Ülkemizde1985 sorası ekonomi ve siyaset sadece ideolojik değil, ekonomik ve kurumsal bir güç savaşı hâline dönüştü. Yakın dönemde Siyasi partilerin iktidar mücadelesi “güç-para-iktidar” üçgeni etrafında yeniden şekilleniyor.

2002 yılında Ak partinin iktidara gelişi, koalisyonlu iktidar dönemlerinin yolsuzlukla rına bir tepki olarak ortaya çıktı. TOKİ, Emlak Konut, KİPTAŞ ve çeşitli kamu ihaleleriyle sermaye dostu bir yapı kuruldu.

Çeşitli sos yal yardım mekanizmaları ve sağlık reformu gibi başarılı uygulamalarla seçmen bağlılığı sağlandı. Benzer bir strateji 2019 sonrası CHP’li büyükşehir belediyelerinde de görülmeye başlandı.

Ekrem İmamoğlu başkanlığında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İştirakleri sosyal projeler, medya yatırımları ve kadro atamalarıyla CHP içinde İstanbul yapılanması yeni bir güç odağı oluşturdu. Ancak bu yükseliş, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ile gölgelenince, toplumsal güven zinciri kırılmış oldu.

LİYAKÂT MI, SADÂKAT MI?

İmamoğlu’nun adıyla özdeşleşen bu yeni yapı, eğer belgelenmiş bir rüşvet çarkına dönüşürse durum çok vahim … 2019 yerel seçimlerinde İBB Başkanı olan Ekrem İmamoğlu, bir belediye başkanı olarak değil, aynı zamanda CHP içinde den geleri değiştiren bir aktör olarak yükseldi. Bu yükselişte, elindeki belediye kaynaklarını ve kamusal görünürlüğünü çok iyi kullanması kritik rol oynadı. “paranın gücünü” nasıl siyasete ve parti içi etkiye dönüştürdüğünü adım adım analiz edelim:

SİYASETİ OLUŞTURAN GÜÇLER

1. İBB Bütçesi; şehir için değil, siyasi güç için de bir kaldıraç.

2. Medya ve Algı Yönetimi: Belediye kay naklı tanıtım… İBB’nin medya bütçesi ve basın ilişkileri, İmamoğlu’nun halkla iletişiminde kilit rol oy nadı. Yerel yönetimlerin sosyal medya gücü, halkla doğrudan temas ve İBB’ye bağlı kurumların (İGDAŞ, İSPARK, Metro İstanbul vs.) tanıtım araçları, Ekrem İmamoğlu’nun ulusal düzeyde bir figür haline gelmesine katkı sundu.

3. Sadakat Ağı Kurma: İBB kadroları ve CHP örgütleri…

4. Adaylık Tartışmalarında Sessiz Güç: Para, medya, örgütsel etki… CHP’de yaşanan liderlik değişiminde (Özgür Özel’in genel başkan olması), İma moğlu’nun dolaylı desteği ve örgüt içindeki etkisi çok belirleyici oldu.

Sonuç: İstanbul’u alan, CHP’yi şekillen dirdi. İmamoğlu’nun 2028’e hazırlanırken kurduğu yapı üç temel kolon üzerine inşa ediliyor:

* Finansal Altyapı (İBB ve İştirakler)

* Medya ve Algı Mekanizması

*Geniş Koalisyon Kurma Stratejisi

İBB iştiraki olan şirketler (KİPTAŞ, BEL TUR, Metro İstanbul, İSTAÇ, vb.) üzerinden istihdam, sosyal projeler ve yatırımlarla hem seçmen hem de örgüt destekleniyor. Kendi medya platformları ve sosyal med ya ağları dışında, ulusal basında da özel bir PR stratejisi yürütülüyor. Her konuşması, her açılışı “cumhurbaşkanlığına giden bir liderin adımı” gibi sunuluyordu. Fakat. İBB’deki rüşvet çarkı ile başlayan yargı süreci ve tutuklamalar ve itiraflar bütün stratejiyi yerle yeksan etti.

EKONOMİ VE İŞ DÜNYASININ AYNASI

Değerli dostlar! Temmuz sayımızda Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, altyapı ve teknoloji alanında yapılan yatırımlarla Türkiye’nin çağ atladığını söyledi.

Aktaş Grup Başkanı Mustafa Aktaş ise madeni yağ sektöründeki yatırımlarıyla ülkede liderliği hedeflediğini ifade etti.

Yurtiçi ve yurtdışı siyasi ve ekonomik gelişmeleri ihtiva eden Temmuz sayımızdaki dosyaları, yine kamuoyu ve iş dünyasına ilham verecek şekilde hazırlama gayretinde olduk.

Sağlıkla kalın.