Balyoz Davası’nın sonuçları, 4+4+4 eğitim sorunları,   Dış politika çıkmazları PKK terörü,  , Yeni Anayasa ve Yeni CHP gibi sorunlar, dengeyi öylesine  bozdu ki ekonomik sorunları geri plana düşürdü.  Acil meselelerimizi çözmeye sıra gelmiyor.Puslu havaları seven çakalların ekmeğine yağ sürülüyor.

Meselâ kahir çoğunluk birkaç bin patrona  çalışıyor. 70 milyon vatandaşımız avucunu yalıyor. Hırsızlık, yankesicilik ve dolandırıcılık almış başını gidiyor. Çek ve senetler patır patır  dökülüyor. .Ticaret Odaları ve Borsa Başkanlarının  feryatları muhatap bulamıyor.Tokatçıların maharetleri   gazetelerin üçüncü sayfalarında kaybolup gidiyor. Böylece halk geçinemiyor yeterince beslenemiyor.Çocuklarını layıkıyla okutamıyor.Kimse farkında olamıyor. Türkiye büyüdü gelişti diyoruz amma  
En basitinden nüfusun %60,20'si et, tavuk veya balık satın almakta güçlük çekiyor.
Türkiye'de yaşayan 14 yaşından büyük bireylerin %65'inin lise eğitimi yok. Türkiye'de yaşayanların  %42'si ilkokul mezunu.  Ortaokulu okuyup, eğitimi o seviyede bırakanların oranı ise %23   Türkiye'de üniversite mezunu olanların nüfusa oranı sadece ve sadece %9 . Türkiye nüfusunun %35,8'i ihtiyacı olsa da yeni giysiler alamıyor. Nüfusun %35,4'ü sıcak bir yuva hayaliyle yaşıyor. Kışın  evini ısıtamıyor. Nüfusu %67,6'sı beklenmedik ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Mesela, beklenmedik bir hastalık veya kaza gibi bir durumla karşılaştığında oluşacak ek masrafları karşılayamıyor Son olarak, nüfusun 86,5'i evden-işten uzakta bir haftalık bir tatile bile gidemiyor.

Böylece  TÜİK verilerine göre  nüfusun yüzde 10’u, toplam gelirin neredeyse üçte birine sahip. Bir başka ifadeyle nüfusun çoğunun yüzde 90’ının gelirdeki payı  üçte ikiyi  buluyor.Çarpıklık yıllardan beri böyle geldi. Böyle gidiyor.   Çok acıdır ki; bu duruma alıştık..

Evinden, arabasından ve iş yerinden, soyulmamış çok az bir insan kaldı  Gasp ve cinayet arttı Kaçakçılık ve sahtecilik günbe gün artıyor. İcra ve boşanmalar had safhaya vardı.İçkiye başlama yaşı ilkokul seviyelerine düştü.Her yıl içki, sigara uyuşturucu ve madde bağımlısı binlerce insanımızı toprağa veriyoruz.. Sokaklar meyhane parklar esrar tekkesine döndü.Biz4+4+ lider  şunu dedi Bakan bunu söyledi ile vakit geçiriyoruz.Çalışmayan, işi gücü olmayan adam ve  kadın ne yapıyor. Ya kafayı tütsülüyor. yahut aklını şeytanın emrine veriyor... Suç şebekelerinin oyuncağı olmaktan başka seçenek bulamıyor...Hele hele internetin yaygınlaşmasıyla beraber bilişim suçlarına bulaşıyor.Her dakika İnternet üzerinden banka hesaplarına girerek hırsızlık yapan onlarca çete çökertiliyor.. Ama hergün yenileri ekleniyor.. Buna rağmen interaktif banka dolandırıcılığı, kredi kartı sahteciliği, internet dolandırıcıları masum vatandaşa göz açtırmıyor.

En basitinden cep telefonlarımıza dadanan dolandırıcılar.iki günde bir mesaj yolluyor. Şunu kazandın, buna layık görüldün teraneleriyle para istiyor. Milyonları dolandırıyorlar.Yakalanan birkaç çakaldan başka kimseleri duymuyoruz. Hırsız ve uğursuzların ağababaları akıl hocaları aramızda dolaşıyor.Bu olayları sakın ola ki “ üçüncü sayfa haberi” diyerek küçümsemeyelim.Ciddiyetle inceleyelim.. Çünkü bu hadiselerden dolayı canı yanan çok vatandaşımız var. Özellikle cep telefonları ve elektronik posta marifetiyle dalaverecilerin kurbanı oluyoruz.  Adı bilinen  ciddi bir firmanın adı verildiğinde kulak kabartıyor, dolandırıcıların tuzağına düşebiliyoruz..  Meselâ tuzak kurmada adı en çok kullanılan  firmalardan biri Pepsi dir herhalde.. Telefonuna Pepsi adı ile gelen bir iletiyi ciddiye almayacak çok az kişi vardır. Tıpkı bana gelen  0537 023 9896 ve 0 530 228 17 99 numaralı hatlardan 100 veya 20 bin lira kazandınız gibi çağrılara  birçoğumuz balıklama atlıyoruz Halbuki Pepsi ve kampanyaların çoğunda  hediye kazanmak için herhangi bir ön koşul, dakika transferi yapılması, para havale edilmesi, TC kimlik numarasının istenmesi ve/veya kredi kartı bilgilerinin istenmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Bu talebe karşılık veren tüketiciler  kayba uğratılmaktadır. Böyle bir çağrı aldığınızda önce ilgili şirket ve polis ile görüşün sonra harekete geçmenizi tavsiye ederiz.

Sözün Özü: Ses bombası tesiri yaratan konularla ile boğuşurken işlerimizi büyütemiyor, yeterince eğitim alamıyor  insani ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Bu sonuçlara rağmen bizi yönetenler iktisadi ve ekonomik politikalarını değiştirmiyor. Politik, Sosyoekonomik, siyasi ve hukuki dayatmalardan çekinmiyorlar.