"Kamu malları tüyü bitmemiş yetimlerin, doğmamış nesillerin hakkıdır"
“Kamu Hakkı Dokunulmazdır” başlıklı hutbede, kamu mallarına el uzatmanın İslam’a aykırı olduğu vurgulanarak, hazine, kamu, belediye, vakıf ve dernek mallarının kişisel çıkarlar için kullanılmasının dinen haram olduğu belirtildi. Bu malların sadece bugün yaşayanların değil, gelecek nesillerin ve muhtaçların da hakkı olduğu dile getirildi.
Kur'an-ı Kerim’de “gulül” olarak adlandırılan bu tür davranışların, kişiyi hem dünyada rezil edeceği hem de ahirette ağır bir cezaya sürükleyeceği kaydedilen hutbede, “Kim, kamu malına ihanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir” ayeti hatırlatıldı.
"Hediye görüntüsündeki çıkar ilişkileri ateştir"
Hutbede, bazı medya organlarında sık sık gündeme gelen kamu hakkı ihlallerine de atıf yapıldı. Kamuya ait menkul ve gayrimenkulleri zimmete geçirmenin, işgal etmenin veya amacı dışında kullanmanın, “ateşten bir korla karın doyurmaya” benzediği ifade edildi.
“Hediye kisvesine bürünen her türlü çıkar ilişkisi, cehennem ateşinden bir parçadır” denilen hutbede, torpil, adam kayırma, yalan beyanla kamu kaynaklarını elde etme, sahte belge kullanma gibi eylemlerin haram olduğu vurgulandı.
"Elektrik ve suyu kaçak kullanmak da kamu hakkını gasp etmektir"
Elektrik ve su gibi temel hizmetleri kaçak kullanmanın da kamu hakkına tecavüz olduğu belirtilen hutbede, devlet desteklerinin amacı dışında kullanılmasının da aynı şekilde günah olduğu kaydedildi. Ayrıca çiftçiyi zarara uğratan stokçuluk ve karaborsacılık faaliyetlerine de dikkat çekildi.
"Peygamberimizin uyarısı hatırlatıldı"
Hutbe, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (SAV) şu uyarısıyla sona erdi:
“Kamu malından haksız kazanç sağlayanlar için kıyamet günü ancak cehennem azabı vardır.”
