Genel kurulda konuşan Atalay, Türkiye’nin dört bir yanında faaliyet gösteren şeker fabrikalarının stratejik önemine dikkat çekerek, bu tesislerin ülkenin kalkınmasında tarihsel bir rol üstlendiğini ifade etti. “Bu ülkeyi kuranlar, fabrikaları üretimin ve istihdamın merkezi olması için kurdu,” diyen Atalay, özelleştirme politikalarına da eleştirel yaklaştı.

“1999’da başlayan şeker sanayisinin özelleştirilmesi süreci, bugün elimizde kalan birkaç fabrikanın ne kadar kritik olduğunu bize gösteriyor,” diyen Atalay, yaklaşık 17 fabrikanın satıldığını, geriye kalanların korunmaması hâlinde şeker fiyatlarının çok daha yüksek seviyelere ulaşabileceğini belirtti.

“Hakkını verin, grevsiz çözülsün”

Toplu iş sözleşmelerinde yaşanan gecikmelere de değinen Atalay, grevlerin son çare olması gerektiğini söyledi. “Grev kime ne kazandırıyor? Hakkını verin işçinin, mesele büyümeden çözülsün,” ifadelerini kullanan Atalay, bu süreçlerin hızla ve adil biçimde tamamlanması çağrısında bulundu.

Lima Logıstıcs’e Turkısh Cargo’dan Başarı Ödülü Lima Logıstıcs’e Turkısh Cargo’dan Başarı Ödülü

Sendika sadece işçi için değil, ülke için de çalışmalı”

Konuşmasının devamında sendikacılığın çok boyutlu bir sorumluluk olduğunun altını çizen Atalay, “Sendikaların görevi sadece üyelerinin değil, aynı zamanda işverenin ve ülkenin de hak ve menfaatlerini korumaktır. Bu bizim geleneğimizdir,” dedi. TÜRK-İŞ’in her dönem bu sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini belirten Atalay, bu çizginin kendisinden sonraki yöneticiler tarafından da sürdürüleceğine inandığını ifade etti.

Genel kurul, konuşmaların ardından yapılan üye seçimleriyle devam etti.