Krediye erişimin her zamankinden zor ve maliyetli olduğu bir dönemden geçiyoruz. Firmalar bırakın uygun krediye ulaşmayı, bir şekilde işlerini sürdürebilecekleri kaynağa ulaşmak için her türlü riski hatta hileyi göze alıyor. Yıl sonuna yaklaşırken, hileli finansal raporlamanın en yoğun görüldüğü günleri yaşıyoruz. Kapalı kapılar ardında neler yaşandığını aktaran Suistimal-Hile Denetmeni ve Adli Muhasebe Uzmanı Fikriye Aslan’a göre firmaların krediye ulaşma ihtiyaçları bazen hileli yollara başvurulmasına neden oluyor. Hileli Finansal Raporlama da bunun en yaygın yolu. Firmalar kimi zaman ödemeyecekleri vergileri göze alarak karlılık gösteriyor, hatır çekleri ve senetleri, sahte tahsilatlarla bankalara sundukları kayıtları manipüle ediyor. Bir firmayı kağıt üzerinde olduğundan daha iyi bir finansal durumda göstermenin yüzlerce yolu var. “Kalem oynatmak” diye tabir edilen bu uygulamalar hiç de masum değil. Çünkü Fikriye Aslan’a göre firmalar bu yolla zaten ödemeyecekleri kredilere ulaşıyorlar. Yapılansa rakamlar yoluyla insanları ve kurumları yanıltmak.

Fikriye Aslan ACFE’nin (Uluslararası Hile ve Suistimal Denetçileri Derneği) 2024 tarihli güncel raporundan da çarpıcı veriler aktarıyor. İki yılda bir yayımlanan ve Türkiye’den de vakaların ele alındığı bu raporda hile ve suistimal olayları incelenerek veriye dönüştürülüyor. Bu rapora göre hileli finansal raporlama yüzde 5 ile diğer hile ve suistimal olayları arasında oransal olarak küçük duruyor. Ancak ortalama kayıp açısından bakıldığında olay başına 766.000 dolar ile zimmet ve yolsuzluk suçlarının yarattığı kaybın tam iki katı büyüklüğüne ulaşıyor. Fikriye Aslan, riskin büyüklüğünü anlatmak içinse yine aynı rapordan şu veriyi paylaşıyor: 2 senede bir rapor yayınlayan ACFE’nin 2022 tarihli raporunda, hileli finansal raporlama vakalarında ortalama kayıp 593.000 dolarken iki yıl sonraki son raporda bu rakam yüzde 30’luk artışla 766.000 dolara çıkıyor.

Hilenin boyutları çok büyük olabiliyor

Suistimal-Hile Denetmeni ve Adli Muhasebe Uzmanı Fikriye Aslan, hileli finansal raporlamanın arka planında hayatın gerçekleri bulunduğunu, burada ayırıcı unsurun niyet olduğunu söylüyor. Aslan’a göre pazarlama ekibinin yıl sonu primini artırmak için yaptığı küçük “kalem oynatmalar” firmaları batırmaz, piyasayı bozmaz belki. Ancak firmanın stoğunda bulunun malı yokmuş gibi göstermesi ya da tedarik edilmiş bir evrakla çizgi altındaki toplamın değiştirilmesi kabul edilebilir bir durum değildir.

Hileli finansal raporlama konusunda Fikriye Aslan şunları söylüyor:

İşletmelerde en yıkıcı hile ve suistimal yollarından biri hileli finansal raporlamadır. Elde edilmek istenen çıkara bağlı olarak şirketlerin finansal raporları bazen olduğundan iyi bazen de olduğundan kötü gösterilir. Burada amaç kimi zaman kredi kullanmak için bir bankayı, kimi zamansa daha az kâr payı ödemek için ortakları yanıltmaktır. Amaç ne olursa olsun hileli finansal raporlama şirketin üst yönetiminin ya da yetkili yöneticilerinin bilgisi dahilinde olmadan yapılamaz. O sebeple organize bir hile biçimidir. Tek bir usulsüz işleme dayanmadığı ve zaman içinde gerekli karartmalar yapılarak gerçekleştirildiği için tespit edilmesi zordur. Burada ayrılması gereken bir nokta var. Finansal raporlar üzerinde kimi zaman yanlışlık eseri, bilgisizlikten ya da güncel olmayan mevzuata bağlı olarak işlem yapmaktan kaynaklanan hatalar da olabilir. Hile ve adli denetim açısından bunların birbirinden iyi ayrılması gerekir.

Hileli finansal raporlama piyasayı bozuyor

Hileli finansal raporlamanın bireylere, kurumlara, şirketlere verdiği zararlar var. Ancak Fikriye Aslan’a göre asıl mesele ticaret barışının bozulması, haksız rekabetin doğması ve bu yolla avantaj sağlayan firmaların piyasanın doğal işleyişini bozması. Çünkü hileli finansal raporlama yoluyla, alamayacağı krediyi alan bir firma kayıtlarını usulüne göre tutan firmaya karşı bir haksız rekabet doğuruyor ve ekonomi üzerinde biriken bir yük oluşturuyor.

Peki firmalar en çok neden bu yola başvuruyor? Fikriye Aslan’a göre işletmelerin olduğundan daha iyi durumda, hasılat ve varlıklarının normalden daha yüksek gösterilmesi ya da gerçekte var olan bir yükümlülük veya giderin göz ardı edilmesi şeklinde gerçekleştiriliyor. Finansal raporlar üzerinde böyle bir hileli işlemle, işletmeler gerçekte ödeme güçleri olmayan kredilere ulaşabiliyor.

Hem gelir gider tablosunda hem bilançoda hem de nakit akış tablosunda hileli işlemler yapmak mümkün. Bu tip hileli işlemleri standart bir banka ya da denetim şirketi denetimi ile tespit etmek çok güç. Çünkü bu hileler tepe yöneticilerin inisiyatifi ile uzun sürelere yayılarak yapılıyor ve gerekli bütün resmi evraklar da hileli yolla tedarik edilmiş oluyor. Örneğin marka kendi elinde bulunan bir lisansı ya da markayı yurtdışına satıyor sonra sattığı markayı çok yüksek bedeller ödeyerek kiralıyor. Satışın da kiralamanın da bütün yasal evrakları hazır. Evrak üzerinden giderek hileyi tespit etmek mümkün olmuyor.

Bakan Bolat: Yenilenebilir enerjide Türkiye–Azerbaycan iş birliği büyüyecek
Bakan Bolat: Yenilenebilir enerjide Türkiye–Azerbaycan iş birliği büyüyecek
İçeriği Görüntüle

Bir başka örnek, bir türlü bitmeyen dekorasyon ve yenileme çalışmaları. Bu tip hizmetlerin emsal bir değeri yok. Firma 2 liralık harcama yapıp 20 lira gösterebiliyor. Aslında böyle bir restorasyon yapılmamış, her şey fatura üzerinde cereyan etmiş. Bir başka yol ise amortisman oranlarıyla oynamak. Bu hileyi yapan kişiler konuyla ilgili mevzuata ve o mevzuatın kendilerine sağladığı bütün esnekliklerden haberdar. Firmaların, kişilerin kafasında legalize ettiği bu yol aslında bir suç. Bu suçu işleyen kişiler bunu saklamak için de mekanizmalar kuruyorlar. Aslan’a göre bu suçu işleyenler alt yapıyı kuruyor, denetmenler ise iğneyle kuyu kazarak iyi gizlenmiş bu işlemleri satır aralarından okumaya çalışıyor.

Denetlerken nereye bakacağınızı bilmeniz gerek

Aslan, bu denetim süreciyle ilgili şunları söylüyor: “Önemli olan nereye bakacağını bilmektir. Doğru yere bakan uzmanlar orantısızlıkları görür. Örneğin hileli finansal raporlama yöntemlerinde varlıklardaki yüksek değerleme en çok stok alacak ve maddi duran varlıklar kalemlerinde gerçekleşir. Bu hesaplar üzerinde yapılacak hileli finansal raporlamanın işlemler ve bakiyeler arasında izlenebilmesi daha kolay olabilmektedir. Bu çok teknik bir süreçtir. Kırmızı bayrak diye tabir ettiğimiz karşılaştırmalı denetimde ortaya çıkan izleri iyi takip etmek gereklidir. Ayrıca unutulmamalı ki her suç kendi özel durumu içinde değerlendirilmelidir. Bu tip denetimlerde standart yollar yoktur. Ayrıca bütün suçlar suç mahallinde incelenmelidir. Çünkü doğrudan şuraya bakın diye verilebilecek, bütün durumlar için geçerli bir tüyo yoktur.”