Dağlık Karabağ’da 30 yıldır devam eden haksız işgal sona eriyor. Azerbaycan, Ermenistan’a karşı tarihi bir zafer elde etti. Ermenistan yenilgiyi kabullendi. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Rusya lideri Vladimir Putin ve Azerbaycan lideri İlham Aliyev Dağlık Karabağ’daki savaşı bitiren anlaşmanın imzalandığını duyurdu. Aliyev, Ermenistan tarafının kendi isteğiyle değil Azerbaycan’ın ‘demir yumruğu’ nedeniyle imza attığını aktardı. Resmi medya tarafından zafer haberleriyle kandırılan Ermeniler, yenilgiyi duyunca çılgına dönüp parlamento ve hükümet binalarını bastı.

JEOPOLİTİK KONUMUYLA ÖNE ÇIKIYOR

Dağlık Karabağ, altın ve bakır gibi madenler ile çeşitli yer altı kaynaklarının bulunduğu bir bölge. Ermenistan ve İran’ı kontrol edebilecek jeopolitik konumuyla ön plana çıkan Dağlık Karabağ’da, bugün Azerbaycan’ın yüzde 20 civarında toprağı bulunuyor. Karabağ, Azerbaycan’da Kür ve Aras nehirleriyle Ermenistan sınırları içinde bulunan Gökçe Gölü arasındaki dağlık bölge ile buraya bağlı ovalardan, Ağdam, Kelbecer, Laçın, Cebrail, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan yerleşim yerinden meydana geliyor. Stalin döneminde bölgeye yerleştirilen bölgedeki Ermeni nüfus gerekçe gösterilerek 1923’te Dağlık Karabağ’a idari açıdan özerklik verilmesi tavsiye edildi. Böylelikle, Dağlık Karabağ, Sovyetler Birliği döneminde Azerbaycan’a bağlı özerk bir vilayet haline geldi. Uzun yıllar özerkliğini koruyan bölgenin statüsü, 1988’de Sovyetler Birliği’nin son döneminde tartışmaya açıldı. Dağlık Karabağ yönetimi, bölgedeki Ermeni nüfusunu bahane ederek Azerbaycan yönetiminden ayrılma kararı aldı. Azerbaycan ise kararı geçersiz saydı. SSCB yönetimi Azerbaycan ve Ermenistan’ın sınırlarının değişmesinin mümkün olmadığını duyurdu. Ermeniler, karara tepki göstererek Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’dan ayrılması için faaliyetlerini artırdılar. Bir süre Dağlık Karabağ’ın yönetimini üzerine alan Sovyetler Birliği Yüksek Meclisi, 28 Kasım 1989’da bölgenin özerkliğine son vererek Dağlık Karabağ’ın doğrudan Azerbaycan’a bağlanmasını kararı aldı. Ermenistan ise 1 Aralık 1989’da Karabağ’ı tek taraflı olarak kendisine birleştirme kararı aldı.

İŞGAL 1991’DE BAŞLADI

Ermenistan, bu kararlar üzerine Dağlık Karabağ’ın başkenti Hankendi’de Azerbaycanlılara saldırılarını artırdı. Rusya’nın da desteğini alan ve Azerbaycan’ın hazırlıksız olmasını fırsat bilen Ermenistan, Dağlık Karabağ ve çevresine yönelik işgal sürecini başlattı. Ermeniler, Azerbaycan’ın 1991’de bağımsızlığını ilan etmesinin hemen ardından ‘Dağlık Karabağ Cumhuriyetini’ ilan etti. Bölgede çatışmalar artarken, Ermeniler günler süren saldırılar sonucunda Dağlık Karabağ’ın merkezi Hankendi’ni 28 Aralık 1991’de işgal etti.

HOCALI’DA RUSLARLA BERABER KATLİAM VE İŞGAL

Sonrasında ise hala Türk dünyasının kalbinde tazeliğini koruyan, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen Hocalı şehrindeki katliam ve işgal gerçekleşti. Aylar süren saldırılarını 25 Şubat 1992’de yoğunlaştıran Ermeniler, gece, Sovyet Rus ordusunun o zaman Hankendi’de bulunan 366. motorize alayının da yardımıyla üç koldan saldırdı. Sadece işgalle yetinmeyen Ermeniler, sivilleri toplu şekilde katlederek ve esirlere acımasızsa işkence yaparak 20’nci yüzyılın en kanlı katliamlarından birine imza attı. Saldırıda 63’ü çocuk, 106’sı kadın olmak üzere 613 kişi öldürüldü. 7 Mayıs 1992’de İran’da Azerbaycan ve Ermenistan Devlet Başkanları sorunun çözümü için anlaşma imzalamış, ancak bir gün sonra Ermeniler 8 Mayıs 1992’de bölgedeki en stratejik noktalardan biri olan Şuşa’yı işgal etti. Azerbaycan’ın merhum lideri Haydar Aliyev tarafından ‘anıtlar şehri’ olarak adlandırılan Şuşa’da 200 Azerbaycan Türkü şehit olurken, 150’si de yaralandı.

İŞGAL EDİLEN LAÇIN STRATEJİK ÖNEME SAHİP

Doğal zenginliklerin ve maden suyu kaynaklarının bolca bulunduğu Laçın ise 18 Mayıs 1992’de Ermeni güçler tarafından işgal edildi. Dağlık Karabağ’ı Ermenistan’a bağlayan yol üzerinde olması sebebiyle stratejik öneme sahip olan Laçın’da hava saldırıları ve çatışmalar sonucunda çok sayıda ev yıkıldı, şehir yağmalandı, köyler yok edildi. 264 kişi şehit oldu. 2 Ekim 1992’de Hocavend’i işgal eden Ermenistan güçleri, 13’ü kadın 13’ü çocuk olmak üzere 145 Azerbaycan Türkünü şehit etti. Hocavend’de işgal ile birlikte bin 723 ev yıkıldı. Şifalı maden suyu kaynaklarıyla bilinen Kelbecer, 2 Nisan 1993’de Ermeni güçleri tarafından işgal edildi. İşgal esnasında 511 Azerbaycan Türkü şehit edildi. Ermeni güçlerin 7 Temmuz 1993’te işgal ettiği Ağdere, Dağlık Karabağ’ın en önemli tarım merkezlerinden biriydi.

AĞDAM’DA 6 BİNE YAKIN ŞEHİT

23 Temmuz 1993’te Ermenistan silahlı kuvvetlerinin işgale başladığı Ağdam’da farklı şehirlerden gelerek şehri savunan 5 bin 897 Azerbaycan Türkü şehit oldu. Bakü’yü 1918’de Ermeni çeteleri ve Bolşevik birliklerinden kurtaran Kafkas İslam Ordusu Komutanı Nuri Paşa, Ağdam’a gelmiş burada Azerbaycan bayrağını göndere çekerek, Şuşa şehrine geçmişti. Cebrayıl ise 23 Ağustos 1993 tarihinde Ermeni güçlerince işgal edildi. 362 Azerbaycan Türkünün şehit olduğu şehir, zengin yer altı kaynaklarına sahip önemli bir bölge olarak biliniyor.

FUZULİ’NİN BİR KISMI İŞGALDEN KURTARILDI

Ermenistan güçlerinin, 23 Ağustos 1993’te işgal ettiği bir diğer yerleşim yeri Fuzuli’de bin 100’den fazla Azerbaycan Türkü şehit edildi. Ancak işgal edildikten sonra Fuzuli’nin bir kısmı Azerbaycan ordusu tarafından işgalden kurtarıldı. Zangezur Dağları ile Dağlık Karabağ arasında bulunan Gubadlı ise 31 Ağustos 1993’te Ermeniler tarafından işgal edildi. Şehrin savunması esnasında 283 kişi şehit oldu. Zengilan 29 Ekim 1993’de Ermenistan güçleri tarafından işgal edilen son bölge oldu. Komşu bölgelerin işgalinden sonra bölgedeki siviller, yeni bir Hocalı katliamı ihtimalinden korkarak Araz nehri üzerinden İran’a geçmek zorunda kaldı.

TOPLAM 20 BİN CİVARINDA ŞEHİT

Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali sırasında toplamda 20 bin civarında Azerbaycan Türkü şehit olurken, 100 binden fazla kişi yaralandı. Sivillere yönelik de yapılan saldırılar neticesinde günümüze kadar toplam mülteci ve göçmen sayısı da 1,5 milyon kişiyi aştı. Bölgedeki sivil halkın kullandığı altyapı ve kurumlara yönelik tahribatlar neticesinde ise 7 bin devlet dairesi, 750 okul, 680 tıp merkezi ve 1 milyondan hektardan fazla tarım bölgesi zarar gördü.

İŞGALİN MALİYETİ 320 MİLYAR DOLAR

Ermenistan ordusu, Azerbaycan Türklerine ait tarihi coğrafyada yer alan kültürel varlıklara da zarar verirken, toplam 950 kütüphane, 44 mabet ve 9 mescit tahrip edildi. Uluslararası hukuku da hiçe sayarak işgalini sürdüren Ermenistan’ın bölgede yarattığı maddi kaybın ise toplamda 320 milyar doları aştığı tahmin ediliyor.

TÜRK SİHA’LARDAN ERMENİ GÜÇLERE DARBE ÜSTÜNE DARBE

Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırmasıyla başlayan çatışmalarda Azerbaycan güçleri Türk SİHA’larının desteğiyle Ermeni güçlerine darbe üstüne darbe vurdu. Azerbaycan ordusunun çatışmalar sonrası sahada kazandığı üstünlüğün perde arkasındaki araçlardan biri ise Bayraktar TB2 Silahlı İnsansız Hava Aracı oldu.

TEMMUZ AYINDA SINIRA YOLLANDI

Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında sahadaki dengeleri Azerbaycan adına değiştiren SİHA’lar ilk defa geçtiğimiz temmuz ayında bölgeye gönderilmişti. Ermenistan’ın kardeş ülke Azerbaycan’a saldırması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Erivan yönetimini sert şekilde uyararak, “Azerbaycan’ın hakkına, hukukuna, topraklarına yönelik her türlü saldırının karşısında yer almaktan asla tereddüt göstermeyeceğiz” ifadelerini kullanmasının ardından harekete geçen Türk Silahlı Kuvvetleri Bayraktar TB2 SİHA’ları Türkiye-Ermenistan sınır hattına yollamıştı.

KENDİ SINIFINDA DÜNYANIN EN İYİSİ

Teknik özellikleri ve katıldığı operasyonlar değerlendirildiğinde kendi sınıfında dünyanın en iyisi olan milli SİHA Bayraktar TB2, 2014 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) envanterine girdi. Şu anda envanterde bulunan 110 Bayraktar TB2 SİHA, 200 bin uçuş saati ile güvenlik güçleri tarafından yurt içi ve yurt dışında terörle mücadelede etkin olarak görev yapıyor.

AZERBAYCAN’IN GÖZÜ SİHA’LARDAN SONRA İKİ TÜRK SAVUNMA ARACINDA

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmalarda gündeme gelen Türk SİHA’ları sahadaki tüm dengeleri değiştirirken, Azerbaycan geçtiğimiz şubat ayında yapılan anlaşma sonrası Türkiye tarafından sağlanan 200 milyon liralık destek ile savunma ürünlerine daha fazla ağırlık vermeye başladı. Azerbaycan’ın Bayraktar TB2 SİHA’dan sonra ajandasında ATAK Taarruz Helikopteri ve Altay tankı da bulunuyor. 25 Şubat’ta Bakü’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in katılımıyla düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 8’inci Toplantısı’nda imzalanan “Askeri Mali İşbirliği Anlaşması” kapsamında Türkiye, Azerbaycan’a 200 milyon Türk lirası değerinde mali destekte bulundu.

SİHA’DAN SONRA ATAK VE ALTAY DA İSTENİYOR

Azerbaycan’ın Türkiye’den silah almasının önünü açacak anlaşma kapsamında Azerbaycan’ın bu meblağla Türk savunma sanayisi şirketlerinden istediği ürün ve hizmet alabileceği vurgulanmıştı. Yapılan anlaşma sonrası Azerbaycan harekete geçti. Azerbaycan’ın Türkiye’den 6 adet Bayraktar TB 2 SİHA satın aldığı öne sürülürken, Atak helikopteri ve Altay tankları için de görüşmelerin yürütülebileceği kaydediliyor. Türkiye bir NATO ülkesi olarak NATO’nun envanterinde olan silahları 3. bir ülkeye veremezken SİHA ve İHA’lar Türkiye’nin kendi ürettiği silahlar olması nedeniyle bu silahların Azerbaycan’a verilmesinin önünde hiçbir engel bulunmuyor.

İLK KEZ TATBİKAT İÇİN GETİRİLDİ

T129 ATAK Taarruz Helikopteri 30 Temmuz’da Türkiye ve Azerbaycan’ın geniş kapsamlı ortak askeri tatbikatında ilk defa Nahçıvan’a getirilmiş, Azerbaycan’a ait helikopterlerle birlikte uçuşlar yapan ATAK helikopteri katılımcıların ilgisini çekmişti.Ağır silah yükü ile zorlayıcı sıcak hava-yüksek irtifa görevleri için optimize edilmiş olan T129 ATAK Helikopteri gece ve gündüz koşullarında yüksek manevra ve performans kabiliyetine sahip bulunuyor. Azerbaycan sınırları içerisinde yer alan Dağlık Karabağ, Sovyetler Birliği zamanında, 1923’ten 1989’a kadar Dağlık Karabağ Sovyet Sosyalist Özerk Bölgesi (Oblast) adını taşıyordu. 1990’ların başlarında bölgede etnik çatışmalar başladı. Ermenistan’ın Karabağ’ı kendi sınırlarına katma isteğini açıklamasının ardından bu çatışma Ermenistan ve Azerbaycan arasında savaşa dönüştü. 10 Aralık 1991’de Azerbaycanlıların boykot ettiği ve yalnız Ermenilerin katıldığı halkoylaması sonucuna göre bağımsızlık kararı alındı ve 6 Ocak 1992’de de bağımsızlık resmen ilan edildi. Fakat Ermenistan da dahil olmak üzere hiçbir ülke veya uluslararası kuruluş Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığını tanımadı.

Bu haber Ekovitrin Kasım sayısında! PDF dosyasını indirmek için TIKLAYIN...