AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, Millet İttifakı’nın yayınladığı mutabakat metninde yer alan ekonomi bölümüne ilişkin “Ziraat Bankası Kurnazlığı” eleştirisinde bulundu.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, Millet İttifakı’nın mutabakat metninin ekonomi bölümünde ‘Finans Sektörü Politikaları’ başlığı altında yer alan ‘Ziraat Bankası’nı çiftçinin, Halk Bankası’nı esnaf ve KOBİ’lerin bankası yapacağız’ vaadine ilişkin eleştirilerde bulundu.

Canikli eleştirisinde Ziraat Bankası’nın zaten bir çiftçi bankası olduğunu belirterek, “Sübvansiyonlu olarak verilen kredilerin tamamı sadece Ziraat Bankası tarafından sağlanmaktadır. Ziraat Bankası dışında hiçbir banka çiftçilere destekli kredi vermemektedir. Ayrıca Ziraat Bankası, çiftçilerimizin ihtiyacı olan sübvansiyonlu kredilerin tamamını zaten karşılamaktadır. 7’li masanın bu kurnazca vaadini, ilk bakışta çiftçinin ve esnafın lehine olacak bir vaat olduğunu düşünüyorsunuz. Sonuçta Ziraat Bankası, adı üstünde, tarımla ilgili bir banka ve çiftçinin bankası olması kadar doğal bir şey olamaz diyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“Ziraat Bankası’nın çiftçilere kullandırdığı nakdi kredi miktarı 252 milyar liradır”

Canikli şöyle devam etti:

“7’li masanın bu vaadi ile sanki Ziraat Bankası, finansal kaynaklarının tümünü sadece çiftçilere aktaracakmış gibi bir kurgu ile mesaj verilmeye çalışılıyor. Sanki Ziraat Bankası’nın tarım dışı sektörlere verdiği krediler geri alınacak ve çiftçilere aktarılacakmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. İlk bakışta böyle düşünülüyor ancak biraz detaya girildiğinde hiç de masum olmayan, gizlenmiş ve finansal sistemimizin bağımsızlığını tehdit eden bir hedefin olduğu fark ediliyor ve anlaşılıyor. Bugün itibariyle Ziraat Bankası’nın çiftçilere kullandırdığı nakdi kredi miktarı 252 milyar liradır. Tarım dışı sektörlere kullandırdığı nakdi kredi tutarı ise 701 milyar liradır.”

Ziraat Bankası’nın nakdi kredilerinin yüzde 26.4’ünü tarım kesimine, yüzde 73.6’sını ise tarım dışı sektörlere aktarıldığını belirten Canikli “Şimdi can alıcı soruya gelelim. Ziraat Bankası, tarım dışı sektörlere kullandırdığı 701 milyar TL’lik kredinin tamamını veya büyük bölümünü bunlardan alıp tarım kesimine, yani çiftçilere aktarabilir mi? Bu sorunun cevabı kocaman bir hayırdır. Çünkü Ziraat Bankası çiftçilerin tarımsal üretim ve yatırım için ihtiyaç duydukları ve talep ettikleri kredinin tamamını zaten karşılamaktadır. Bir başka ifade ile Ziraat Bankası’nın bugün itibariyle çiftçilere sağladığı 252 milyar liralık nakdi kredi, çiftçilerin ihtiyaç duyduğu kredi miktar için yeterli olmaktadır. Bu durumda tarım dışına aktarılan 701 milyar liralık kaynak ne olacaktır? 7’li masanın, ‘Ziraat Bankası’nı çiftçinin bankası yapacağız’ şeklindeki vaadinin gereği olarak, Ziraat Bankası’nın tarım dışı sektöre verdiği 701 milyar TL’lik krediyi vadesi geldiğinde yenilemediğini ve tahsil ettiğini varsayalım. Ziraat Bankası sadece çiftçinin bankası olacağı ve tarım dışı sektörlere kredi veremeyeceği için bu kredilerin hepsini tahsil etmiş olacaktır” açıklamasında bulundu.

Tarım sektörün kredi ihtiyacı karşılandığı için çiftçinin ilave kredi talep etmediğine dikkati çeken Canikli, “Ziraat Bankası elinde kalan 690 milyar liralık kaynağı bir yerlere kredi olarak veremez ve değerlendiremez ise zarar eder, mali yapısı bozulur, bir süre sonra da iflas eder. Bu durumda Ziraat Bankası’nın önünde tek bir seçenek kalmaktadır; Elinde kalan 690 milyar liralık kaynağı mevduat sahiplerine iade etmek. Yani küçülmek. Yani aktif büyüklüğünü yüzde 75 oranında azaltmak. Yani para piyasasındaki gücünü büyük oranda kaybetmek. Yani etkisiz bir aktör haline gelmek. Eğer Ziraat Bankası bu şekilde gücünü kaybederse, buradan doğan boşluk, yabancı sermayeli bankalar dahil özel sektör bankaları tarafından doldurulacaktır. Türkiye finansal sistemimizde, küresel sermayenin ezici ve yıkıcı gücünü dengeleyebilecek ulusal bir finansal güç kalmamış olacaktır. İlk bakışta masumane gözüken bu vaadin arkasında gizlenen hedef, finansal sistemimizin anahtarlarının küresel sermayeye teslim edilmesi ve finansal sistemimizin dış şoklara karşı korumasız hale gelmesidir” ifadelerine yer verdi.

Canikli şöyle devam etti:

“Matematiksel 4 işlemi bilen bir ilkokul öğrencisi tarafından dahi kolaylıkla ulaşılabilecek olan bu sonuç ve tespit ortadayken, 7’li masanın kurmaylarının halen bu vaadi, Ziraat Bankası’nı çiftçinin bankası haline getirmek olarak sunmaya çalışmaları ibret verici bir olaydır. Konu açılmışken Ziraat Bankası’nın bugün itibariyle çiftçinin bankası olduğunu ve son 20 yılda çiftçilere sağlanan sübvansiyonlu kredilerin çok büyük miktarlara ulaştığını gösteren rakamları da paylaşmak istiyorum. 20 yıl önce sübvansiyonlu kredi kullanan çiftçi sayısı 48 bin iken bugün 1 milyonu aşmıştır. 20 katın üzerinde bir artış meydana gelmiştir. 20 yıl önce çiftçilerin kullandığı sübvansiyonlu kredi tutarı 400 milyon TL iken bugün itibariyle 252 milyar TL’yi aşmıştır. 620 katın üzerinde bir artış meydana gelmiştir.”

Ziraat Bankası’nın bugün itibariyle tarım dışı alanda kredi kullandırdığı firma sayısının 315 bin 733 olduğunu dile getiren Canikli, “7’li masanın bu vaadi gerçekleşirse Ziraat Bankası bu firmalara sağladığı kredilerin tamamını kapatacak ve bu firmaların büyük bölümü mali sıkıntı içine girecektir. Buna bağlı olarak büyük boyutta üretim ve istihdam kaybı yaşanacaktır. Benzer bir değerlendirme Halk Bankası için de geçerlidir. Bir de Ziraat Bankası’nın iktidarın yandaşlarına kredi vermek için 7’li masanın bu vaadini eleştirdiği şeklindeki akıl dışı iddialarına da cevap vermek gerekir. Muhalefetin yandaş olarak tanımladığı firmalara Ziraat Bankası tarafından verilen kredilerin, toplam krediler içindeki payı binde 5’in altındadır. Bu krediler, bankacılık kurallarının gerektirdiği teminatlara bağlanmış ve piyasa faiz oranı ile sağlanmış kredilerdir. Bunun yanında Hükümete ve Cumhurbaşkanımıza şiddetle muhalif olan ve muhalefete her türlü aktif desteği veren büyük bir sermaye grubunun Ziraat Bankası’ndan kullandığı kredi miktarı, yandaş olarak adlandırılan firmaların kullandığı kredi toplamından 40 kat daha fazladır. Demek ki Ziraat Bankası hiçbir kimseye veya firmaya ayrıcalıklı muamelede bulunmamakta, siyasi düşünce ve kökenine bakmadan, ticari hayatın gerekleri çerçevesinde fonlama faaliyetini sürdürmektedir. En önemlisi ise bugün Ziraat Bankası’nın çiftçinin ve tarımın bankası olduğu gerçeğidir” ifadelerini kullandı.