Ağustos ayının en önemli olaylarından biri, Kadıköy-Kartal Metro Hattı idi.Açılış sonrasında konuşulanlar uzun süre hafızalarda kalacak.Meselâ Başbakan Erdoğan, açılış töreninde yaptığı konuşmada 10. Yıl Marşı'nda yer alan, "Demir ağlarla ördük" mısrasını hatırlattı. "10. Yıl Marşı'nda geçer; 'demir ağlarla ördük' falan. Neyi ördün? Hiçbir şey örmüş falan değilsin" diyen Erdoğan, "Ortada duranlar belliydi. Demir ağlarla şimdi Türkiye'yi biz örüyoruz" ifadelerini kullandı.

Halbuki  demirağların örüldüğü yıllar ile  bugünün  kıyaslanması mümkün değil. .Çünkü demiryolları çalışmaları Kurtuluş Savaşının fiilen sona erdiği 1922 yıllarının sonrasına denk geliyor.Yeni ufuklara yelken açılırken Osmanlı İmparatorluğundan iyi bir miras devralınmadı.Ülkenin üçte birine yakın bir kısmı düşman tarafından yakılmış ve yıkılmıştı.Sosyal sabit sermaye esasen yetersizdi Trablusgarp, Balkan, Birinci Cihan ve Kurtuluş Savaşları Türkiye'de şehit girmedik aile bırakmamıştı. Anadolu ve Trakya toprakları üzerinde yaşayan 12 milyon civarındaki nüfusun büyük kısmı, çocuklardan, yaşlılardan, kadın ve savaş malûllerinden meydana geliyordu Bankacılık, dış ticaret, demiryolları ve belediye işletmeleri yabancıların denetimindeydi. Sermaye ve teknik bilgi birikimi kifayetsiz, iş adamı, girişimci ve nitelikli emek kadrosu yetersizdi. Tüm olumsuzlukların yanında 1929 yılında Cümle alemin başına dert olan.Büyük Dünya  Ekonomik Buhranını kazasız belasız atlattılar.  Hem de . Ülkemizin, geleneksel bir kaç tarım ürünü dışında dışarıya satacak malı yoktu., şeker, gaz, bez gibi en zaruri sanayi ürünü tüketim mallarını bile dışarıdan satın alınmasının sıkıntısı çekiliyordu.Yurdumuz  ecnebilerin müstemlekesiydi.…Aslına bakarsanız,  Toplu iğne dahi yapamadığımızın söylendiği dönemler  muhteşem atılımların başlangıcını teşkil ediyor.   İşte böylesi şartlar altında   Demir ağlarla ördük Anayurdu dört baştan… Kim olsa bu bütçe ile 3 bin 764 kilo metreden fazla demiryolu yapamaz...Kim olsa tarım ülkesi olan Türkiye’nin incirini , üzümünü, buğdayını ve tüm yemişlerini önce ülke içine sonrada yurt dışına ulaştırmak için demir ağlardan başlar .. Diğer yandan demir yolu merkezde alınan kararların, taşraya ulaşması Cumhuriyetin tüm yurda yayılması demektir.Askeri ,sevkıyat, savunma, ve saldırının temel taşıdır  Her hal ve durumda dağbaşlarına ve ücra köşelere  insani yardım ile desteğin. vaz geçilmezidir.Kültürlerin tez zamanda kaynaşması anlamına da gelir.ki son yıllar dahil ülkemize yapılan demiryolları yeterli değildir.

Ayrıca demiryolu ağları örülürken…1923 yılı bütçesi 94, 1930 bütçesi ise 223 milyon TL idi. Kişi başına düşen milli gelir 7 lira, kişi başına düşen kamu harcaması kişi başına 50 kuruştur.Maddi manevi zorluklar Demiryolu çalışmalarını aksatmadı.. Tekstil  , kendir-keten sanayi, demir-çelik sanayiine, porselen-çini sanayilerine, sellüloz ve kâğıt sanayii, şeker sanayi, süngercilik ve gülyağı sanayileri kurulması planlandı 1936 yılında ise madencilik, konut, yakıt, toprak, gıda, kimya, gemi inşa sanayii  , bölge elektrik santralları kurulması yoluna gidildi

Yetmedi

ETİMESGUT UÇAK FABRİKASI İNŞAA edildi.  VE YIL 1932 BİZ UÇAK ÜRETİYORUZ hem de yüzlerce, uçaklarımızı Almanya ve Danimarka’ya satıyoruz. Etimesgut’a o zamanın Avrupa’sında bulunan dördüncü büyük ve gelişmiş rüzgar tünelini inşa ediyoruz.Uçak üretiminde ARGE çalışmaları için Etimesgut hava alanının temeli bu fabrika ile birlikte atılıyor.Zamanının uçakları ile boy ölçüşen uçaklar öyle ki bizim yaptığımız uçaklar Alman uçaklarından daha yüksekte uçabilen teknik olarak daha gelişmiş uçaklar Tüm bu çalışmalar esnasında1923-1939 yılları arasında 1938 yılı hariç dış ticaret dengesi pozitiftir. 1924 Bütçesi 11,2 milyon, 1925 bütçesi, 33,9 milyon lira açık idi. 1926-1929 yıllarına ait bütçeler denk ve birazcık da fazlalıkla bağlanmış bütçeler idi. Bugünün nimeti YAİ Yap İşlet Devret- modeli gibi bir avantaj yoktu.Atatürk döneminde  cari fazla veren ülkemiz,Her işi biz yaptık diyen bugünkü iktidarın döneminde yani  2003 yılından bu yana 219 milyar $ cari açık verdi “2001-2011 arası toplam bütçe açığı 290.7 milyar TL’dir.  Bütçe açığı, dış ticaret açığı, sıcak paraya ödenen faizler cari açığın rekor seviyelere ulaşmasına neden oldu..

Bir zamanlar yatırım için alınan dış krediler bugünlerde sadece faiz ödemek için alınır oldu.Alınan tüm tedbirler ülkemizi sıcak para cennetine çevrilmesine mani olamadı.. 2010 yılında her çocuk, 7035 dolar borçlu olarak doğdu. Bir yılda kişi başına düşen borç miktarı 248 dolar arttı.

Kadıköy-Kartal Hattı   Vagonlar dahil toplam maliyeti 3.1 Milyar TL. olmuş. R.T.Erdoğan’ın iki vatandaşımızdan birinin tercihi olması ve Kadıköy-Kartal Metrosu dahil tüm hizmetlerinin vermiş olduğu haz ile başarı sarhoşu olabilir. Ancak Demir ağlarla ördük yurdu yeni baştan sözlerini aşağılamak,Yüce Türk Milletini ve vermiş olduğu mücadeleleri küçümsemek anlamına gelir.Hasta bir devleti kalkındırıp koşturan başta Atatürk ve halkımıza büyük haksızlık olur. .Hem de İflas etmiş bir maliye, ağır yaralı bir ekonomi. Çok cılız denilebilecek küçük sanayi, sıfıra yakın orta sanayi, sıfırında altında büyük sanayi gibi kısıtlı imkânlara sahip.iken…Madenlerin neredeyse tümü, başlıca limanlar, var olan demiryolları yabancı şirketlerin denetiminde.Öyle olmasa da onları kullanacak Türk eleman söz konusu değil. Tüm olumsuz şartlar altında Cumhuriyetimizin 10.yılında yapılanları küçümsemek gerçekten tarihimize yapılan büyük haksızlıktır.

Ayrıca Atatürk ve atalarımız ülkeyi geliştirip, refah seviyelerini yükseltmeye çalışırken, demiryollarımızı komşu devletlere kadar uzatmayı planlıyordu.‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ ilkesini benimsiyorlardı. Hiçbir  sömürgeci devletlerin yayılmacı politikalarına alet olmadılar. Arap Baharı veya bir başka isim adı altında Müslüman ve Türk kanının akıtılmasına seyirci kalmadılar. Savaş yoluyla bölünmüş parçalanmış ailelerin evlerinden, yurtlarından ayrı  ve öksüz kalmalarının vebalini almadılar.

Atatürk döneminde ve bizzat Atatürk’ün girişimi ile, Avrupa’da Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda imzalanan andlaşmalara karşı beliren revizyonist akımlara karşı Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya arasında bu ülkelerin sınırlarını karşılıklı olarak garanti altına alan Balkan Antantı’nın, 9 Şubat 1934’te kurulduğunu unutmadık. Bunun gibi İtalya’nın Habeşistan’ı işgali ile Doğu Akdeniz’de ve önasya’da ortaya çıkan Mussolini’nin yayılmacı politikasına karşı, yine Atatürk’ün önayak olması ile 8 Temmuz 1937’te, Tahran’da Sabadat Sarayı’nda Türkiye-İran-Afganistan ve Irak arasında “Sadabat Paktı” olarak bilinen andlaşmanın imzalandığı hâlâ hatırlardadır. Böylece Atatürk Türkiye’si, Balkan Antantı ve Sadabat Paktı ile Batı’da ve Doğu’da birer güvenlik sistemi kurmak ve kendisi için önemli olan bu iki bölgede beliren tehlikeli ve yayılmacı eğilimleri durdurmak istemiştir.

10.Yıl Marşı “Demir ağlarla ördük Anayurdu dört baştan sözleri şaibe ve çıkar dedikodularının altında da yazılmadı.Teknoloji aynı, kalite aynı, tünel galerisi delme aynı, vagon aynı, elektirifikasyon sistemleri, ray çeliği, istasyon standardı aynı.olan "Ankara'da vagon hariç 90 milyon TL, İstanbul'da vagon dahil 141 milyon TL olan metro maliyetini, İzmir Belediyesi vagon dahil 56 milyon TL'ye maletmiştir.. Kabaca İzmir İstanbul'un 3'te biri fiyatına mal etti." gibi sözler Duyulmadı yazılmadı  .Yatırımların hiç biri Şüphe çekmedi…Menfaatperestlerin gölgesi altında kalmadı.