Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) ekiplerinin yürüttüğü soruşturma, sağlık sektöründeki organize bir şebekenin faaliyetlerini ifşa etti. Operasyon sonucunda, 8.5 milyon TL değerinde tıbbi malzeme ele geçirildi ve yolsuzluk şebekesinin hastaneye nasıl yerleştiği, nasıl işlediği detaylı bir şekilde ortaya kondu.

Şebeke Nasıl Çalışıyordu?

İddianameye göre, şebekenin faaliyetleri, hastane içerisinde usulsüz tıbbi malzeme temin etmek ve bunları piyasada satmak üzerine kuruluydu. Şüpheliler arasında, hastanede çalışan 3 hemşire, bir tıbbi sekreter ve bir depo sorumlusu yer alıyordu. Bu kişiler, ameliyatlarda kullanılmayan malzemeleri hastane depolarından çaldıktan sonra, bu malzemeleri “steril oda” adı verilen gizli bir odada biriktirip, sonra medikal firmalara ve piyasa satıcılara teslim ediyorlardı.

47 ilaç geri ödeme listesine alındı 47 ilaç geri ödeme listesine alındı

Yolsuzluğun merkezi, hastane güvenlik kameraları ve tıbbi malzeme envanter kayıtlarıyla belgelenen bu şebekenin, hem devletin kaynaklarını hem de hastaların sağlık hizmetlerini nasıl suistimal ettikleri bir kez daha gözler önüne serildi. Ürün Takip Sistemi (ÜTS) verilerine göre, hastaneye ait malzemeler yasa dışı yollarla Balıkesir’deki bir depoda saklanmış ve şüphelilere ait hesaplara gönderilen paralarla karşılıklandırılmış.

Şüpheliler Whatsapp Yazışmalarından Yakalandı

Yolsuzluk olayının çözülmesinde, şüpheliler arasında yapılan whatsapp yazışmaları kilit rol oynadı. Medikal firma yetkilisi C.I. ve hastane ameliyathane sorumlusu D.B. arasında yapılan yazışmalar, hastaneden çıkarılan tıbbi malzemelerin satışından elde edilen gelirin nasıl paylaşıldığını ve bu gelirin kişisel menfaat sağlamak amacıyla nasıl kullanıldığını gözler önüne serdi.

İddianameye göre, C.I. ve D.B. arasında geçen yazışmalar, yalnızca malzeme talepleriyle sınırlı kalmayıp, şüphelilerin gelirlerini nasıl paylaştıklarını ve bu paraların kimlerin hesaplarına aktarıldığını da gösterdi. Şüpheliler, bazı malzemeleri hastane dışındaki gizli alanlarda saklayarak, satışa sunuyorlardı.

Güvenlik Kameraları Her Adımı Kaydetti

Şebeke üyeleri, tıbbi malzemeleri hastanenin otoparkında veya belirledikleri gizli noktalarda teslim alırken güvenlik kameralarına yakalandılar. Malzemelerin usulsüz olarak hastalar üzerine kayıt açılmadan çıkış işlemleri yapıldığı ve sonra gizli odalarda biriktirilip satıldığı, güvenlik kamera görüntüleriyle belgelenmiş durumda. Kom ekiplerinin yaptığı takibin ardından, 13 farklı kalemden toplamda 579 adet tıbbi malzeme ele geçirildi.

Şüpheliler İfadelere Karşı Savunma Yaptı

Operasyon kapsamında gözaltına alınan şüpheliler, sorgulamalarında farklı savunmalar yapmış olsa da, tüm suçlamaları reddettiler. C.I., D.B. ile yaptığı ticari faaliyetlerin hiçbir kişisel menfaat sağlamadığını iddia etti. D.B., whatsapp yazışmalarındaki ödeme taleplerinin, başka bir ticari konuya ilişkin olduğunu savundu.

H.Ş. ve T.S. ise, işlemlerini D.B.'nin şifresiyle yaptıklarını ve her zaman amirlerinden talimat aldıklarını belirterek, kendi sorumlulukları olmadığını ileri sürdüler. Ancak hastane otoparkındaki para alım görüntülerinin, yapılan işlemlerle ilgili şüpheleri artırdığı ifade ediliyor.

Kamu Zararının Boyutları

Soruşturma, kamu zararını yaklaşık 8.5 milyon TL olarak belirledi. Şüphelilerin, hastane kaynaklarını kendi menfaatlerine kullandıkları ve devletin büyük bir maddi kayba uğratıldığı iddia ediliyor. Yolsuzluk şebekesinin organize yapısı, Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin yaptığı denetimlerde de tespit edildi. Başmüfettişler, hastane envanterindeki eksiklikler ve usulsüzlükleri belirlemek için derinlemesine incelemeler yaptı.

İkinci Duruşma Mart Ayında

Tutuklu sanıklar C.I. ve D.B., ilk duruşmada serbest bırakılırken, diğer şüpheliler adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar. Davanın ikinci duruşmasının Mart ayında yapılacağı öğrenildi. Bu dava, sağlık sektöründe yaşanan tıbbi malzeme yolsuzluklarıyla mücadelede önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.

Bursa Şehir Hastanesi’ndeki bu büyük yolsuzluk operasyonu, hem devletin sağlık harcamalarındaki büyük kaybı gözler önüne seriyor hem de hastanelerdeki denetim eksikliklerinin ve organize suçların nasıl sistematik hale geldiğini ortaya koyuyor.