Dijital çağın en büyük gerçeklerinden biri, yazılım ve teknoloji yatırımlarının, ekonomik ve endüstriyel büyümeyi tetikleyen en kritik faktörlerden biri haline gelmesidir.

Yazılım sektörü, dünyanın en hızlı değişen ve en hızlı değer kazanan alanlarından biri. Bugün bir mobil uygulama ya da yapay zekâ destekli bir teknoloji, sadece birkaç ay içinde milyarlarca dolarlık bir değere ulaşabiliyor.

Silikon Vadisi’nden çıkan Apple, Google, Facebook (Meta) gibi devlerin hikâyeleri, milyarlarca dolarlık büyük başarıların, doğru yatırım ve vizyonla mümkün olduğunu gösteriyor. Ancak son yıllarda Estonya, Hindistan, Singapur ve İsrail gibi ülkeler de teknolojiye yaptıkları stratejik yatırımlarla dünya sahnesinde öne çıkmaya başladı.

YAZILIM SEKTÖRÜNDEKİ DEĞİŞİMLER

Yazılım sektörü, dünyanın en hızlı değişen ve en hızlı değer ka zanan alanlarından biri. Bugün bir mobil uygulama ya da yapay zekâ destekli bir teknoloji, sadece birkaç ay içinde milyarlarca dolarlık bir değere ulaşabiliyor. Örneğin, Airbnb, Uber, Zoom gibi girişimler, yazılım tabanlı yenilikleri sayesinde sektörlerinde devrim yaratmış ve değerleri milyarlarca dolara ulaşmıştır.

İsrail, yıllardır yazılım ve savunma teknolojileri konusundaki yatırım ları sayesinde “Startup Nation” unvanını kazandı. Hindistan, IT sektörüne yaptığı stratejik desteklerle, bugün Google, Micro soft gibi devlerin CEO’larını Hindistan kökenli mühendislerden çıkarmayı başardı. Estonya, dijital kimlik sistemleri ve blok zinciri tabanlı projeleriyle Avrupa’nın en yenilikçi ülkelerinden biri haline geldi. Ancak, bu gelişmelerin merkezinde daima devlet destekleri, girişimcilik ekosistemine yapılan teşvikler ve risk sermaye si fonları bulunuyor.

ABD ve Avrupa’da yazılım ve teknoloji girişimlerine milyarlarca dolarlık fonlar sağlanırken, Türkiye’de bu ekosistemin henüz yeterince gelişmemiş olması, ülkede potansiyel taşıyan projelerin çoğunun ya yeterince desteklene memesine ya da yurtdışına taşınmasına neden oluyor.

TÜRKİYE’DEKİ YATIRIMLARIN İVMESİ

Türkiye, yazılım ve teknoloji alanında çok önemli bir potansiyelesahip. 2020’li yıllarda çıkan Getir, Trendyol gibi başarılı girisim ler, Türkiye’nin teknoloji alanında dünyayla rekabet edebilecek seviyeye gelebileceğini gösteriyor. Ancak, bu başarı hikayeleri nin daha fazla artması için, hem kamunun hem de özel sektö rün yazılım yatırımlarına daha fazla önem vermesi gerekiyor. Türkiye’nin potansiyelini gerçeğe dönüştürebilmesi için be lirli stratejik adımlar atılması gerekiyor. Bunlardan ilki, teknoloji ve yazılım alanında faaliyet gösteren girişimlere devlet des teklerinin artırılmasıdır. ABD ve Avrupa’daki gibi risk sermayesi fonlarının büyütülmesi, girişimcilerin yatırımcılara daha kolay ulaşabilmesini sağlayacaktır. Bunun yanı sıra, yazılım odaklı teknoparkların sayısının artması, hem geliştiricilere hem de girişimcilere daha uygun şartlar sunacaktır.

EĞİTİME TEKNOLOJİK YATIRIMLAR

Bir diğer kritik nokta ise, yazılım ve teknoloji odaklı eğitim sistemine daha fazla yatırım yapılmasıdır. Hindistan’ın IT devleri çıkarmasının en büyük nedenlerinden biri, mühendislik ve yazı lım alanlarında verdiği yoğun eğitimdir. Türkiye’de de kodlama eğitiminin ilkokul seviyesine kadar inmesi, gelecekte bu sektör de çok daha büyük atılımların gerçekleşmesini sağlayabilir. Sonuç olarak, yazılım sektörü bugünün ve geleceğin en değerli alanlarından biri olmaya devam ediyor. Türkiye, doğru adımları atarak, milyarlarca dolarlık teknoloji firmalarının doğ duğu bir ekosistem yaratabilir. Bunu başarabilmek için yatırım ları hızlandırmak ve yenilikçi fikirleri desteklemek çok kritik bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor. “Gelecekte iki tür şirket olacak: İnternette olanlar ve iş dünyasından silinmiş olanlar.”( Bill Gates) “İcat etmek, yalnızca para kazanmak için değil, insanlığın geleceğini şekillendirmek içindir.” (Elon Musk)