Dünyanın ticaret ekseni Afrika’ya kaydı. Ne Çin, ne ABD… Afrika’da söz ve güç sahibi olan ülkeler dünyada söz sahibi oluyor. Yeni dünyanın ticaret merkezi Afrika.

Dünyada son 150 yılda güç dengeleri hızla değişti. 150 yıl önce üç kıtanın (Asya, Avrupa, Afrika) geleceğinde tek söz sahibi olan Osmanlı İmparatorluğu, giderek güç kaybını yaşarken Avrupa ülkeleri güçlerini artırabilmenin tek yolunun Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasında olduğunu gördü. Osmanlı İmparatorluğu parçalanırsa Avrupa zenginleşecekti. Öyle de oldu. 1909’da Sultan 2. Abdülhamit’i tahttan indirenler (İttihat ve Terakki) güç, her türlü silah ve parasal desteğin yanı sıra siyasi gücü Fransa ve İngiltere’den alıyordu. Almanya ise o yıllarda net taraf belirtmemesine rağmen, Osmanlı’nın parçalanmasıyla kendisine Balkanlar’da nasıl bir rol biçileceği konusunda diğer Avrupa devletleriyle anlaşmış görünüyordu. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun kısmen hâkim olduğu Bulgaristan, Romanya, Moldova ve bugünkü Ukrayna toprakları Almanya’nın işgaline zemin oluşturuyordu. Bulgaristan’ın Filibe kentinde bu amaç uğruna oluşturulan ‘Sarı Mektep’in hikayesi başlayınca Ruslar da Romanya, Bulgaristan, Makedonya ve Yugoslavya topraklarının hakimiyeti için önemli bir aktör olmayı başardı. Birinci Dünya Savaşı, 28 Temmuz 1914’te başladı. Savaş sonrası Osmanlı İmparatorluğu Afrika, Orta Doğu, Balkanlar, Kafkasya ve Kırım’ı kaybetti. Afrika Fransızlara, Portekizlilere, İspanyollara, İngilizlere ve İtalyanlara kaldı. (Irak, Filistin, Suriye ve Basra Körfezi Bölgesi) İngilizlere. Lübnan ve Hatay’a Fransızlar yerleşti. Büyük bir istila başladı. Avrupalıların Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarını istilası sonrası bütün yer altı ve yer üstü zenginlikleri Paris’e, Londra’ya, Madrid’e ve Portekiz’e taşındı. Bu büyük yağmadan Moskova da payını aldı. Ruslar; Balkanlar, Doğu Avrupa (Polonya, Çekoslovakya, Macaristan ve Ukrayna) topraklarını kontrolü altına aldı. Avrupa Devletleri’nin Orta Doğu ve Afrika’daki yağma ve sömürü faaliyetlerini uzaktan takip eden ABD, bu duruma müdahaleyi 2. Dünya Savaşı ile birlikte kendi amaçlarına çevirdi. Japonya, 2 atom bombası ile saf dışı oldu. Hitler’in yenilmesi ile Almanya da savaştan yenik ayrıldı. Yakıldı, yıkıldı. Bu durum ABD’nin iştahını Afrika ve Asya’ya çevirdi. Dünyanın en büyük sömürü merkezi savunmasız Afrika oldu. Şimdi günümüzde dünyanın sömürü merkezi olan Afrika’ya bir bakalım. Cumhuriyet döneminde Türkiye deki okullarda öğrencilere Afrika hakkında öğretilen tek şey Afrika’nın çöl oluşu. Afrikalıların da tembel, köleliği tercih eden kabilelerden oluştuğu gibi saçma sapan bilgilerden oluşan okul kitapları vs… Peki gerçekten Afrika çöl mü?

Afrika’ya bir bakalım!

  • Afrika’nın yüz ölçümü 30,37 milyon km2 Bunu şöyle de kıyaslayabiliriz. Afrika = ABD + Avrupa + Çin’in, toplamından daha büyük. Çin = 9,6 milyon km2, ABD = 9.8 milyon km2. Avrupa = 10,18 milyon km2, Afrika; Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nin toplamından daha büyüktür.
  • Afrika, dünya tarım arazilerinin yaklaşık yüze 60’ına sahiptir.
  • Afrika, hammadde rezervinin yüzde 90’ına sahiptir.
  • Afrika, dünya altın rezervinin yüzde 40’ına sahiptir.
  • Afrika; elmas rezervinin yüzde 33’üne sahiptir.
  • Afrika, özellikle Kongo Demokratik Cumhuriyeti, dünya koltan rezervinin yüzde 80’ine sahiptir.
  •  Afrika; dünya kobalt rezervinin yüzde 60’ına sahiptir (otomobil aküleri üretimi için mineral).
  • Afrika; petrol ve doğal gaz açısından zengindir.
  • Afrika; (Namibya) dünyanın en uzun sahillerinden birine sahiptir.
  • Afrika; manganez, demir ve tahta açısından da zengindir.
  • Afrika; Çin’in üç katı, Avrupa’nın üç katı, Amerika Birleşik Devletleri’nin üç katı büyüklüktedir.
  •  Afrika, yaklaşık 35 milyon km2 alana sahiptir (30.415.875 km2).
  • Afrika’nın 1.3 milyar nüfusu vardır (Çin, 9,6 milyon km2’de, 1.4 milyar nüfusa sahiptir.)
  • Bu da; Afrika’nın neredeyse nüfussuz olduğu anlamına gelmektedir.
  • Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin tarım arazileri tüm Afrika’yı doyurabilir.
  • Afrika’nın tarıma elverişli arazisi; tüm dünyayı doyurmak için ekilebilir.
  • Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin çok önemli nehirleri bulunmaktadır.
  • Afrika; dans, müzik, mimari, heykel vb. açısından kültürel olarak farklı bir kıtadır.
  • Afrika, Batı’nın laboratuvarlarında değiştirdiği, 30 bin ilaç için bitki veriyor.
  • Afrika nüfusu 2050 yılında 2.5 milyar olacak ve genç bir nüfusa sahip.

AFRİKA, DÜNYANIN GELECEĞİNİ TEMSİL EDİYOR

Afrika kıtası, tarımsal üretim ürünlerinin büyük bir üreticisi ve ihracatçısıdır. Eğer Afrika; kendi işletme ve üretim araçlarını devralırsa, kısa sürede dünya zirvesine oturacak. Gıdaya ve ham maddeye erişimde dünyanın geri kalan bölgeleri üçüncü dünya ülkesi haline dönüşecektir.

TÜRKİYE NEDEN AFRİKA’DAN UZAK TUTULMUŞ?

Bu sene 100. yılını kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin Afrika ile bağları neden koparılmış? Bütün dünya ülkeleri 2. Dünya Savaşı sonrası tarım, maden, petrol, altın, elmas ve diğer kıymetli taşlar vs’nin yanı sıra insan gücünü Afrika’dan sağlarken Türkiye’nin önüne kimler set çekmiş? Türk diplomasisi 1923-2000 yılları arasında politikacılar arasındaki iktidar kavgalarından ve ABD mandacılığından başını kaldırıp dış dünyaya maalesef bakabilmiş midir? Zincirleri ilk kıran 1980 darbesi öncesi alınan 24 Ocak kararlarında imzası olan Turgut Özal ile başlayan ihracat hamlesi, Türk girişimcilere önce Avrupa sonra ABD kapılarını açmış. 1990’lı yıllar koalisyon hükümetlerinin kavgalarıyla geçerken, 2002’de Ak Parti’nin başına iktidara gelmesi ve ihracatçıların önündeki engellerin Turquality projeleriyle desteklenmesi Çin’in, Rusya’nın ve Afrika’nın kapılarını aralamış. Ancak Afrika’nın kapılarını açmak çok da kolay olmadı. Gazi Mustafa Kemal, 1. Dünya Savaşı’nda Trablusgarp Harbi’nde İtalyanlara karşı canla başla savaştı. Libya’ya bile Türkiye’den ulaşmak isteyenler 1990’lı yıllarda Paris ya da Roma üzerinden gitmek zorundaydı. Havayolu şirketleri Türkiye’den Afrika başkentlerine direkt uçuş yapamıyordu. 1990’lı yılların başında Libya Devlet Başkanı Kaddafi ile röportaj yapmak için gittiğimde bir gece Roma’da kalmak zorunda kalmıştım. Fransızlar, İngilizler, İspanyol, Portekiz ve İtalyanlar Türkiye’nin Afrika ile ilişki kurmaması için büyük engeller çıkarmaya devam etti. Hala da asker ve vali bulundurdukları ülkelerde bu zorlukları, oturum, ihalelere katılmama, yatırım ruhsatı engeli, gümrük engeli, ticareti kısıtlama şeklinde sürdürüyorlar. Fakat Afrika uyandı. Afrikalı, gerçekleri görüyor, bağımsızlığını istiyor. Türkiye’nin Afrika’ya ulaşımı THY’nin uçuş rotalarını genişletmesiyle büyük ivme kazandı. Türkiye son 20 yılda Afrika’daki tüm ülkelerle diplomatik, siyasi, kültürel, ekonomik ve askeri işbirliğini geliştirdi. Bugün itibariyle Türkiye Afrika’da 43 elçilik ile diplomatik ve kültürel faaliyetlerini sürdürüyor. Afrika ülkelerinden 12’sinin Türkiye’de elçiliği mevcut. Türkiye; Afrika’da ABD, AB ve Çin ile rakip durumunda… Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle ihracatı 2020’de 15,2 milyar dolar, ithalatı da 10 milyar dolara çıktı. Afrika’daki Türk yatırımları geçen yıl 6 milyar dolar seviyesine ulaştı. Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında ticareti kolaylaştırmak üzere oluşturulan, Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi Anlaşması’nın tam olarak uygulamaya başlanmasıyla; dünyanın en büyük serbest ticaret bölgesi ve bir nevi gümrük birliği oluşacak. Afrika ülkeleri ile Türkiye arasında mal hareketi ve ticaretinin artması, Türk iş insanlarının da Afrika’da daha rahat yatırım ve ticaret yapabilmesi için önündeki engeller kaldırılmış olacak.

HEDEF 50 MİLYAR DOLAR

Doğu Afrika’da Somali, Cibuti, Etiyopya’dan Nijerya’ya, Mısır ve Libya’dan Güney Afrika’ya ve Ruanda’ya kadar birçok Afrika ülkesinde faaliyet gösteren Türk firmaları, gıdadan enerji sistemlerine, inşaattan tarıma farklı alanlarda yatırım yapıyor ve ticari faaliyetler yürütüyor. Afrika ülkelerinde açılan diplomatik misyonlarla paralel ilerleyen karşılıklı ticaret hacminin hedef 50 milyar dolara ulaşmak. Afrika’da faaliyet gösteren inşaat ve enerji firmalarının yanı sıra hijyen, temizlik kağıtları, ev bakım ve kişisel bakım kategorilerinde üretim yapan Hayat Holding bünyesindeki Hayat Kimya; Nijerya, Cezayir ve Mısır’a yatırım yaparak Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ticaret hacmine katkı sağlayan Türk sermayeli firmaların başında yer alıyor. Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un verdiği bilgilere göre Afrika’da Türk şirketlerince yaklaşık 77 milyar dolar tutarında bin 683 proje yürütülüyor. Resmi açıklamalara göre Türkiye’nin ağırlıkla inşaat ve enerji sektörlerinde yatırım yaptığı Afrika’da toplam yatırımı 6 milyar dolar düzeyinde. Ekonomik olarak 2003 yılında Türkiye-Afrika ticaret hacmi 5,3 milyar dolardı. Şu anda 25 milyar doları aşmış durumda. Türkiye’nin hedefi 2030 yılına kadar 50 milyar dolar ticaret hacmi. Önümüzdeki dönem Türkiye’den savunma sanayi ürünleri; İHA, SİHA alan Libya’dan sonra Burkina Faso, Nijer, Togo’ya yeni ülkeler de ekleniyor. Etiyopya, Fas, Tunus, Mali, savunma sanayi ürünleri İHA, SİHA almak için görüşmeleri sürdürüyor. Türkiye’nin Afrika ülkelerine yaklaşımı sadece ticari değil. Ticaretin artmasında büyükelçilerin katkısı göz ardı edilemez. Ancak Afrikalıların gönüllerinde taht kuran TİKA’nın bu gelişmede çok büyük payı bulunuyor. Bugün itibariyle TİKA’nın 22 Afrika ülkesinde büyük yardım projeleri devam ediyor. TİKA proje koordinasyon ofisleriyle bu ülkelerde yürüttüğü sürdürülebilir kalkınma temelli projeleri ve sivil toplum kuruluşlarının insani yardım projelerinde Afrika ülkelerinde Türk iş insanlarının fonlarıyla yaptıkları yardımlar da dikkatlerden kaçmıyor. Son yıllarda Türkiye’nin Afrika’daki ticari ve ekonomik başarısının altında gönül bağlarının kurulmasının da büyük payı var. Son olarak Türkiye’nin atılımında Afrika kilit bölge. Avrupa ve Amerika’nın sömürü çarklarının kırılacağı Afrika’ya hakim olan, dünyanın en büyük gücü olur.