Görür, Bursa’nın, Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun güney kolunda yer alması nedeniyle büyük bir deprem riski taşıdığını belirterek, kentte 7 ve üzeri büyüklükte depremler yaşanabileceğini vurguladı. Bursa’yı depreme dirençli hale getirmek için devlet birimlerinin harekete geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Naci Görür, Bursa'nın depreme dirençli hale getirilmesinin 10 yıl içinde mümkün olduğunu, ancak bunun için halkın ve yerel yönetimlerin birlikte çalışması gerektiğini söyledi. Ayrıca, depreme dirençli şehirler için Japonya, Kaliforniya gibi örneklerin bulunduğunu, Bursa'nın da benzer şekilde yapılacak çalışmalarla güvenli bir hale getirilebileceğini belirtti. Görür, bu sürecin başlatılmasında merkezî yönetimden daha fazla destek alınması gerektiğini, ancak yerel yönetimlerin ve halkın bu sürece katkı sağlaması gerektiğini vurguladı.
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın ise depremin acı gerçeklerini hatırlatarak, kaybedilen hayatlardan ders çıkarılması gerektiğini belirtti. Belediye başkanı, depreme karşı hazırlıklı olmanın sadece yöneticilere değil, tüm topluma ait bir sorumluluk olduğunu ifade etti.
Söyleşide, ayrıca Bursa Sinema ve Fotoğraf Derneği’nin "Deprem Geliyorum Der" adlı fotoğraf sergisi de katılımcılara sunuldu. Prof. Dr. Görür, söyleşisinde, Bursa’nın zemin yapısının çok çürük olduğunu, bu nedenle zemin etütlerinin yapılmasının önemine dikkat çekti. Bu çalışmalarla hangi alanların tehlikeli olduğunu ve hangi bölgelerde inşaat yapılması gerektiğini belirlemenin mümkün olacağını belirtti.
Son olarak, Bursa'nın ekonomik altyapısının deprem sonrasındaki işleyişi üzerine de konuşan Görür, iş dünyasının deprem sonrası faaliyetlerini sürdürebilecek şekilde hazırlıklı olması gerektiğini söyledi. Başkan Aydın ise söyleşi sonunda Prof. Dr. Görür'e teşekkür plaketi takdim etti.