Deport kararına karşı başvurulabilecek tek etkin yol, tebliğden itibaren yedi gün içinde İdare Mahkemesi’nde iptal davası açmaktır; çünkü bu süre hak düşürücü niteliktedir ve kaçırılması hâlinde deport kararı kesinleşir. Bu kısa süre, deport sürecinin ne kadar hızlı ilerlediğini ve hukuki müdahalenin zamanında yapılmasının neden hayati olduğunu açıkça göstermektedir.
Türkiye’de yaşayan yabancılar açısından en ciddi idari işlemlerden biri, çoğu zaman kişinin hayatındaki tüm düzeni altüst eden deport yani sınır dışı kararıdır. Yabancının ülkeyi terk etmesini zorunlu kılan bu karar, çoğunlukla belirli süreli giriş yasaklarıyla birlikte uygulanır ve bu nedenle hem hukuki hem de insani açıdan çok katmanlı sonuçlar doğurur. Bu kararın ne anlama geldiği, hangi durumlarda verildiği, kimlere uygulanamayacağı ve bu karara karşı hangi sürede nasıl başvuru yapılacağı, sınır dışı riski taşıyan her yabancı için hayati önem taşımaktadır.
DEPORT KARARI NEDİR?
Deport kararı, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu uyarınca verilen ve yabancının Türkiye’den çıkarılmasını öngören idari bir işlemdir; zira bu karar yalnızca ülkeden çıkışı zorunlu kılmakla kalmaz, aynı zamanda çoğu zaman yabancının Türkiye’ye belirli sürelerle yeniden girişini de engeller. Bu karar, valilik veya Göç İdaresi tarafından alınır ve gerekçeleriyle birlikte ilgili kişiye tebliğ edilerek işlerlik kazanır; dolayısıyla yabancı açısından süreci başlatan esas nokta tebliğ anıdır ve hak düşürücü süreler bu andan itibaren işlemeye başlar.
HANGİ DURUMLARDA DEPORT KARARI VERİLİR?
Deport kararı, kanunda öngörülen belirli durumların gerçekleşmesi hâlinde uygulanır; zira bir yabancının terör örgütüyle bağlantılı olduğunun değerlendirilmesi ya da kamu düzeni veya güvenliği bakımından tehdit oluşturması hâlinde sınır dışı edilmesi mümkündür. Bunun yanında, vize süresini aşmak, ikamet izni olmadan ülkede kalmaya devam etmek veya çalışma izni bulunmaksızın çalışmak gibi yabancının kalış rejimine dair ihlaller de deport gerekçesi olabilir. Ayrıca sahte belgeyle giriş yapmak ya da Türkiye’ye yasadışı yollarla girip çıkmak gibi fiiller, hem güvenlik hem kamu düzeni açısından ağır ihlal olarak değerlendirildiğinden deport kararının verilmesine doğrudan sebep teşkil eder. Böylece, yabancı kişinin durumundaki her somut olgunun, kanunun ilgili maddeleri kapsamında sınır dışı gerekçesi olup olmadığı idare tarafından tek tek değerlendirilir.
KİMLER DEPORT EDİLEMEZ?
Her ne kadar kanunda deport gerekçeleri geniş şekilde düzenlenmiş olsa da, bazı yabancılar hakkında sınır dışı işlemi uygulanması hukuken mümkün değildir; çünkü bir yabancının sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına çarptırılma ihtimalinin bulunması hâlinde deport kararı verilmesi temel insan haklarıyla bağdaşmaz. Aynı şekilde kişinin işkence veya insanlık dışı muamele riski altına gireceği yönünde ciddi emareler varsa idarenin sınır dışı uygulaması hukuka aykırı olur ve bu ihtimal mutlaka somut şekilde değerlendirilmelidir. Bunun yanı sıra ciddi sağlık sorunları bulunan veya seyahat etmesi hayati tehlike doğuracak durumda olan yabancılarla hamilelik dönemindeki kadınlar da sınır dışı edilemez; zira bu gruplar hem ulusal hukukun hem de uluslararası sözleşmelerin özel koruması altındadır. Ayrıca yabancının tedavisinin devam etmesi ve gideceği ülkede tedavi imkânının bulunmaması hâlinde, sağlık hakkı gereği deport işlemi durdurulmalıdır. Bununla birlikte insan ticareti mağdurları, psikolojik, fiziksel veya cinsel şiddet mağdurları da süreçleri tamamlanıncaya kadar sınır dışı edilmez; böylece kanun koyucu kırılgan grupları koruma altına alarak deport uygulamasını önemli ölçüde sınırlandırmıştır.
DEPORT KARARINA KARŞI 7 GÜN İÇİNDE BAŞVURU ZORUNLULUĞU
Deport kararına karşı başvurulabilecek tek etkin yol, tebliğden itibaren yedi gün içinde İdare Mahkemesi’nde iptal davası açmaktır; çünkü bu süre hak düşürücü niteliktedir ve kaçırılması hâlinde deport kararı kesinleşir. Bir başka ifadeyle yabancı, kararı 1 Eylül’de tebliğ aldığında en geç 8 Eylül mesai bitimine kadar dava açmalıdır; aksi hâlde hem sınır dışı işlemi hem de giriş yasağı uygulaması kesin olarak yürürlüğe girer. Bu kısa süre, deport sürecinin ne kadar hızlı ilerlediğini ve hukuki müdahalenin zamanında yapılmasının neden hayati olduğunu açıkça göstermektedir.
DAVA AÇILDIĞINDA DEPORT İŞLEMİ DURUR MU?
Kural olarak, iptal davası açılması sınır dışı işlemini durdurur; böylece yabancı, mahkeme kararı verilene kadar Türkiye’de kalmaya devam edebilir. Ancak bu kuralın önemli bir istisnası vardır: Eğer deport kararı terör bağlantısı, kamu düzeni ve güvenliği tehdidi veya sahte belgelerle giriş gibi ağır gerekçelere dayanıyorsa, sadece dava açmak sınır dışı işleminin durdurulması için yeterli değildir. Bu hâllerde mutlaka “yürütmenin durdurulması” talep edilmesi gerekir; zira mahkemenin bu yönde açık bir karar vermemesi hâlinde yabancı, dava devam ederken bile sınır dışı edilebilir. Dolayısıyla her dosyanın niteliği, yürütmenin durdurulması gerekliliğini belirleyen en kritik unsurlardan biridir.
MAHKEME SÜRECİ NASIL SONUÇLANIR?
İdare Mahkemesi, deport kararına karşı açılan davayı en geç on beş gün içinde sonuçlandırır; bu hızlı yargılama süreci, idari göç işlemlerinin gecikmeden yürütülmesi amacıyla kanunda özel olarak düzenlenmiştir. Mahkeme deport kararını iptal ederse yabancı Türkiye’de kalmaya devam eder ve varsa giriş yasakları da kaldırılır; ancak kararın onanması hâlinde sınır dışı işlemi kesinleşir ve artık iç hukukta başka bir başvuru yolu kalmaz. Bununla birlikte, temel hak ihlallerine ilişkin iddialar bakımından Anayasa Mahkemesi’ne veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılması istisnai bir yol olarak mümkündür.
İDARİ GÖZETİM VE GERİ GÖNDERME MERKEZLERİ
Öte yandan bazı yabancılar hakkında deport kararına ek olarak idari gözetim uygulanabilir; çünkü idare, kaçma ihtimali bulunan kişilerin süreci sekteye uğratma riskini dikkate alarak bu kişilerin Geri Gönderme Merkezleri’nde tutulmasını gerekli görebilir. Sahte belge kullanarak ülkeye giriş yapan yabancılar da hem kamu düzenini hem güvenlik sistemini ihlal ettiklerinden benzer şekilde idari gözetim altına alınabilir. Bunun yanında kamu güvenliği bakımından risk taşıdığı değerlendirilen kişiler için de sınır dışı işlemleri tamamlanıncaya kadar gözetim tedbiri uygulanması mümkündür. Ancak gözetim altında bulunsa dahi her yabancının deport kararına karşı yedi gün içinde dava açma hakkı vardır ve dava sürecinde yürütmenin durdurulması kararı alınması hâlinde kişi Türkiye’de kalmaya devam edebilir; böylece idari gözetim, yargısal süreçlere engel oluşturmayan geçici bir tedbir niteliği taşır.
İNSAN HAYATINI KÖKTEN ETKİLEYEN SÜREÇ
Deport kararı, yalnızca bir idari işlem değil, yabancının sosyal, ekonomik ve insani yaşamını kökten etkileyen çok yönlü bir süreçtir; bu nedenle hem dava süresinin kısalığı hem de yürütmenin durdurulması taleplerinin teknik doğası dikkate alındığında, yabancının profesyonel hukuki destek almadan hareket etmesi çoğu zaman telafisi mümkün olmayan hak kayıplarına yol açmaktadır. Hukuki süreçlerin dikkatle takip edilmesi, kişisel durumların doğru analiz edilmesi ve yasal sürelerin eksiksiz gözetilmesi, deport kararının başarıyla bertaraf edilmesinde belirleyici rol oynar. Ucu bucağı olmayan hukuk ilminde kendi başınıza hareket etmemenizi, çoğu kez tek bir hamle hakkınız olan hukuki işlerde, liyakatine ve sadakatine güvendiğiniz bir hukukçuya danışarak, mümkün mertebe profesyonel destek alarak işlerinizi yürütmenizi, tüm saygımız ve nezaketimizle hatırlatmak isteriz. Hukuki konularda güncel ve temel bilgi sahibi olmak için takipte kalın!