“Uluslararası Hukuka Göre Açıkça Savaş Eylemi”
Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, Hindistan’ın saldırısının “uluslararası hukuka göre açıkça savaş eylemi” olduğu ifade edildi. Açıklamada, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51. maddesine atıfla, Pakistan’ın kendi seçeceği zaman ve yerde meşru müdafaa hakkını saklı tuttuğu vurgulandı. Hindistan’ın saldırılarında sivil bölgelerin hedef alındığı, camiler dahil sivil altyapının zarar gördüğü ve aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu onlarca masum insanın yaşamını yitirdiği belirtildi.
Açıklamada, “Bu sebepsiz ve hukuksuz saldırılar, sözde terör kamplarının varlığı bahanesiyle gerçekleştirildi. Ancak Pakistan topraklarında böyle kampların bulunduğuna dair Hindistan’ın öne sürdüğü iddialar tamamen asılsızdır,” denildi.
Hindistan: “Adalet İçin Vurduk”
Hindistan Ordusu sözcüsü Albay Sofiya Kureyşi, saldırıların Cemmu Keşmir’in turistik Pahalgam bölgesinde 22 Nisan’da düzenlenen ve 26 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına karşılık olarak gerçekleştirildiğini açıkladı. Füze saldırılarının yerel saatle 01.00’de başladığını belirten Kureyşi, yaklaşık 25 dakika süren operasyonda “TRF ve Ceyş-i Muhammed örgütlerine ait 9 terör noktasının hedef alındığını” söyledi. Hint yetkililer, saldırıların BM Güvenlik Konseyi'nin terör listesinde yer alan gruplara yönelik olduğunu savunuyor.
Pakistan: “Siviller Hedef Alındı”
Pakistan tarafı ise saldırılarda herhangi bir askeri hedefin vurulmadığını ve sivil bölgelerin bilinçli olarak hedef alındığını iddia ediyor. 26 sivilin hayatını kaybettiği, 46 kişinin ise yaralandığı belirtilirken, özellikle Körfez ülkelerine ait ticari uçakların da tehlikeye atıldığı ve binlerce yolcunun hayatının riske girdiği aktarıldı.
Terörle Bağlantılı Gölge Savaş
Saldırıların merkezinde, Hindistan’ın Leşker-i Tayyibe’nin kolu olarak gördüğü "Direniş Cephesi (TRF)" ve Pakistan'ın geçmişte yasakladığını açıkladığı "Ceyş-i Muhammed" örgütleri yer alıyor. TRF, Keşmir’de Hindistan yönetimine karşı silahlı mücadele yürüten gruplardan biri olarak tanınıyor. Pakistan, söz konusu grupların etkisiz hale getirildiğini ve faaliyetlerinin yasaklandığını vurgularken, Hindistan ise bu örgütlerin hala aktif olduğunu ve Pakistan topraklarında barındırıldığını ileri sürüyor.
Bölgesel Güvenlik Tehlikede
Uzmanlar, bu son gelişmenin iki nükleer güce sahip ülke arasındaki çatışma riskini ciddi şekilde artırdığını belirtiyor. İki ülke arasındaki gerilim yalnızca Güney Asya’nın değil, Körfez ve Orta Asya'nın güvenliği açısından da alarm verici boyutlara ulaşmış durumda.
Pakistan’ın açıklamasında, uluslararası medyanın 6 Mayıs’ta söz konusu bölgeleri ziyaret ettiği ve yeni bağımsız gözlem turları planlandığı da bildirildi. Gözler şimdi, tarafların diplomasiye dönüp dönmeyeceğinde. Aksi takdirde, bölge yeni ve tehlikeli bir çatışma dalgasının eşiğine gelmiş olabilir.