Brandenburg Havalimanı’nda Filistinli destekçiler tarafından coşkuyla karşılanan aktivistler, burada duygusal ve sert açıklamalarda bulundu.
"Hayatlarımızı feda etmeye hazırız, yeter ki bu soykırım dursun"
Berlin’de basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Şuayb Ordu, Gazze’de yaşananlara karşı sessiz kalmayacaklarını vurgulayarak, “Karadan denizden bu ablukanın kalkması gerekir. Bizim tek amacımız bu savaşın, bu katliamın, bu soykırımın durması. Canlarımız da feda olsun, yeter ki bu soykırım dursun” dedi. Ordu, İsrail tarafından kendisine Filistin’e giriş yasağı getirildiğini de açıkladı ancak “İlk fırsatta geri dönüp ablukayı kırmaya çalışacağım” diyerek mücadelesinden vazgeçmeyeceğinin altını çizdi.
"İsrail, açlığı bir silah olarak kullanıyor"
Yasemin Acar ise İsrail’in Gazze’ye uyguladığı kuşatmanın artık açık bir soykırıma dönüştüğünü ifade ederek, “Açlığı bir silah olarak kullanıyorlar. Binlerce çocuk açlıktan ölüyor. Biz barışçıl bir görevle yola çıktık. Silahımız yoktu, sadece vicdanımız vardı. Ama uluslararası sularda kaçırıldık. Bu tamamen yasa dışı bir eylem” dedi.
"Almanya yardım yerine silah gönderiyor"
Alman vatandaşı olan Acar, Almanya hükümetine de sert sözlerle yüklendi. “Ülkem yardım yerine silah gönderiyor. Almanya çocukları aç bırakmayı, bombalamayı, anne ve babaları öldürmeyi tercih ediyor. Ben ülkemin yapması gerekeni yaptım. 12 kişi olarak okyanusa bir damla bıraktık ama bu damla, sessiz kalan hükümetlerin vicdanını sarsmaya yeter” dedi.
"Çocukları aç bırakmayı seçtiklerinde biz de kalkıp buna hayır demeliyiz"
Uluslararası kamuoyuna çağrıda bulunan Acar, “Gazze’de yaşananlar normal değil. 20 aydır temel ihtiyaçlar ulaşmıyor. Çocuklar ölüyor. Biz bu duruma alışmamalıyız. Hükümetler bizden bağımsız kararlar alıyor gibi gösteriliyor ama biz onlara yetkiyi verdik. O yetkiyi geri almak da bizim elimizde. Susarsak ortak oluruz” ifadelerini kullandı.
"Netanyahu, Ben-Gvir... Gözünüzün içine bakarak geri geleceğiz"
Madleen gemisinin aktivistlerinin yılmayacağını belirten Acar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’e seslenerek, “Sizden korkmuyoruz. Gözünüzün içine bakarak geri geleceğiz. Ablukanızı kırana dek tekrar tekrar geleceğiz” dedi.
"Seksen yıldır süren bir etnik temizlik var"
İsrail’de gözaltında kaldığı dört gün boyunca yaşadığı insanlık dışı uygulamaları da anlatan Acar, kendilerine bilerek kıyafet verilmediğini, siyasi tutukluların böcek ısırıklarıyla kaplı vücutlarını gördüğünü belirterek, “Orada 400’ü çocuk olmak üzere on binden fazla siyasi tutuklu var. Bu insanlar yıllardır aynı işkenceye maruz kalıyor. Bu, 80 yıldır süren bir etnik temizliktir” ifadelerini kullandı.
"Almanya geçmişte Yahudilere yaptığını şimdi Filistinlilere yapıyor"
Almanya’nın İsrail’e silah desteği vermesini “utanç verici” olarak niteleyen Acar, ülkesine sert eleştiriler yöneltti: “Holokost’un suçlusu Almanya, şimdi de kendini aklamak için Filistinlileri öldürüyor. Antisemitizm bahanesiyle özgürlükleri kısıtlıyor. Gösterilerde tutuklananların %30’u Yahudi. Peki nasıl oluyor da antisemitizm en büyük sorunmuş gibi gösteriliyor? Almanya, tarihinden ders almadı.”
Dünya gözünü kapatıyor, vicdan taşıyanlar ses veriyor
Madleen gemisi, Gazze’nin ilk kadın balıkçısı Madleen Kulab’dan ilhamla isimlendirilmişti. 9 Haziran’da uluslararası sularda İsrail ordusu tarafından durdurulmuş, aktivistler Aşdod Limanı’na götürülerek gözaltına alınmıştı. Aralarında Greta Thunberg’in de bulunduğu 12 kişilik grubun tamamı sınır dışı edilmişti. Ancak yaşananlar, bu 12 kişinin yalnızca fiziksel bir sınırı aşmadığını; aynı zamanda dünyadaki vicdan sınırlarını da zorladığını bir kez daha gösterdi.
Berlin’den yükselen bu çağrı, dünya kamuoyunun sessizliğini delmeyi, abluka altındaki Filistinlilere umut olmayı hedefliyor. Yasemin Acar ve Şuayb Ordu’nun sözleri ise şu net mesajı taşıyor: “Gazze’deki bir çocuğun hayatı, bizimkinden daha az değerli değil.”