Lojistiğin en önemli fonksiyonlarından biri olan taşımacılıkta karayolunun önemi büyüktür. Bu önem karayolu taşımacılığının kısa mesafelerde elverişli olması, hemen hemen her yükün taşınabilmesi, yükleri hızlı ulaştırması ve yüke uygun araç çeşitliliğinden kaynaklıdır. Ayrıca karayolunun kapıdan kapıya ulaşım sağlaması diğer taşıma türlerine göre tercih edilebilirliğini artırmaktadır. Karayolu bu özelliği sayesinde intermodal gibi çok modlu taşımacılık sistemlerinin gelişmesini sağlamıştır. Çok modlu taşımacılık sayesinde karayolu üzerindeki baskı da azalma eğilimi göstermiştir. Gerek maliyet gerek zaman tasarrufu açısından karayollarının diğer taşıma sistemleri ile entegre edilmesi gerekmektedir. Karayolu - demiryolu, karayolu-denizyolu gibi entegrasyonlar ülkelerin lojistik anlamda rekabet edebilirliğini artırmaktadır.

Karayolunun liman, havalimanı ve demiryolu terminallerine yükleri ulaştırması sevkiyat hızının istenen düzeyde olmasını sağladığı gibi üretimde yaşanacak aksaklıklarında önüne geçilmesini sağlar. Bunun yanında dağıtım merkezlerinden veya müşteri depolarından alınan malların hareketini istenen noktaya ulaştırması beraberinde müşteri memnuniyetini de getirmektedir. Sipariş edilen malların hızlıca tedarik noktalarından üretim noktalarına, üretim noktalarından perakende noktalarına aktarılmasında karayolu aktif şekilde kullanılmaktadır. Karayolu ağlarının uzunluğu ve yüke göre uygun araç çeşitliliği ile birlikte ülkelerin ticari anlamda gelişmesi hızlanmıştır. Karayolu taşımacılığı, her ne kadar uzun mesafelerde yüksek maliyetlere, kaza riskine, gümrük geçişlerinde uzun beklemelere ve çevresel açıdan yüksek karbon emisyonuna sebep olması gibi dezavantajlar barındırsa da taşımacılıkta kritik öneme sahip olduğu gerçeği değişmemektedir.

Türkiye’de uluslararası yük taşımacılığı değer bazında incelendiğinde birinci sırada denizyolu, ikinci sırada ise karayolu taşımacılığının varlığı görülür. Özellikle uluslararası karayolu taşımacılığı göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin konumu gereği ulaştırma koridorlarının merkezinde yer alması karayolu ve diğer taşıma türlerinden faydalanmasını sağlamıştır. Özellikle Trans Avrupa (TEN-T) Kapsamlı Karayolu Ağı (16.799), Avrupa, Kafkasya ve Asya Ulaştırma Koridoru (TRACECA) (11.582), Ekonomik İş Birliği Teşkilatı - EİT (ECO) (9.914) ve E-Yolları Ana Trafik Güzergahları İçin Avrupa Anlaşması (UN/ECE/AGR) (9.353) güzergahlarının karayolu uzunluğu yüksektir. Bu durum bölgede önemli bir lojistik merkez olma potansiyelimizi yükseltmiştir. Ülkemizin dış ticaretinde karayolu taşımacılığı önemli bir yere sahiptir.

UTİKAD’ ın 2021 yılında yayımladığı Lojistik Sektörü Raporu’na göre Türkiye’de karayolu ile yapılan ihracat yükü değer ve ağırlık bazında incelediğinde oranlar karayolu ile yapılan ithalat yükünün toplam değerinden daha fazladır. Özellikle 2011-2021 yıllarına işaret eden oranlar bizlere ihracatımızda karayolunun önemini gözler önüne sermiştir. Tabii ki burada 2020 yılında gerçekleşen koronavirüs pandemisi sebebiyle karayolu ile yapılan yük taşımacılığı önceki yıllara oranla düşüş göstermiştir. Bu durum dış ticaretimizde daralmalar meydana getirmiştir ve üretim kapasitemizde düşüşler yaşanmıştır.

Özellikle bu daralmalar 2020’nin ilk dört ayında etkisini hissettirse de sonrasında normale dönüş başlamıştır. Türkiye’nin karayolu ile gerçekleştirdiği ihracat taşımalarında değer bazında Irak ve Bulgaristan, ağırlık bazında ise Irak, Suriye ve Gürcistan sınır komşularımız yer almaktadır. Bunun yanı sıra özellikle Almanya, Romanya ve Polonya ile ihracatımızda karayolu taşımacılığının kullanımı yüksektir. Karayolu ile gerçekleştirdiğimiz değer bazında ithalatta Almanya, İtalya ve Çin gibi sınır ötesi ülkelerle ticaretimiz daha yoğundur. Ağırlık olarak bakıldığında sınır komşularımız İran ve Irak’ın varlığı görülmektedir. Özetle Türkiye’nin lojistik ve dış ticaretinde karayolu taşımacılığının kullanımı yüksektir. Başlı başına Türkiye’nin yüzölçümünün genişliği karayolu ağ uzunluğunu artırmayı da mümkün kılmaktadır. Taşıma sistemlerinin iyileştirilmesi ve yapılan yatırımların artması dış ticaret lojistiğine olumlu anlamda yansıyacaktır. Küresel pazarlarda rekabet edebilmek için ülkemizin konumundan daha fazla yararlanılması gerekmektedir.