“Türkiye Bankacılık Sektörü Dolandırıcılıkla Mücadele” başlıklı çalışmada, finansal dolandırıcılığın her geçen gün daha karmaşık hale geldiğine dikkat çekilerek, etkin bir mücadele için yalnızca bankaların değil, tüm ekosistem aktörlerinin ortak hareket etmesi gerektiği vurgulandı.

Dijital dolandırıcılık büyüyor

Araştırmaya göre son bir yılda en sık karşılaşılan yöntemler arasında oltalama saldırıları, zararlı yazılımlar, çalıntı kart kullanımı ve sahte başvurular öne çıktı. Bu saldırılar, kurumlar için milyonlarca liralık kayba ve ciddi itibar sorunlarına yol açarken, bireyler açısından da doğrudan maddi kayıplar yaratıyor.

PwC Türkiye Finansal Suçlar, Uyum ve Kriz Yönetimi Danışmanlığı Lideri Dr. Gökhan Yılmaz, bulguların sektör açısından kritik bir tabloyu ortaya koyduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Finansal dolandırıcılığın yol açtığı kayıpların yaklaşık yüzde 80’i doğrudan müşterilerin cebinden çıkıyor. Bu gerçek, mücadelenin yalnızca bankaların sorumluluğunda olmadığını açıkça gösteriyor. Kamu kurumlarından teknoloji şirketlerine, e-ticaret platformlarından telekomünikasyon sektörüne kadar tüm paydaşların iş birliği içinde olması gerekiyor.”

PwC’nin önerileri

Raporda, Türkiye’nin dolandırıcılıkla mücadelesinde direnç kazanabilmesi için beş temel öneri öne çıkıyor:

  • Çok katmanlı iş birliği modeli: Bankalar, kamu kurumları, teknoloji şirketleri ve diğer sektörlerin dahil olacağı ortak bir savunma ekosistemi oluşturulmalı.

  • Ortak standartlar: Sektör genelinde uyumlu ve kapsayıcı standartlar benimsenerek dengeli bir savunma hattı kurulmalı.

  • Üst yönetim desteği: Dolandırıcılıkla mücadele birimleri doğrudan üst yönetim ve stratejik komitelere raporlama yapmalı.

  • Teknoloji yatırımları: Yapay zekâ ve ileri analitik yöntemler, riskleri öngörmek ve hızlı müdahale için stratejik bir iş ortağı olarak konumlandırılmalı.

  • Müşteri farkındalığı: Bilinçli müşteriler ekosistemin güvenlik zincirindeki en kritik halkalardan biri olarak görülmeli.

“Sektörler arası dayanışma şart”

Araştırma, dolandırıcılıkla mücadelenin yalnızca bankacılık perspektifinden değil; hukuk, bilişim teknolojileri, müşteri deneyimi, siber güvenlik ve kriz yönetimi gibi disiplinlerin ortak çalışmasıyla daha güçlü bir yapıya kavuşabileceğini ortaya koyuyor.

PwC Türkiye’nin çalışması, finans sektörünün geleceğinde güvenliğin yalnızca teknik altyapılarla değil, aynı zamanda sektörler arası dayanışma ve bütüncül yaklaşımla sağlanabileceğini net biçimde ortaya koyuyor.