Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir devlettir. Sosyal devlette bakanlık çalışanlarını korumak mecburiyetindedir. Buna kerim devlet deniyor. Cumhuriyet döneminde de çok imkansızlıkların eşiğinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk çalışanları koruyacak çok adımlar atmışlardır. Biz o düşünceyi korumayalıyız. Bu devleti zenginleştirir. Çünkü Türkiye emekçilerinin üretimi ile büyüyor. Atatük biliyorsunuz milli mücadeleden sonra bir banka kurmak istiyor. Yanındakilere soruyor aranızda bankacı var mı diyor. Kimse bir şey diyemiyor. Kimse bir şey demiyor ama Atatürk, Cemal Bey'in bankacılık sektörünü bildiğini biliyor. İş Bankası'nın başına geçiriyorlar sonra. O günden sonra Türkiye için çok önemli bir banka oluyor.

Paranın alım gücünü, reel değerini belirleyip bizim yaptığımız bazı çalışmalar var. Reel fiyatlardaki değişimi belirleyip ona göre yapıyoruz ama yurttaşlarımızın aklında kalsın diye ben 500 dolardan bahsettim. Biz cumhuriyet tarihimizin en büyük artışını yaptık ama şimdi değerlendirmeleri yapıp tekrardan zam yapacağız.

Asgari ücretten verginin kaldırılması bir devrimdir. Bu rahmetli Ecevit'in bir idealiydi ancak uygulayamadı, uygulamak bize nasip oldu. Sermayenin emek düşmanlığı yapmasına izin vermeyiz.

BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI

Bölgesel asgari ücret artık küresel bir çağda yaşıyoruz ve bu küresel çağda ulaşım gibi birçok şey kolay oluyor. Bölgesel asgari ücret olduğunda belli bölgelerdeki emekçilerimizi cezalandırmak olur. Aynı zamanda çok hızlı değişen göçü destekler. Bundan ötürü bölgesel asgari ücret düşünmüyoruz.

BEYAZ BAYRAK UYGULAMASI

Geçen haftalarda 15-20 gün oldu. Beyaz Bayrak uygulamasını başlattık. Beyaz Bayrak uygulaması şu; Bir iş yerinde sigorta prim borcu yoksa işverenin, gelir vergi borcu yoksa, işçiler özgürve bir sendikaya üye oluyorsa biz o iş yerine bir ayrıcalık tanıyoruz. Beyaz Bayrak veriyoruz. İş yerinin önüne asıyoruz. Ve ona bir dizi ayrıcalık sunuyoruz. İhracat işlerinde kolaylık. İş-Kur da istihdam önceliği veriyoruz. Mesela 500 işçiyi işe soktuğu zaman eğitim kapsamında onların 4 ay ya da 6 ya ücretlerini biz veriyoruz. Onların sosyal güvenlik destek priminden bir puan daha düşük ödemesini sağlıyoruz. Yaptığımız kapsamlı bir çalışma var.

BÜTÜN HAKLARINI ALACAKLAR

Türkiye hala genç nüfus, 2055 yılına kadar açık. Bunun ölçütü şu; Türkiye'de istihdam yarattığımız sürece, istihdam yaratacak genci var. Burada önemli olan şudur; Türkiye büyümeye devam etmelidir. Prim ödemek çünkü alın teriyle prim ödemiş insanlarının emeğini öncelikli değerlendirmemiz gerekiyor. Şu anda 1 milyon 200 bin kişi üzerinde bağlandı. Bazılarının bankalar bir kaç gün geciktirebilir ama hızlı bir şekilde bağlanıyor. İlk defa bu kadar insanın emeklilik işlemini gerçekleştirdik. Ben bunun için tüm mesai arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu ay sonunda veya önümüzdeki ayın ilk 15 gününde bütün işlemler tamamlanmış olacak. Bütün haklarını alacaklar.

Bir kere şunu ifade edeyim bunlar parlamenter sistemde hiçbir koalisyonun çözemeyeceği bir şeydi. Başkanlık sistemi bunu aştı. Bizim cumhurbaşkanımıza götürdüğümüz her doğru proje hemen uygulamaya geçildi. Taşeron konusu mesela; Esas işi yapan kişiler varken, taşerona verilmemeli bir kere. Mesela bir yol yapacaksın, esas işi yapan kişiler orada karayollarında çalışması lazım. Bunu birçok sektör için söylyebilirim. Son intikal ettirdiğimiz dosya geçici işçilerdi. Yetiştiremediğimiz birkaç konu daha var. Bunları da Meclis açılınca yetiştireceğiz.

Türkiye'deki enflasyon niye çıktı; Pandemide yapılanların bir getirisi oldu. Girdi maliyetleri arttı. En önemlisi enerji fiyatlarının artmasıydı. Bunu halka yansıtmadı devlet. Hanelere 3'te 1'ini yansıttılar sadece. Şimdi ne oluyor? Enfasyonu artık Türkiye kontrol altına aldı. Hızlı bir şekilde düşüyor. Çok daha aşağıya düşecektir. Esas burada söylemek istediğim; TÜFE ile ÜFE arasında öyle bir fark açılmıştı ki o bizi korkutuyordu ancak şimdi aradaki fark yaklaşık 20 puanlara düştü. Bu enflasyon kontrol altına alınmış demektir. Enerjideki dünya fiyatlarının düşmesi, Türkiye'nin kendi enerji üretimlerini yapabilmesi, bütün bunlar enflasyonu düşüreceği gibi artık Türkiye cari fazla vereceği dönemlere girmiştir. Ekonomi tetikçileri denilen adamlar var, bunlara artık kimse inanmıyor. Türkiye sağlam bir raya oturmuştur.

Türkiye bundan 20 sene önce bir kaç ilacın ödemesi yapılıyor, onlar içinde her ilacın 3'te 1'ini vatandaştan talep ediyordu. Türkiye şimdi binlerce ilacı ücretsiz veriyor.

EV KADINLARINA EMEKLİLİK

Bizde biliyorsunuz ev hanımları emeklilik için müracat etmeleri gerekiyor. Müracat ettikten sonra primin 3'te 1'ini devlet ödüyor. Dolayısıyla onları teşvik etmek için onu sunacağız. Cumhurbaşkanımzı açıkladı biliyorsunuz, kadınlarımızı teşvik etmek, onlara pozitif ayrıcalık sunmak için bir banka kuruluyor. O bankada gençlik ve aile ihtiyaçlarını karşılamak için tanımlanmış bir şekilde banka işlemlerini yerine getirilecek. O bankadan bir kaynak sunulacak ve o bankaya da yeni bulunan doğal gazdan ayrılan bir pay verilecek bir de yeni petrol kaynaklarından pay verilecek. O paylar hiç azımsanacak şeyler değil.

Öncelikle şunu tespit etmemiz lazım. Türkiye'nin 280 milyar dolarlı bir ekonomi 21 yıl önce bugün 5 trilyon doların eşiğine gelmiştir. Bütün ulusları göstergeler bunu teyit ediyor. Bunun belli sebepleri var; Birincisi Türkiye'nin 21 yılda yakaladığı istikrar, ikincisi AK Parti'nin Türkiye'nin demokratikleşme yönünde önünü açan ve bunlarla beraber yürüyen ekonomik politikalar. Üçüncüsü Cumhurbaşkanınız bu konudaki liderliği, belki bunu birinciye koymak lazım. Cumhurbaşkanımız olmasaydı bunlar gerçekleşmezdi. Bunu niye söylüyorum, Meclis'te irade şekillendi. Cumhur İttifakı'nın 323 milletvekili var. Türkiye'nin istikrarı sürdürebilmesi için Cumhurbaşkanımızın bu pazar günü farklı bir şekilde seçilmesi lazım. Yönetimin yasamanın istikrar içinde çalışması lazım.

ÜMİT ÖZDAĞ'IN KARARI

Şu üzüntü verici. Kılıçdaroğlu bir şekilde iktidara gelirse Türkiye iç savaşa doğru gider dedikten sonra böyle bir ittifakın içinde yer alması üzüntü vericidir. Bu tabi bir çelişkidir. Beni esas üzen şey şudur; Atatürk'ün kurduğu partinin, sosyal demokrat, solcu vesaire kendine bir yol çizmeden, PKK- PYD gibi onun siyasi sözcüleriyle ittifak yapmayı bir değer olarak görmeleriyle, o duruma gelmeleri, ona mecbur kalmaları bu siyaseten yetersizliğin sonucudur. Ben hep şu örneği veriyorum. 1970'lerde İsmet Paşa'dan sonra Ecevit başlarken ben o dönemin ekonomi politikalarıyla vesaire çalışırken  birçok belgeyi takip ettim ve okudum da. Ecevit'in yenilenmesinin karşısında büyük bir akademik vizyon ve aydın kesim vardır.Ama o yeniliği yapmanız için yerli olmanız lazım.