Pers rüzgar yakalayıcılarından ilham alınarak tasarlanan sistem, hesaplamalı akışkanlar dinamiğiyle optimize edildi. Sıcak hava, uzun dikey kuleler aracılığıyla çekiliyor, seramik soğutma sütunları ile aşağı doğru yönlendiriliyor. Ardından, buharlaşan kil kiremitlerle kaplanmış dar taş tünellerde soğuyan hava, yeraltı havalandırma deliklerinden yaşam alanlarına ulaşıyor.

Elektrik enerjisi kullanmayan bu sistem sayesinde iç mekan sıcaklıkları dışarıdan yaklaşık 15°C daha düşük tutulabiliyor. Termal konveksiyonla sürekli çalışan hava hareketi; sıcak havanın yükselmesi, soğuk havanın ise aşağı inmesiyle kalıcı ve doğal bir serinlik döngüsü sağlanıyor. Kil kiremitlerin nem emme özelliği ise, nem kontrolünü kompresörlere ihtiyaç duymadan mümkün kılıyor.

Testler, hem kentsel mahallelerde hem de kırsal camilerde başarıyla gerçekleştirildi. Bakım maliyetlerinin neredeyse sıfır olması ve hareketli parça kullanılmaması sistemin dayanıklılığını artırıyor. Katar, bu teknolojiyi mahalle ölçeğinde yaygınlaştırmayı ve güneş gölgeleme ile akıllı kentsel tasarımla entegre etmeyi hedefliyor.

Mimarlar ise bu yenilikçi hava akışı sistemini, pompasız ve sürdürülebilir soğutma sağlayan gökdelen projelerine uyarlamaya başladı. Akıllı şehir planlamacıları, bu sistemi özellikle çöl bölgeleri için modüler ve ölçeklenebilir bir şehircilik modeli olarak değerlendiriyor.

Dünyada soğutmanın küresel elektrik tüketiminin %10’unu oluşturduğu bir dönemde, Katar’ın geliştirdiği bu pasif soğutma teknolojisi enerji tüketimini azaltmaya yönelik sessiz ama etkili bir devrim olarak dikkat çekiyor.