Gençler İçin Üretim Kültürü Programları Geliyor

Programın en dikkat çeken yönlerinden biri, genç bireylerde erken yaşlardan itibaren üretim kültürünü yerleştirmeye yönelik çalışmalar olacak. Bu sayede, gençlerin iş hayatına daha donanımlı şekilde katılması hedefleniyor. Eğitim ve rehberlik programları ile gençlerin iş gücü piyasasına daha kolay entegre olması amaçlanıyor.

Sosyal Yardım Alanlara Özel Destek

Hükümetin yeni yaklaşımı, sadece işsizleri değil; sosyal yardım alan ancak iş gücü piyasasından uzak bireyleri de kapsıyor. Aktif işgücü programlarıyla sosyal yardım alan bireylerin yeniden iş hayatına kazandırılması planlanıyor. Bu çerçevede, beceri geliştirme eğitimlerinden meslek danışmanlığına kadar birçok destek mekanizması devreye sokulacak.

Ev Gençlerinin Oranı Yüzde 33’e Dayandı

Türkiye’de 18-24 yaş aralığında olup ne okula giden ne çalışan ne de iş arayan gençlerin oranı yüzde 31.3’e ulaşmış durumda. “Ev gençleri” olarak bilinen bu grubun istihdam dışı kalması, OECD ortalaması olan yüzde 14.1’in oldukça üzerinde.

2025’in En Çok Merak Edilen Arama Trendleri Açıklandı
2025’in En Çok Merak Edilen Arama Trendleri Açıklandı
İçeriği Görüntüle

Kadınlar ve Bakım Sorumluluğu da Gündemde

Yeni düzenlemeler yalnızca gençleri değil, ailevi sorumluluklar nedeniyle iş hayatına katılamayan kadınları da hedef alıyor. Ebeveyn izni ve bakım yükümlülüklerinin daha adil paylaşımını sağlayacak yasal düzenlemelerle, kadınların da iş gücüne katılımının artırılması hedefleniyor.

Atıl İşgücü Neden Önemli?

TÜİK'in Temmuz 2025 verilerine göre işsizlik oranı yüzde 8 seviyesinde gerçekleşse de, geniş tanımlı işsizlik olarak adlandırılan atıl işgücü oranı yüzde 29.6 ile dikkat çekici seviyelerde seyrediyor. Atıl işgücü, yalnızca işsizleri değil; çalışmaya hazır olduğu halde iş aramayanları, eksik istihdamda olanları ve mevsimlik çalışanları da kapsıyor.

Uzmanlardan Uyarı: Kalıcı Çözümler Şart

Uzmanlar, atıl işgücünün sadece geçici teşviklerle değil, kalıcı ve bütüncül politikalarla azaltılabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle gençlerin iş gücüne sürdürülebilir şekilde entegre edilebilmesi için eğitim sisteminden başlayarak ciddi reformlara ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.


Sonuç olarak, Türkiye’nin üretim potansiyelini artırmak ve gençleri ekonomiye kazandırmak adına atılan bu adımlar, sadece bireysel değil, toplumsal kalkınma açısından da büyük önem taşıyor. Hedef; evde oturan gençleri yeniden harekete geçirmek ve ülkenin iş gücü potansiyelini daha etkin kullanmak.