Bir dönem parlak meslekler arasında sayılan, hatta çevre illerden İstanbul’a bu mesleği yapmaları ve ihtiyacı karşılamaları için futbolcu gibi transfer edilen ayakkabı ustaları artık bir elin parmaklarının sayısını geçemeyecek durumda. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde bu mesleği icra ederek ailelerini geçindiren ayakkabı ustaları, çırak bulamayışlarından ve bu mesleğin eskisi gibi önemsenmediğinden yakındı. Ustalar, bu ülkenin doktor, mühendis gibi ayakkabı ustasına da ihtiyacı olduğunu ifade ederek, bu mesleği kendi çocuklarına bile yaptıramadıklarını belirtti.
Futbolcu gibi transfer oluyorlardı
1976’dan beridir ayakkabı tamir mesleğini icra eden 63 yaşındaki Rasim Erim, “Tekirdağlılar Türkiye çapında buradan 28-30 kişi toplanırdık İstanbul’a çalışmaya giderdik. Futbolcu gibi bizi transfer yaparlardı. Hiçbir meslekte çırak yok artık. Herkes okuyor, memur olmaya çalışıyor. Çok yoruldum artık. Kendimi iyi hissetmiyorum. Mesleği öneriyorum ama ustanın çocuğu bile burada çalışmaya gelmiyor. Hiçbir meslekte artık çırak yok. Benim müzisyenliğim de var. İstanbul’da gece sahneye çıkardım. Gündüzde kunduracılık yapardım. Şu son zamanlarda 4,5 kunduracı arkadaşımız öldü gitti. Şu meslek en büyük zanaattır. Gidin okullara bakın bu mesleği okullarda yapan var mı” dedi.
“Oğlum dahi gelmiyor”
40 yıldır ayakkabı tamir mesleğini icra eden Tolga Atmacalar ise “Ayakkabıların içerisinde gömülmüş vaziyetteyiz. Vatandaşın ekonomik durumu bozuk olduğu için herkes tamir yaptırmaya çalışıyor. Ama tamiri yapacak ustada kalmadı artık. Bizde ayakkabıların içerisinde boğuşup duruyoruz. Çırak yok artık. Çırak en son 10 sene önceydi. 10 sene öncesinden sonra artık çırak mırak yok. Benim kendi oğlum dahi gelmiyor artık. Herkes okuyup memur olmaya çalışıyor. Belediyeye kapak atmaya çalışıyor. Çok çalışmadan para kazanayım, hafta sonu tatil yapayımı düşünüyor” dedi.
“Ülkenin mühendise, doktora da, ayakkabıcıya ve sanatçıya da ihtiyacı var”
Usta Atmacalar, ‘Sen bu mesleği kendi çocuğuna öneriyor musun’ sorusuna ise “Eğer iyi bir meslek okumayacaksa, normal bir üniversiteyi bitirmenin hiçbir anlamı yok. Her tarafta üniversite var. Ama bu ülkenin mühendise, doktora da, ayakkabıcıya ve sanatçıya da ihtiyacı var. Belli bir seviyenin üzerinde olan insan okusun. Ama okuyamayan daha ilkokul biter bitmez, bir mesleğe atılmak zorunda. Yoksa ekonomi çöker zaten. Herkese maaş, herkese maaş kime yetecek” dedi.
“Zengin olmazsın belki ama kimseye de muhtaç olmazsın”
Mesleğin en genç ustalarından 30 yaşındaki Zekayi Zeytin ise “12 yaşımdan beridir bu meslekteyim. Başka meslekler de yaptım. İnşallah bu mesleği devam ettirmek istiyorum. Bu meslek ile aile geçindirilir. Zengin olmazsın belki ama kimseye muhtaç olmazsın” diye konuştu.