Trump, Truth Social adlı sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, Rus ordusunun Ukrayna'ya düzenlediği yoğun füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırısına sert tepki gösterdi. Putin’in davranışlarını “çılgınca” olarak nitelendiren Trump, "Putin'le geçmişte iyi ilişkilerimiz vardı. Ancak ona bir şeyler oldu, tamamen çıldırdı. Gereksiz yere birçok insanı öldürüyor" ifadelerini kullandı.
Trump açıklamasında, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırılarını “durup dururken yapılan bir eylem” olarak tanımlarken, “Putin’in sadece Donbas ya da Kırım değil, Ukrayna’nın tamamını istediğini hep söylemiştim. Görünen o ki, bu endişem doğru çıkıyor. Ama eğer bunu gerçekleştirmeye kalkarsa, bu Rusya’nın çöküşüne neden olur” değerlendirmesinde bulundu.
Zelenskiy’ye de Eleştiri: “Ağzından Çıkan Her Şey Sorun Yaratıyor”
Trump, yalnızca Putin’e değil, Ukrayna lideri Zelenskiy’e de tepki gösterdi. Zelenskiy’nin açıklamalarını “yararsız” olarak nitelendiren Trump, “Başkan Zelenskiy bu şekilde konuşarak ülkesine hiçbir iyilik yapmıyor. Ağzından çıkan her şey sorun yaratıyor. Bundan hoşlanmıyorum, buna bir son vermesi iyi olur” dedi.
ABD'nin eski başkanı, Rusya-Ukrayna savaşının kendi görev süresi boyunca başlamayacağını da öne sürerek, "Bu, Zelenskiy, Putin ve Biden'ın savaşıdır. Ben sadece beceriksizlik ve nefretle başlatılmış bu büyük ve çirkin yangını söndürmeye yardım ediyorum" açıklamasında bulundu.
Rusya’nın Saldırısında Can Kaybı Artıyor
Öte yandan, Ukrayna İçişleri Bakanı İgor Klimenko’nun verdiği bilgiye göre, Rusya’nın son saldırılarında 12 kişi hayatını kaybederken, 60’tan fazla kişi yaralandı. Saldırılarda yaklaşık 70 füze ve 300’e yakın İHA kullanıldığı bildirildi.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ise yaptığı açıklamada müttefik ülkelere yeniden çağrıda bulunarak, “Amerika'nın sessizliği, dünyadaki diğerlerinin sessizliği Putin’i sadece cesaretlendiriyor” sözleriyle uluslararası toplumu Rusya’ya karşı daha sert tavır almaya davet etti.
Krizin tırmandığı bu dönemde, uluslararası liderlerden gelen açıklamalar gerilimi daha da artırırken, gözler yeniden ABD ve Avrupa ülkelerinin atacağı diplomatik adımlara çevrildi.
