“Türkiye’nin 1 trilyon dolarlık ekonomisinin yaklaşık %80’i Avrupa Birliği ile gümrük birliği ilişkisi olan ya da serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkelerle gerçekleşiyor. Ayrıca Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’daki dost komşularımızla da güçlü ticaret ilişkilerimiz mevcut. Bu da bizi küresel ticari türbülanslara karşı görece yalıtılmış hale getiriyor,” diyen Şimşek, ülkenin ABD ile olan ticaret hacminin sınırlı olması nedeniyle yeni tarifelerden doğrudan etkilenmeyeceğini ifade etti.
“Makroekonomik reformlar etkisini gösterecek”
Şimşek, düşen petrol fiyatlarının Türkiye gibi enerji ithalatçısı ülkeler için fırsat olduğunu belirterek, “Enerji maliyetlerindeki azalma, cari açığın daralmasına ve uluslararası rezervlerin yeniden inşasına katkı sağlayacak” dedi. Bu durumun, yaklaşık 18 ay önce hayata geçirilen ve halen uygulanan makroekonomik reformların başarısını daha görünür kılacağına inanıyor.
"Sarsıntılar geçici, hedefler net"
Geçtiğimiz ay yaşanan siyasi gelişmelerin ardından piyasaların sarsıldığını kabul eden Şimşek, “İç siyaset kaynaklı türbülans büyük ancak kısa vadeli bir etki yarattı. Şimdi ise dış kaynaklı, tarifelere dayalı bir baskıyla karşı karşıyayız,” dedi. Türkiye'nin görece kırılganlığının, bazı gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha düşük olduğunu ifade etti.
“Disiplinli bütçe, güçlü ekonomi”
Şimşek, ekonomik yavaşlamanın vergi gelirlerini olumsuz etkileyebileceğini ve bu durumun beklenenden daha geniş bir bütçe açığına yol açabileceğini belirtti. Ancak bu açığın kontrol altında tutulacağını vurgulayarak, “Ne olursa olsun harcama disiplinini sürdüreceğiz. Büyük resme baktığımızda bununla baş edebiliriz,” ifadelerini kullandı.
2023’te GSYH’nin %3.1’i, 2024’te ise %4.9’u oranında bütçe açığı öngörüldüğünü hatırlatan Şimşek, Türkiye’nin borçluluk oranının GSYH'nin yalnızca %25’i seviyesinde olduğunu ve bu oranın mali disiplinle sürdürülebilir kalacağını söyledi.
"Hukukun üstünlüğü ve öngörülebilirlik önceliğimiz"
Siyasi gelişmelere doğrudan yorum yapmaktan kaçınan Şimşek, Türkiye’nin yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik reform sürecinin sürdüğünü belirtti. “Hukukun üstünlüğü, fiyat istikrarının sağlanması, öngörülebilirliğin arttırılması ve yatırım ortamının geliştirilmesi temel önceliklerimiz arasında,” dedi.
