Kadıköy metrosunda tartıştığı kadın ile annesine bıçak çekerek tehdit ve hakaretler savurduğu gerekçesiyle 18 yıla kadar hapsi istenen Emrah Yılmaz’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Duruşmada savunma yapan sanık, “Öfkeme hakim olamadım” diyerek beraatini istedi. Müşteki genç kadın ise, “Tamamen mağduruz. Sosyal medya olmasaydı kanıtlarımız olmayacaktı, delilimiz olduğu için mutluyuz” dedi.

Metrodaki bıçaklı saldırgan hakim karşısına çıktı

Kadıköy-Tavşantepe seferi yapan metroda 24 Kasım 2021 tarihinde tartıştığı Senanur Damgacı ve annesi Nilgün Mihdiye Damgacı’ya bıçak çekerek, tehdit ve hakaretler savurduğu gerekçesiyle 5 ayrı suçtan 18 yıl 3 aya kadar hapsi istenen Emrah Yılmaz (32) hakim karşısına çıktı. Anadolu 27. Asliye Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya, sanık Emrah Yılmaz cezaevinden getirilirken, müştekiler Senanur Damgacı ve annesi Nilgün Mihdiye Damgacı ve taraf avukatları ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı salonda hazır bulundu. Pandemi tedbirleri kapsamında duruşma salonuna izleyici ve basın mensupları alınmadı.

“Bıçağımı bileyiciden aldım”

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Emrah Yılmaz, “Olay tarihinde işten dönüyordum. Ataşehir’e gidiyordum, ayakkabımı tamir etmesi için ayakkabıcıya gidiyordum. Kendisi aynı zamanda bileyiciliği işi de yapar. Ona ayakkabımı ve bıçağımı bırakmıştım. Ayakkabımı almak istedim ancak henüz tamir etmediğini söyledi. Bıçağımı aldım. Huzurevine geldim. Hava yağışlıydı, ben de metroya binmeyi tercih ettim. Metroya bindiğimde maskesini takmadığını gördüğüm kişiyi ‘maskesini taksın’ diye uyardım. Ancak takmayacağını söyledi, ben de bir rahatsızlığı olduğunu düşünmedim. Keyfe keder takmadığını düşündüm” dedi.

Annesinin ciddi rahatsızlıkları olduğunu belirten sanık Yılmaz, “Covid sebebiyle bütün işlerini ben hallederim. Bu sebeple sağlığıma dikkat etmem gerekiyordu. Ben kadını uyarırken kaba konuşmuş olabilirim ancak kesinlikle küfür etmedim. Daha sonra Senanur isimli kişi bana, ‘düzgün konuş’ şeklinde toplum içerisinde bağırdı, karın boşluğuma bir tekme attı. Vatandaşlar araya girdi. Annesi ile birlikte bana saldırdı. Olayın başlangıcında küfür etmedim. Ancak olayın sonuna doğru öfke kontrolümü kaybettim ve küfür ettim. Olayın müşteki Senanur ile herhangi bir alakası olmamasına rağmen bana ağır tepkiler gösterdi” diye konuştu.

“Öfkeme hakim olamadım”

Nilgün Mihdiye Damgacı’yı itmediğini ve darp etmediğini öne süren sanık, “Olayın sonunda ağır sözler hakaretler ettim. Öfkeme hakim olamadım. Olay esnasında birçok insan üzerime geldi. Ben ne olduğunu anlamadım. Müşteki Nilgün kendi kızını uyarmamıştır, direkt benim üzerime saldırmışlardır. Kamera kayıt görüntülerinin incelenmesini istiyorum. Kamera kayıtlarının eksik olduğunu düşünüyorum. Tüm kamera kayıtlarının celbini istiyorum, olayın başlangıcının da istiyorum” diyerek beraatini istedi.

“Şikayetçiyiz”

Müşteki Senanur Damgacı, sanıktan şikayetçi olduğunu söyleyerek, “Suçlamaları kabul etmiyorum, ben şahsa tekme atmadım. Küfür etmedim, hakarette bulunmadım. Annem keza hiç bir şey yapmadı. Tamamen mağduruz. Sosyal medya olmasaydı kanıtlarımız olmayacaktı, delilimiz olduğu için mutluyuz” diye konuştu. Senanur Damgacı’nın annesi Nilgün Mihdiye Damgacı ise, “Herhangi bir hakaretimiz veya darbımız olmadı. Biz sadece kendimizi müdafaa etmeye çalıştık. İlk başta kızım şahsı uyardığında müdahale etmedim, ancak kızımı yerde görünce mecburen ayağa kalkıp olaya müdahil oldum” diyerek sanıktan şikayetçi olduğunu söyledi.

Savcı, akıl sağlığı yönünden ATK’ya sevkini istedi

Cumhuriyet savcısı, sanığın akıl sağlığı yönünden Adli Tıp Kurumu’na sevkinin sağlanması ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Müşteki avukatı Birsen Baştopaloğlu, “Sanığın çelişkili beyanları vardır. Kamera kayıtlarında olaya ilişkin kastının yoğunluğu açıktır. Sanığın asla pişman olmadığını görüyoruz. Yine kendisinde suç bulmamaktadır” diyerek sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.

Tutukluluğunun devamına karar verildi

Mahkeme heyeti, sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, olay anına ait kamera kayıtları ve sanığın suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunmasını göz önünde bulundurarak sanık Emrah Yılmaz’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Sanığa ait tıbbi evraklar temin edildikten sonra kolluk birimine yazı yazılmasına, daha sonra sanığın ATK’ya sevki hakkında rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar veren mahkeme, görüntülerin yer aldığı CD’lerin ayrıntılı ve fotoğraflı bir şekilde çözümü için bilirkişiye gönderilerek rapor aldırılmasına hükmetti.

İddianameden

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Emrah Yılmaz’ın müştekilere karşı, “silahla kasten yaralamaya teşebbüs”, “silahla kasten yaralama”, “hakaret”, “zincirleme şekilde silahla tehdit”, “halk arasında korku ve panik oluşturmak amacıyla silahla tehdit” suçlarından toplamda 6 yıl 7 aydan 18 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

"Niye beni etkin şekilde aramadılar, arasalardı ben bu suçu işlemeyecektim"

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı ve müşteki Senanur Damgacı ile annesi Nilgün Mihdiye Damgacı’nın avukatı Birsen Baştopaloğlu, duruşma sonrasında adliyede gazetecilere açıklamada bulundu. Baştopaloğlu, "Şiddet vakaları artarak devam etmektedir. Çünkü artık cezasızlık algısı oluşmuştur. Sanık hala içeride kendisinde suç bulmamakta. ’Niye beni etkin şekilde aramadılar, arasalardı ben bu suçu işlemeyecektim’ şeklinde savunma yapmaktadır. Şiddet faillerinin geldiği son nokta budur. Asla kendilerinde suç bulmuyorlar. Suçu mağdurda buluyorlar, ’niye öyle maske taktı niye öyle giyindi, ya da niye devlet beni durdurmadı’ şeklinde savunma yapıyorlar. Kamusal alanda meydana geldiği ve kadınları korumak devletin görevi olduğu için etkin eylemler alınarak kadınların yaşam haklarının güvence altına alınmasını istiyoruz. Bu cezasızlık algısı ortadan kaldırılsın" dedi.