İşkur’un Şubat 2025 İstatistik Bülteni’nin yayınlanması ile şirketlerin en çok aradığı personeller de ortaya çıkmış oldu. Özellikle en çok açık bulunan mesleğin Garson (Servis Elemanı) çıkmasından dolayı, aynı zamanda bir restoran işletmecisi olarak tarafıma bu konuyla ilgili birçok farklı soru geldi.

Sektörümüzde, özellikle son 5 yıl içinde bir personel sıkıntısı yaşandığı doğru. Ancak bu konuya sadece restoran veya garson bazında bakmanın doğru olduğu düşünmüyorum. En çok personel açığı bulunan meslekler listesinde ilk sıraların tümünün, mavi yakalı ve geleneksel mesleklerden oluştuğunu görüyoruz. Tabi ki bu bir tesadüf değil. Önce İşkur’un açıkladığı verileri sonra bu verilerin neden bu şekilde ortaya çıktığını beraber inceleyelim.

Şubat Ayında 154.518 Açık İş Başvurusu Yapıldı

Şubat ayında İŞKUR’un işverenlerden aldığı açık iş sayısı 154.518 olmuştur. 2025 yılı Ocak-Şubat döneminde ise 355.290 açık iş alınmıştır. Açık işlerin %99,6’sı özel sektörden alınan açık işlerden oluşmaktadır. Sektörler itibarıyla en fazla açık iş (137.424 açık iş) imalat sanayi sektöründedir. En çok açık iş “Özel Güvenlik Görevlisi (Silahsız), Servis Elemanı (Garson) ve Güvenlik Görevlisi” mesleklerindedir.

En Fazla Açık İş Servis Elemanı (Garson)

Araştırmada, işverenlerin yüzde 12,5'inin eleman temininde güçlük çektiği saptandı. Eleman temininde en fazla güçlük çekilen 10 meslek, makineci (dikiş), garson, ahşap mobilya imalat ustası, gazaltı kaynakçısı, inşaat işçisi, satış danışmanı, tır-çekici şoförü, yük taşıma şoförü, akaryakıt satış elemanı ve çelik kaynakçısı olarak sıralandı.

Bu mesleklerde eleman temininde güçlük çekilmesinin en önemli nedenleri, "ilgili meslekte yeterli iş başvurusunun yapılmaması", "gerekli mesleki beceriye/niteliğe sahip eleman bulunamaması" ve "yeterli iş tecrübesine sahip eleman bulunamaması" oldu.

Gençler Mavi Yakalı Olmak İstemiyor

Verileri incelediğimiz zaman hepimiz bir ortak noktayı fark etmişizdir. Listenin neredeyse tamamı mavi yakalı ve geleneksel mesleklerden oluşmakta. Artık gençlerimiz geleneksel mesleklerde çalışmak istemiyor. Bu nedenle bu meslek kollarında yeterince personel istihdam edemiyoruz. Sonuç olarak personel açıkları oluşuyor. Peki neden gençlerimiz artık bu meslekleri yapmak istemiyor?

·         Üniversite Sayısındaki Artışının Meslek Yüksekokullarından Çok Daha Yüksek Olması:

Üniversite bölümlerindeki Teorik Bölümlere yığılma oluşuyor ve gençlerimiz bu bölümlerde profesyonelleşiyor. Bu sebeple hayatlarını profesyonelleştikleri mesleklerde sürdürüyorlar. Uygulamalı dersleri, üniversite bölümlerine entegre etmekte zorlanıyoruz.

  • Geçmişten Süregelen Gelir Eşitsizliği:

Ülkemizde 1950 ve 2000 yılları arası beyaz yakalı arzı, mavi yakalıya göre düşüktü. Bu düşüklük ise kazanılan ücretlerin tabanlarında bir uçurum oluşturdu. Kısacası mavi yakalı olarak yüksek bir gelir elde etmek şimdiye göre çok zorluydu. Bu nedenle aileler çocuklarının masa başı işlere yönelmesini tercih ettiler. Ancak son zamanlarda bu denge mavi yakalı lehine değişmekte.

  • Sosyal Medya ve Popüler Kültür:

Sosyal medya, popüler kültür ve ünlüler, yeni mesleklerin daha "havalı" olmasına neden oluyor. Gençler, Influencer olma, YouTuber ya da Twitch yayıncısı gibi meslekleri daha prestijli ve cazip buluyorlar. Geleneksel meslekler ise daha az görünür olduğu için gençlerin gözünde eski ve demode kalıyor.

  • Fiziksel Yorgunluktan Kaçınılması:

Teknolojinin gelişmesi ile günlük işlerimizi yaparken artık fiziksel olarak değil zihinsel olarak daha çok yoruluyoruz. Bankacılık işlemlerini telefonlarımızla halledebilirken, ev temizliğini akıllı robotlara bırakabiliyoruz. Bu alışkanlıklar gençlerimizin iş tercihlerine de yansıyor ve fiziksel olarak daha az yorulacakları meslekleri tercih ediyorlar.

  • Teknoloji ve Dijital Dönüşüm:

Günümüzde gençler, teknoloji ve dijital dünyayla iç içe büyüyor. Yazılım geliştirme, dijital pazarlama, içerik üretimi gibi meslekler, daha fazla görünür ve erişilebilir. Bu meslekler hem yaratıcı hem de modern olduğu için gençler tarafından genellikle daha cazip bulunuyor.

  • Özgürlük ve Esneklik Arzusu:

Gençler, genellikle daha fazla özgürlük ve esneklik arayışında. Geleneksel meslekler genellikle daha sabit çalışma saatleri ve sıkı kurallara sahipken, dijital meslekler daha fazla özgürlük ve bağımsızlık sunuyor. Örneğin, serbest çalışmak ya da evden çalışmak, birçok genç için cazip bir seçenek.

  • Yan Haklar ve Sosyal Statü Kaygısı:

Özellikle yeni nesil şirketlerde Spor Salonu, Özel Sağlık Sigortası, Etkinlikler hatta Uyuma Kabinleri gibi birçok yepyeni özellik mevcut. Bu yan haklar sadece maddi olarak değil çalışanları manevi olarak da tatmin ediyor. Ancak geleneksel işlerde personellere bu tarz yan haklar sağlanmakta çok geri kalınmış durumda. Bu da gençlerimizin kendi hobi ve dünyasına önem veren sektör ve işlere yoğunlaşmalarını sağlıyor. El Emeğinin ön planda olduğu işlerde çalışma arkadaşlarımıza bu tür yan haklar ve hizmetler sağlamak bizlerin görevi.

Özetle,

Ülkemiz bir değişim içinde. Öncelikle geleneksel mesleklerimizi akademik ve kurumsal alanda geliştirmeliyiz. Nasıl bugün aşçılığın ne kadar saygın bir meslek olduğu ortaya çıktıysa ve en iyi üniversitelerin gastronomi bölümleri mevcutsa, bunları diğer meslekler için de başarabileceğimizi düşünüyorum. Ancak bunlar tesadüfen olmaz, ilgili bakanlıklar ve işverenler bir yol haritası çizmeli. Bu konu sadece gençlerimiz ile ilgili bir konu değil, bizler de işverenler olarak personellerimizin sosyal haklarını ve çalışma koşullarını arttırmalı ve mesleklerimizi cazip kılmalıyız. Unutmayalım geleneksel mesleklerimizin çoğu ülkemizin kültür elçisidir ve bizler bu topraklar da yaşadığımız sürece ihtiyaç duyulacaktır.