Yurtiçinde yeni ekonomi yönetiminin adımları ön planda kalmaya devam ediyor. Haziran ayından bu yana TCMB para politikasında sıkılaşıyor.

Ağustos ayı toplantısında piyasaların beklentisinin üzerinde 750 BP faiz artışına gittiğini duyurdu. Beklentiler 200-250 BP arasındaydı. Beklentilerin üzerinde gelen bu adım, piyasalar açısından olumlu değerlendirildi. Enflasyonda yukarı yönlü risklere değinildi. Mevduat faizlerinin yapılan bu faiz artışıyla yükselmesi beklentiler dahilinde. Ancak enflasyon tarafında hâlâ yukarı yönlü riskler olması sebebiyle ilerleyen dönemde mevduat faizlerinin, enflasyon beklentilerine yakınsaması durumunda TL üzerindeki baskının da hafiflemesi beklenebilir.

YABANCI TAKAS ORANI YÜKSELİŞTE

TCMB’nin bir sonraki toplantısı 21 Eylül tarihinde olacak. O güne kadar Merkez’in, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın sözlü yönlendirmeleri, yine beklentilerin şekillenmesi adına önemli olacağını değerlendiriyorum. Haziran ayından bu yana geldiğimiz noktada piyasayla kurulan iletişim, güven ortamının oluşturulması, yapılan görüşmelerin yavaş yavaş yabancı yatırımcılarda da etkisini görmeye başladık. Seçim sonrası yüzde 27’lerde olan yabancı takas oranı, Ağustos ayında yüzde 31’lere yükseldi. Çok güçlü bir girişten bahsedemiyoruz ancak geçtiğimiz aylara göre sınırlı da olsa yabancı etkisini, fiyatlamalar üzerinde de görmeye başladık.

NOT DEĞERLENDİRMELERİ BEKLENİYOR

Ağustos ayında Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Moody’s, Türkiye’deki ortodoks politikalara ikna olmaları durumunda ülkenin kredi not ve görünümünde yukarı yönlü bir güncellemeye gidebileceklerinin sinyalini verdi. 8 Eylül’de Fitch, 29 Eylül’de ise S&P’nin not değerlendirmeleri bulunuyor. Moody’s ise 15 Aralık tarihinde gözüküyor. Ancak hatırlayalım özellikle Moody’s takvimine bağlı kalmadan başka tarihlerde de açıklamalarda bulunabiliyor. Eylül ayında Fitch ve S&P takvimleri yakından izlenecektir.

Her iki kurumun Türkiye ile ilgili olası açıklamaları önemli. Olumlu yönde değerlendirmeler gelirse, iç piyasanın seyrinde pozitif yansımalarını görmeye başlarız. Yabancı yatırımcı içinde pozitif bir katkı sağlar. Şunu belirtmek isterim, illa bir not güncellemesi yapmak zorunda değiller. Notu değiştirmeyebilirler ancak Türkiye’deki son gelişmeleri değerlendirmeleri olumlu/ olumsuz bir sinyal olarak yorumlanabilir. Bu açıdan dikkatli izlenmesi gerekiyor.

BORSA VE YENİ YATIRIM ARAÇLARI

Yurtiçi piyasalarda TCMB’nin adımları izlenirken, yatırımcılar borsaya yatırım yapmaya devam ediyor. Ağustos ayını 7000 puan seviyesinin üzerinde geçiren endeks için beklentiler yukarı yönlü korunuyor. Yılsonu için BIST100 endeksi beklentileri de yukarı yönlü revize ediliyor. Eylül ayında içerideki gelişmeler yine endeksin seyrini etkilemeye devam edecektir. Yeni yatırım araçlarının piyasaya gelmesi, borsanın cazibesini bir miktar azaltabilir. KKM sisteminin sonuna gelinmesi adına yeni düzenlemeler geldiği için TL tarafını daha cazip hale getirecek yeni araçlar gündeme gelirse, bu durum borsa açısından biraz olumsuz yorumlanır. Bu yine de borsadan güçlü bir çıkış anlamına gelmez.

YÜKSELİŞ TRENDİ SÜRÜYOR

Borsada yatırımcı sayısının Ağustos ayında 6 milyonu aştığı belirtildi. Halka arzlarında bu noktada destekleyici olduğu görülüyor. Borsaya ilgi aslında devam etmekte. Eylül ayının ilk haftalarında, borsada bir düzeltme hareketi beklenebilir. Gün içi oynaklıklar sürebilir. Ana resme baktığımda ise yükseliş trendini koruduğunu belirtmek isterim. Temmuz ve Ağustos aylarında gün sonu işlem hacimleri 100 milyar TL’nin de üzerine yükseldi. Seçim döneminde 50- 60 milyar TL seviyelerindeyken şu anda bunun iki katını görmeye başladık.

TCMB’nin karar günü 224 milyar TL ile gün sonu kapanışı bile görüldü. İştah yüksek, hacim yüksek, yabancı ilgisi artmaya başladı. Bu noktada borsa için eylül ayında da satışlarda çok güçlü bir görünüm izlenmedikçe, yukarı yönlü eğimini korumak isteyecektir. Borsa İstanbul’da yeni zirve seviyelerin test edilmesi beklenebilir. YURTDIŞINDA TABLO KARIŞIK Yurtiçinde işler böyle giderken, yurtdışında daha karışık bir tablo görülüyor. Çin ekonomisine dair tedirginlik her geçen gün artmaya devam ediyor. Ekonomik veriler beklentileri karşılayamıyor. Teşvikler yetersiz kalıyor. Çin Merkez Bankasının adımları bile piyasaları destekleyemiyor. Bu nedenle Eylül ayında Çin tarafındaki bu kaotik tablonun devam etmesini bekleyebiliriz.

Açıklanacak veriler, Çin Merkez Bankası ve Çin hükümetinden gelecek olası açıklamalar, küresel piyasaların seyrinde belirleyici olabilir. Çin ekonomisindeki görünüm daha da kötüye giderse, borsalarda satışlara yol açabilir. Petrol fiyatları üzerinde de etkisini görebiliriz. Çin, petrolde en büyük ithalatçı konumda olduğu için ülkenin daralması, petrol talebine yönelik artışı da kısıtlar. Petrol talebindeki bir düşüş ise petrol fiyatlarının geri çekilmesine neden olabilir. Çin sebebiyle petrol fiyatları üzerindeki baskıyı son günlerde net bir şekilde görebiliyoruz. Eylül ayı hem Çin hem petrol fiyatları içinde önemli olacaktır. Özellikle petrol fiyatları arz-talebe göre şekillendiği için Çin’deki gelişmeler, Fed’in adımları ve OPEC kanadından gelecek olası açıklamalar bu açıdan önemli olabilir.

FED EYLÜL’DE FAİZ ARTIRACAK MI?

Fed’i yazmadan olmaz diye düşünüyorum. 19-20 Eylül tarihinde Fed’in toplantısı olacak. Toplantı öncesinde Ağustos ayı dataları takip edilecek. 01 Eylül ABD tarım dışı istihdam ve 13 Eylül ABD enflasyonu açıklanacak. Her iki data seti sonrasında Fed’in Eylül ayı toplantısına yönelik beklentiler şekillenmeye başlayacaktır. Ancak veriler dışında Fed üyelerinin de konuşmaları bu durumu etkileyebiliyor. Son dönemde üyelerin faiz artışını destekleyici açıklamaları oldukça fazla ve bu nedenle Eylül ayı toplantısı içinde faiz artış beklentilerinin güçlü olduğunu düşünüyorum.

PİYASALARDA VOLATİLİTE MÜMKÜN

Özellikle çekirdek enflasyondaki katılık devam ediyor. Manşet enflasyonda yumuşama var. Ancak Fed’in enflasyon hedefi yüzde 2 olduğu için aslında hâlâ hedeften uzakta seyrediyor. Bu yüzden sürekli enflasyon hedefine ulaşmak için faiz konusunu rafa kaldırmıyorlar. Eylül ayındaki toplantıda ekonomik projeksiyonlar da açıklanacak. Projeksiyonlar en son Haziran ayında açıklanmıştı. Haziran ayından sonraki görünüme bağlı olarak projeksiyonlarda yapılacak revizyonlar, yılın kalanındaki toplantı beklentilerini de etkileyebilir. Örneğin, Fed’in yıl sonu enflasyon tahminini yukarı yönlü güncellemesi, faiz artışına devam edeceğine yönelik beklentileri de güçlü tutabilir. Bu nedenle projeksiyonlar yakından izlenecektir. Kısacası 20 Eylül günü Fed’in mesajları yine piyasalarda oynaklığa neden olabilir. Herkese sağlıklı, mutlu bir ay diliyorum…