve düşük alım fiyatları, hayvancılığı her geçen gün daha az cazip hale getiriyor. Besiciler, hem üretimlerini sürdürebilmek hem de kırsalda tarımsal istihdamı koruyabilmek için devletin daha somut destekler sunmasını bekliyor.