Verilere göre, yurt dışı yerleşikler geçen hafta 102 milyon dolarlık hisse senedi ve 933,7 milyon dolarlık devlet iç borçlanma senedi (DİBS) alımı gerçekleştirdi. Ancak 19 Mart’tan bu yana toplam çıkış, hisse senetlerinde 1 milyar 197 milyon dolar, tahvil tarafında ise 8 milyar 373 milyon dolarla birlikte toplamda 9,6 milyar doları aştı.
Yabancı yatırımcıların hisse senedi stoku, 2 Mayıs haftasında 27,8 milyar dolar seviyesindeyken 9 Mayıs itibarıyla 28,4 milyar dolara yükseldi. Aynı dönemde DİBS stokları da 9,1 milyar dolardan 10,1 milyar dolara çıktı. Genel Yönetim Dışındaki Sektör (ÖST) varlıklarında ise sınırlı bir azalma görüldü.
Merkez’in Net Rezervinde Güçlü Artış
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 9 Mayıs haftasında uzun süredir ilk kez döviz alımı gerçekleştirdi. Bankanın toplam rezervleri bir haftada 5,8 milyar dolar artarak 144,3 milyar dolara ulaştı. Brüt döviz rezervleri 3,6 milyar dolar artışla 61,2 milyar dolara yükselirken, altın rezervleri de 2,2 milyar dolarlık artışla 83,1 milyar dolara çıktı.
Swap hariç net rezervler 13,8 milyar dolardan 18,1 milyar dolara çıkarken, net uluslararası rezervlerdeki artış da dikkat çekti. Söz konusu kalem, 2 Mayıs haftasında 32,8 milyar dolar iken, geçen hafta 37,6 milyar dolara yükseldi.
Kur Korumalı Mevduatlarda Hızlı Gerileme
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarındaki çözülme ivme kazandı. 9 Mayıs haftasında KKM hesaplarında 33,8 milyar TL’lik azalma yaşanırken, toplam büyüklük 625,9 milyar TL’ye geriledi. Böylece KKM’nin toplam mevduatlar içindeki payı yüzde 2,91’e düştü.
Aynı dönemde, yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatlarında da çözülme sürdü. Parite etkisinden arındırıldığında, bireysel yatırımcıların döviz mevduatları 497 milyon dolar, tüzel kişilerin ise 214 milyon dolar azaldı. Bu da toplamda 711 milyon dolarlık bir düşüş anlamına geliyor.
Dalgalı Seyirde Denge Arayışı
Finansal piyasalarda yaşanan bu gelişmeler, yabancı yatırımcının temkinli tutumunu koruduğunu ancak fırsat gördüğü anda alıma geçtiğini gösteriyor. Merkez Bankası’nın rezerv pozisyonundaki iyileşme ve KKM’deki çözülme, ekonomi yönetiminin para politikasında sıkılaşma ve sadeleşme yönünde attığı adımların etkisini ortaya koyuyor.