Toplumda kadınların gücü ve ilerlemesi sürdürülebilir bir geleceğin inşasında hayati önem taşıyor. Reis Gıda olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konularında okuyan, çalışan, üreten güçlü kadınlarımızın desteklenmesinin önemini vurgulamak istiyoruz. Kadınların liderlikleri, toplumları dönüştüren ve sürdürülebilir bir geleceğin temellerini atan bir güçtür.

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sürdürülebilir gelişim üzerindeki kritik rolü artık genel kabul görmüş bir gerçektir. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin beşinci maddesi olarak belirlenen bu ilke, temel insan hakları arasında önemli bir yer tutmaktadır.

Toplumun her kesiminde bireylerin eşit haklar, sorumluluklar ve fırsatlara erişimini sağlayacak bu kavram, daha adil ve eşit bir dünya yaratma yolunda her birimizin üstlenmesi  gereken bir yükümlülüktür.

aile

Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan 2023 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Raporu’na göre, 2030 yılına kadar toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların yetkinliklerinin artırılması için acilen harekete geçilmesi gerektiğine dair bir çağrı yapmaktadır. Rapor, eşitliğin  sağlanması ve kadınların her alanda güçlendirilmesinin sürdürülebilir bir geleceğin temeli olduğunu belirtir.

Bu bağlamda, 2024 yılının teması olan “Kadınlara Yatırım Yapın: İlerlemeyi Hızlandırın”, bu tema; kadın girişimciliğini, eğitimini ve liderliğini teşvik etmenin yanı sıra, kadınların her alanda güçlendirilmesinin toplumun genelini nasıl ileriye taşıdığını göstermeyi amaçlamaktadır. Dünya genelinde ve ülkemizde kadınların daha eşitlikçi olanaklara sahip olabilmeleri için bizzat kadınlar tarafından başlatılacak girişimler ve liderlikler önem arz etmektedir. İş dünyasında kadınların bakış açıları önemli kazanımları beraberinde getirmektedir. Bugün Türkiye’de kadınların istihdam dağılımı ortalama yüzde 45 hizmet sektörü, yüzde 41 tarım, yüzde 14 sanayi sektörü olarak belirtiliyor. Küreselleşmenin etkisiyle, işgücünde değişim kaçınılmaz hale gelmiştir.

IŞILAY HANIM FOTOĞRAF

Bu yeni düzen içerisinde, kadınların iş hayatında daha fazla yer alması, uluslararası rekabet gücümüzü artıracak ve ekonomimizin dönüşümüne liderlik edecektir. Kadınların güçlendirilmesi, sadece onların bireysel gelişimi için değil, aynı zamanda toplumun genel refahı ve ilerlemesi için de önemli bir unsurdur.

Artık, kadınları güçlendirmek insanlığı da güçlendirmektedir, yaklaşımı daha da fazla benimsenmelidir. Okuyan, araştıran, çalışan ve en önemlisi gelecek nesilleri yetiştiren kadınlar, toplumun temel direkleridir. Kadınların eğitim, iş hayatı, sağlık ve tarım gibi alanlarda daha fazla fırsata erişmesi, liderlik pozisyonlarını elde etmesi ve sürdürülebilir kalkınmada aktif bir rol üstlenmesi hem toplumsal hem de ekonomik kalkınmanın sağlanması için hayati değer taşımaktadır. Kadınların bu çabaları, insanlık tarihinin ve geleceğinin şekillenmesine katkı sunmaktadır.

Bu bağlamda, kadın yatırımcıların, girişimcilerin ve iş gücünün üretimde ve gıda sektöründe daha fazla var olması, ekonomik büyümeye ve sosyal kalkınmaya önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Kadınların güçlendirilmesi, ticarette verimliliği artırmanın yanı sıra ekonomik büyümeyi, sosyal uyumu ve adaleti güçlendirmede kilit bir role sahiptir. Bu şekilde, kadınların aktif katılımı ve güçlendirilmesi, toplumsal ve ekonomik kalkınmanın temel bir unsurudur. 

Verimli Topraklar ve Güçlü Yarınlar için Kadın Emeği Son yıllarda tarımsal üretimde kadınların katılımı gözle görülür bir şekilde artmıştır. Tohumun saklanmasından, ürünlerin yetiştirilip sofralara ulaştırılmasına kadar tarım sürecinin her aşamasında kadınların emeği büyük bir paya sahiptir. Kadınlar, tarımsal üretimdeki bu önemli role sahip olarak, toplumun beslenmesi ve ekonomisinin güçlenmesinde önemli bir etkiye sahiptir. Dünya genelinde tarımsal iş gücünün yüzde 43'ünü oluşturan kadınlar, üretimde kritik bir role sahiptir. 

Türkiye'de ise tarımda istihdam edilen yaklaşık 5 milyon kişinin yüzde 41'i kadınlardır. Kadınlar, tarımsal üretimin her aşamasında aktif olarak yer almakta ve bu alanda hayati bir katkı sağlamaktadırlar. Kadınların tarımsal üretimdeki rolü sadece ürünlerin yetiştirilmesi ve hasat edilmesiyle sınırlı değildir. Aynı zamanda, kadınlar tohum seçiminden, toprağın bakımına, sulama işlerinden, ürünlerin pazarlanmasına kadar birçok alanda etkin bir şekilde çalışmaktadırlar. Kadınlar, tarımsal üretimin her aşamasında önemli bir bilgibirikimine ve deneyime sahiptirler ve bu sayede tarımsal faaliyetlerin verimliliğini artırmaktadırlar. 

Ancak, tarımda kadın üreticilerin karşılaştığı bazı zorluklar da mevcuttur. Özellikle gelir eşitsizliği ve sosyal cinsiyet rollerine bağlı ayrımcılık, kadınların tarımsal üretimde daha fazla kazanç elde etmelerini engellemektedir. Bu nedenle, kadın çiftçilere yönelik destek programları ve politikaları önemlidir. Bu tür programlar, kadınların tarımsal üretimdeki verimliliklerini artırmalarına ve gelirlerini artırmalarına yardımcı olabilir. 

Reis Gıda olarak, kadınların tarımsal üretimdeki rolünü ve önemini takdir ediyoruz ve onlara destek olmak için 2020 yılında "Reis Bakliyat Köyü" projemizi hayata geçirdik. Bu proje, kadın çiftçilere sertifikalı tohum dağıtımı, modern tarım tekniklerinin eğitimi ve sözleşmeli tarım anlaşmaları gibi destekler sunarak kadınların tarımsal üretimde daha etkin bir şekilde yer almalarını sağlamayı amaçlamaktadır. 

Kadınların tarımsal üretimdeki rolünün güçlendirilmesi, sadece onların ekonomik bağımsızlıklarını artırmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına ve kırsal kalkınmanın hızlandırılmasına da katkıda bulunmaktadır. Bu nedenle, kadınların tarımsal üretimdeki rollerini desteklemek ve güçlendirmek, sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir adımdır.