Röportaj: Harun Reşit Tığlı

KEYVAN Havacılık; sivil ve askerî havacılık verileri, havalimanı ve havayolları performans verileri, uçuş simülatörleri için veri setleri, uçuş planlama ve dijital haritalama çözümleri, aviyonik veri paketleri, drone ve eVTOL operasyon verileri, küresel pist verileri ve birçok özel veri çözümü dâhil olmak üzere havacılık alanında kapsamlı Büyük Veri hizmetleri sunmaktadır.

KEYVAN Havacılık, dünya genelinde 195 ülkeyi kapsayan Havacılık ve Navigasyon veritabanı çözümleri üretiyor. Veritabanı; sivil, özel ve askerî operasyonlara yönelik kısıtlayıcı ve yasak bölgeler de dâhil olmak üzere kritik unsurları içeren, geniş kapsamlı, yüksek doğruluklu ve uluslararası standartlara uyumlu 5 milyondan fazla veri satırından oluşmaktadır.

Mehmet Keyvan; GYİAD (Genç Yöneticiler ve İş İnsanları Derneği - Türkiye), TÜSİAD (Türkiye Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği), TURKONFED (Türkiye Girişim ve İş İnsanları Konfederasyonu), HİB (Hizmet İhracatçıları Birliği), ACI (Uluslararası Havaalanları Konseyi - Avrupa) üyesi olup, ACI Teknik, Operasyon ve Güvenlik Komitesi ile ACI Ekonomik Komitesi’nde aktif görev almaktadır. Ayrıca dünya çapında uluslararası teknik komisyonlarda; RTCA (Radio Technical Commission for Aeronautics), SC-217 (Aeronautical Databases Committee – 2008 yılında kurulan Havacılık Veritabanları Komitesi), SC-216 (Aeronautical Information Systems Security – uçuşa elverişlilik güvenlik yöntemleri), ARINC (Aeronautical Radio, Incorporated), ARINC 424 Navigation Database System, EUROCAE WG-44, WG-72, WG-110 - Helicopter Terrain Awareness and Warning Systems, EuroControl AIM Expert Group ve EASA ATM/ANS Expert Group üyesidir.

KEYVAN Havacılık Kurucusu ve CEO’su Mehmet Keyvan, Ekovitrin’in sektör ile ilgili sorularını yanıtladı.

Ekovitrin Dergisi Aralık 2025 Sayısı Yayında!
Ekovitrin Dergisi Aralık 2025 Sayısı Yayında!
İçeriği Görüntüle

YENİ DÖNEMİN FAVORİSİ VERİ EKONOMİSİ

Günümüzde yapay zekâ, savunma teknolojileri ve veri güvenliği eş zamanlı bir dönüşümden geçiyor. Bu üç alanın birbirine bu kadar entegre olmasının nedeni nedir? Dünyada nasıl bir yeni düzen oluşuyor?

Bugün yapay zekâ, savunma teknolojileri ve veri güvenliği aslında birbirinden ayrı düşünülemez üç temel unsur hâline geldi. Bunun temel nedeni, verinin yeni dünyanın stratejik kaynağı olmasıdır. Artık ekonomik büyümeden ulusal güvenliğe, rekabet üstünlüğünden teknolojik inovasyona kadar her şeyin merkezinde doğru, güvenilir ve işlenebilir veri bulunuyor. Yapay zekâ kendi başına bir değer üretemez; değerini beslendiği veri miktarı ve kalitesi belirler. Savunma teknolojileri, sahada üstünlük sağlayabilmek için anlık ve doğru bilgiye yani gerçek zamanlı veriye ihtiyaç duyar. Veri güvenliği ise tüm bu sistemlerin sürdürülebilirliği için kritik önem taşır. Çünkü veri ne kadar değerli hâle geldiyse, onu hedef alan tehditler de aynı ölçüde artmıştır.

Bu üç alanın entegrasyonunda; verinin ekonomik güç olarak yükselişi, jeopolitik rekabetin teknoloji eksenine kayması, savunma ve güvenlik doktrinlerinin dijitalleşmesi ve siber tehditlerin ulusal güvenlik boyutuna ulaşması doktrinleri yer alıyor. Kısacası yeni ekonomi veri ekonomisidir ve bu ekonomi; yapay zekâ, savunma teknolojileri ve veri güvenliği üçgeninde yükselmektedir. Bu alanlara yatırım yapan ülkeler sadece ekonomik değil, jeopolitik anlamda da güçlenmektedir.

VERİ ÜRETİMİ VE YÖNETİMİNE BÜYÜK YATIRIM

ABD ile Asya arasındaki yapay zekâ ve savunma teknolojileri rekabeti, sermaye akışlarını ve veri yatırımlarını nasıl şekillendiriyor? Bu rekabet, yüksek doğrulukta havacılık verisine olan talebi nasıl artırıyor?

ABD ile Asya arasındaki yapay zekâ ve savunma teknolojileri rekabeti, küresel sermaye akışlarını veri odaklı bir modele dönüştürdü. Artık yatırım kararlarının temel belirleyicisi; veriye erişim kapasitesi, yapay zekâ performansı ve kritik savunma altyapılarını destekleyecek güvenli veri ekosistemleri oldu. Bu nedenle her iki bölgede de büyük fonlar; veri üretimi, veri yönetimi ve yapay zekâ destekli savunma uygulamaları için milyarlarca dolarlık yatırımlar yapıyor.

Bu rekabet, havacılık verisinin önemini de hızla artırıyor. Çünkü hem sivil hem askerî havacılıkta yapay zekânın başarılı olabilmesi için güvenilir, sık güncellenen ve uluslararası standartlarla uyumlu veri zorunlu hâle geldi. Hava sahası yönetimi, otonom uçuş teknolojileri, risk analizleri, simülatör eğitimleri ve uçuş emniyeti gibi tüm kritik süreçler artık doğrudan veri kalitesine bağlı olarak işliyor. Bu durum, havacılık verisini yalnızca operasyonlarda kullanılan bir araç olmaktan çıkarıp stratejik ve ekonomik açıdan değerli bir yatırım alanına dönüştürdü. Bu yüzden yüksek doğrulukta havacılık verisine olan talep her zamankinden daha hızlı artıyor.

NAVİGASYON VERİLERİ YATIRIMLARIN MERKEZİNDE

Artık petrol ya da enerji değil, verinin kendisi küresel ekonominin temel güç kaynağı hâline geldi. “Verinin değer zinciri” kavramını nasıl yorumluyorsunuz? Özellikle havacılık verisi gibi kritik veri setlerinin uluslararası ticaretteki rolü nedir?

Günümüz küresel ekonomisinde veri artık petrol gibi tüketilen bir kaynak değil, sürekli değer üreten bir sermaye varlığı olarak konumlanıyor. Bu nedenle “verinin değer zinciri”, ekonomik büyüme üzerinde doğrudan etkili yeni bir üretim modeli tanımlıyor. Zincirin her aşaması, verinin üretilmesi, doğrulanması, güvenli saklanması, analiz edilmesi ve ticarileştirilmesi, ekonomiye katma değer yaratan bağımsız bir sektör hâline geldi.

Havacılık verisi, doğruluk, güncellik ve uluslararası regülasyon zorunlulukları nedeniyle dünyada çok değerli stratejik bir veri türüdür. Küresel ölçekte sürekli ve güçlü bir talep oluşturan, küresel ekonomide ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Bu yüzden hem savunma hem sivil havacılık için vazgeçilmez, stratejik değeri ve ihracat potansiyeli yüksek, düşük kaliteli alternatiflerle ikame edilemeyen bir ekonomik üründür.

Yapay zekâ ve ileri uçuş teknolojileri için temel girdi olması nedeniyle havacılık navigasyon verileri teknoloji yatırımlarının merkezinde yer alır. Savunma ve sivil havacılıktaki milyarlarca dolarlık operasyonları doğrudan etkileyerek hem ekonomik riskleri azaltır hem de verimliliği artırır. Dolayısıyla günümüz veri ekonomisi en kritik ticari unsurlardan biri hâline gelmiştir.

VERİ MERKEZLİ EKONOMİ MODELİ ŞEKİLLENİYOR

Verinin ulusal sınırları aşarak ekonomik bir güç unsuru hâline gelmesi, ülkelerin havacılık ve savunma stratejilerini nasıl yeniden şekillendiriyor?

Verinin ulusal sınırları aşarak ekonomik bir güç unsuruna dönüşmesi, ülkelerin havacılık ve savunma stratejilerini köklü şekilde değiştirdi. Devletler artık rekabeti yalnızca askerî platformlar üzerinden değil; veri üretme kapasitesi, veri güvenliği ve veriyi ekonomik değere dönüştürme kabiliyeti üzerinden tanımlıyor. Bu nedenle ülkeler üç kritik alana odaklanıyor: ulusal veri egemenliği, kritik havacılık ve savunma verilerinin ülke içinde üretilip kontrol edilmesi ve bu verilerin ekonomik değerinin maksimize edilmesi.

Sonuç olarak devletler, platform merkezli savunma yaklaşımından veri merkezli bir ekonomi modeline geçiyor. Veriyi üreten, yöneten ve güvenli şekilde işleyen ülkeler hem ekonomik hem de savunma alanında belirgin bir üstünlük kazanıyor.

SAĞLAM HAVACILIK VERİSİ HER ZAMAN RAĞBETTE

Yapay zekâ, savunma ve havacılık verisi üçgeni stratejik bir hâl aldı. Yapay zekâ tabanlı savunma projelerinin artması, doğrulanmış ve sertifikalı havacılık verisini neden çok daha stratejik hâle getiriyor? Bu üç alanın birleşmesiyle nasıl bir ekonomik büyüme modeli ortaya çıkıyor?

Yapay zekâ tabanlı savunma projelerinin hızla artması, doğrulanmış ve sertifikalı havacılık verisini her zamankinden daha stratejik hâle getiriyor. Çünkü yapay zekâ destekli savunma sistemlerinin güvenilirliği tamamen beslendiği verinin doğruluğuna ve standardına bağlı. Hatalı, eksik veya sertifikasız bir veri; savunma operasyonlarını ve uçuş güvenliğini doğrudan etkileyen ciddi bir ekonomik ve güvenlik riski oluşturuyor. Bu nedenle ülkeler ve savunma şirketleri doğruluğu kanıtlanmış, regülasyon uyumlu ve sürekli güncellenen havacılık verisine stratejik bir yatırım gözüyle bakıyor.

Yapay zekâ, savunma teknolojileri ve havacılık verisinin kesişimi, yüksek katma değer yaratan yeni bir ekonomik büyüme modelini ortaya çıkarıyor. Bu modelde rekabet artık platformlar üzerinden değil; verinin doğruluğu, güncelliği ve yapay zekâ sistemlerini besleme kapasitesi üzerinden şekilleniyor. Veri merkezli teknoloji ekonomisinde katma değer, artık fiziksel platformlardan çok veri işleme, veri koruma ve veri analitiği kapasitesine kaymış durumda. Savunma odaklı teknoloji ihracatında ise sertifikalı havacılık verisi; otonom sistemler, simülatörler ve komuta-kontrol yazılımlarının temel girdisi olduğu için değerli bir ihracat kalemine dönüşüyor ve güçlü bir çarpan etkisi yaratıyor.

Dijital egemenlik ekonomisi yaklaşımıyla ülkeler kendi verisini üreten, işleyen ve koruyan bir yapıya geçtikçe veri, ekonomik bağımsızlığın en kritik unsurlarından biri hâline geliyor.

TÜRKİYE YENİ NESİL VERİDE GÜÇLÜLÜĞÜNÜ ARTIRIYOR

Küresel dönüşümde Türkiye nere de duruyor? Yapay zekâ ve savunma alanındaki gelişmeler, Türkiye’nin tek noloji ve veri odaklı ekonomisine nasıl fırsatlar sunuyor?

Türkiye, yapay zekâ, savunma teknoloji leri ve veri altyapıları alanında son yıllarda önemli bir ivme yakaladı ve bu küresel dönüşümde küresel bir teknoloji üreticisi ve veri sağlayıcısı konumuna doğru ilerliyor. Savunma sanayisindeki yerlileşme oranının artması, insansız hava araçları ekosistemi nin dünya çapında tanınması ve yapay zekâ yatırımlarının hızlanması, Türkiye’ye yeni nesil veri ekonomisinde güçlü bir avantaj sağlıyor. Bu dönüşüm Türkiye’ye üç temel fırsat sunuyor. Veri Tabanlı Savunma Eko nomisi: Türkiye’nin geliştirdiği platformların başarısı, artık sadece mühendisliğe değil, bu platformları besleyen güvenilir, standart lara uyumlu veri altyapılarına da bağlı. Yapay Zekâ Destekli Teknoloji İhracatı: Tür kiye’nin, otonom sistemler, komuta-kontrol yazılımları, simülatörler ve akıllı savunma teknolojilerindeki Ar-Ge gücü, yapay zekânın veriyle birleştiği yeni bir ihracat alanı oluşturuyor. Veri Egemenliği ve Dijital Bağımsızlık: Kendi verisini üreten, işleyen ve doğrulayan ülkeler, ekonomik açıdan çok daha dayanıklı ve dışa bağımlılığı düşük bir yapıya kavuşuyor. Türkiye’nin yerli veri merkezleri, bulut teknolojileri, havacılık verisi ve coğrafi bilgi altyapılarına yaptığı yatırımlar ise uzun vadede kendi kendine yetebilen, veri odaklı bir ekonomi inşa etme fırsatı sunuyor.

LİDERLİK VE KÜRESEL REKABET AVANTAJI

Türkiye’nin hem savunma hem de sivil havacılıkta veri üretme ve teknolo ji ihraç etme kapasitesi hızla büyüyor. Sizce Türkiye, yapay zekâ ve havacılık verisinin kesişiminden doğacak yeni ekonomi modelinde hangi alanlarda bölgesel liderlik veya küresel rekabet üstünlüğü elde edebilir? Türkiye’nin savunma ve sivil havacılıkta hızla büyüyen veri üretim kapasitesi, yapay zekâ ile birleşerek ülkeye hem bölgesel liderlik hem de küresel rekabet avantajı sağla yabilecek bahsettiğim yeni bir ekonomi modelini ortaya koyuyor. Havacılık verisi üretimi, otonom uçuş ve sensör füzyonu teknolojileri, yapay zekâ destekli uçuş emniyeti ve simülatör çözümleri ile dijital hava sahası yönetimi gibi alanlarda Türkiye; coğrafi konumu, mühendislik gücü ve gelişen savunma sanayisi sayesinde böl gesel veri sağlayıcısı ve teknoloji ihracatçısı olabilecek potansiyele sahip. Bu stratejik alanlar, Türkiye’nin platform üretiminden veri odaklı katma değer üretimine geçerek küresel pazarda güçlü bir konum elde et mesini mümkün kılıyor. Bu modelin en kritik etkilerinden biri Türkiye’nin dışa bağımlı lığını azaltarak, stratejik veriyi kendi içinde üretebilen, işleyebilen ve doğrulayabilen bir ülke konumuna gelmesidir. Böylece Türkiye, platform üretiminden veri odaklı katma de ğer üretimine geçerek küresel pazarda çok daha güçlü bir konum elde edebiliyor.

TÜRKİYE’NİN JEOSTRATEJİK ETKİSİ GİDEREK KUVVETLENİYOR

Türkiye’nin, havacılık verisi üreten dünyadaki EASA onaylı dört şirketten birine sahip olmasının uluslararası ilişkiler, teknoloji ve ekonomi açısından anlamı nedir? Bu durum Türkiye’nin jeostratejik gücünü nasıl etkiliyor?

Türkiye aslında havacılık açısından son derece verimli bir coğrafyada. Hem üç kıtanın kesişim noktasında olması hem de güçlü havalimanı altyapısı sayesinde özellikle transit uçuşlar ve lojistik operas yonlar için doğal bir merkez konumundayız. Bu potansiyel çok büyük ve doğru havacılık veriyle desteklendiğinde daha da etkin bir şekilde kullanılabilir. Biz KEYVAN Havacılık olarak Türkiye’nin bu stratejik konumunu destekleyen veri çözümleri geliştirmeye odaklanıyoruz. Transit ülkelerin en kritik ihtiyacı doğru bilgi ve havacılık veri akışıdır. Biz de tam bu noktada devreye giriyor ve Türkiye’nin havacılık altyapısını güçlendiren havacılık verilerimiz ile sivil ve askeri havacılık kurumlarının daha güvenli, daha hızlı ve daha verimli operasyon yürütmesine katkı sağlı yoruz. KEYVAN Havacılık’ın Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) tarafından onaylanan dünyadaki dört havacılık veri üreticisinden biri olarak Türkiye’de faaliyet göstermesi ve tamamen yerli ve milli bir yapıya sahip olması, ülkemize ekonomik, teknolojik ve jeopolitik açıdan stratejik bir üstünlük kazandırıyor. Bu yetkinlik sayesinde Türkiye, yüksek doğru lukta, sertifikalı ve uluslararası standartlara uygun havacılık verisini kendi içinde üretebi liyor; böylece dışa bağımlılık azalırken Türkiye küresel tedarik zincirinde kritik bir konuma yükseliyor. KEYVAN’ın veri üretim kapasitesi; hava sahası yönetimi, savunma projeleri, uçuş emniyeti, simülatör teknolojileri ve oto nom sistemler gibi pek çok alana doğrudan katkı sağlayarak Türkiye’nin teknoloji ihracat potansiyelini büyütüyor. Uluslararası düzey de ise Türkiye’yi “veri sağlayan ülke” konu muna taşıyarak diplomatik ve ticari pazarlık gücünü artırıyor. Havacılık verisi gibi stratejik bir alanda küresel ölçekte söz sahibi olmak, Türkiye’nin jeostratejik etkisini hem bölgesel hem de uluslararası arenada belirgin şekilde güçlendiriyor.

BÜYÜK VERİ İHRACATININ EKONOMİYE KATKISI

Büyük veri ihracatının Türkiye’nin teknoloji bağımsızlığına katkısını nasıl tanımlıyorsunuz?

Büyük veri ihracatı, Türkiye’nin teknoloji bağımsızlığının en kritik yapı taşlarından biri. Bugün Türkiye sadece hava platform ları geliştiren bir ülke değil; aynı zamanda bu platformların uçabilmesi için gereken yüksek doğrulukta havacılık verisini üreten ve ihraç eden bir konuma yükseldi. Türkiye’nin geliştirdiği KAAN, HÜRJET, HÜRKUŞ, GÖKBEY ve ATAK gibi hava araçlarının uluslararası pazarlarda rekabet edebilmesi; yalnızca platformların gelişmiş liğiyle değil, aynı zamanda bu platformların güvenli bir şekilde uçabilmesi için gerekli olan sertifikalı, güncel ve güvenilir havacılık verisinin yerli olarak üretilmesiyle mümkün. Bu anlamda Türkiye artık yalnızca uçak ve helikopter üreten değil, “platform + veri” bütünleşik bir çözüm sunabilen az sayıdaki ülke arasında yer alıyor. Yani hava aracını da biz geliştiriyoruz, onu gökyüzünde yaşatan veriyi de biz sağlıyoruz. Kendi havacılık verisini üretmek ve bunu küresel pazara sunmak; dışa bağımlılı ğı azaltırken, Türk hava platformlarının ihracat gücünü de ciddi şekilde artırıyor. Bu yetkinlik, yapay zekâ, savunma teknolojileri, havacılık ve otonom sistemler gibi stratejik alanlarda yerli ekosistemi güçlendiriyor. Ayrıca Türkiye’ye uluslararası tedarik zincir lerinde üst sıralara çıkma, küresel proje lerde vazgeçilmez veri sağlayıcısı olma ve teknoloji alanında söz sahibi, kural koyucu bir ülke olma fırsatı sunuyor. Tüm bunlar birleştiğinde, büyük veri ihracatı Türkiye’nin teknoloji bağımsızlığını stratejik olduğu kadar ekonomik açıdan da sürdürülebilir bir yapıya dönüştürüyor.

HAVA SAHASINA GÜVENLE NASIL ULAŞILABİLİYOR?

Havacılık navigasyon verisi artık yüksek katma değerli bir ihracat ürünü hâline geldi. Bu veri setinin küresel pazardaki ekonomik karşılığı nedir? Uçuş güvenliği, sivil havacılık, savunma ve eVTOL ekosistemleri için ne ifade ediyor?

genelinde sadece teknik bir gereklilik değil, milyarlarca dolarlık bir endüstrinin görün mez omurgası hâline gelmiş durumda. Uçak üreticilerinden savunma sistemlerine, hava yolu operasyonlarından eVTOL giri şimlerine kadar herkes aynı soruya bağlı. “Hava sahasında ne var ve oraya güvenli bir şekilde nasıl ulaşırım?..” Bu sorunun cevabını verebilen ülkeler, küresel havacılık ekonomisinin değer zincirinde en üst kat mana yerleşiyor. Uluslararası standartlarda üretilen navigasyon verisi; pistlerden hava sahası yapılarına, engellerden prosedür tasarımlarına kadar bir hava aracının havalanması, rota dışı risklerden uzak seyretmesi ve emniyetle inebilmesi için gereken tüm dijital altyapıyı sağlıyor. Bu nedenle veri seti, operasyonel bir “yan ürün” değil; uçak ve helikopter üreticileri nin yazılım mimarilerinden uçuş bilgisa yarlarına kadar tüm tasarım süreçlerinde kullanılan temel mühendislik girdisi hâline gelmiş durumda. Savunma tarafında ise değer daha da stratejik. Rota optimizas yonu, hedefleme, hassas görev planlama, elektronik harp entegrasyonları ve komu ta-kontrol yazılımları, doğruluğu milimetrik seviyede ölçülen bu verilere dayanıyor. Yani modern savunma platformlarının et kinliği büyük ölçüde hangi ülkenin hangi veri setine güvendiğiyle belirleniyor. Yeni büyüyen eVTOL ve şehir içi hava mobili tesi ekosisteminde ise navigasyon verisi bambaşka bir ekonomik değer yaratıyor: Alçak irtifa koridorlarının, dikey iniş-kal kış noktalarının ve yoğun kentsel hava sahasının dijital olarak tasarlanması için kullanılan birincil kaynak hâline geliyor. Başka bir deyişle, geleceğin şehirlerinde uçan araçların kullanacağı “hava yolları” aslında bugün bu veriyle çiziliyor. Tüm bu nedenlerle havacılık navigasyon verisi, artık sadece bir uçuş operasyonu girdisi değil; ülkelerin havacılık sanayisin de nerede duracağını, platform üreticileri nin küresel rekabet gücünü ve geleceğin hava sahasının kim tarafından şekillen dirileceğini belirleyen yüksek değerli bir teknoloji ürünü olarak konumlanıyor.

DÜNYA STANDARTLARININ ÖTESİN DE KALİTE SUNUYORUZ

KEYVAN’ın 195 ülkeyi kapsayan büyük veri ihracatı hedefi, Tür kiye ekonomisine nasıl bir değer sağlıyor? Teknoloji ve veri ihracatı açısından Türkiye için nasıl bir örnek oluşturuyor?

KEYVAN’ın 195 ülkeyi kapsayan büyük veri ihracatı hedefi, Türkiye ekonomisi için sadece gelir kalemi, bir ticari faali yet veya bir ekonomi rakamı değil; aynı zamanda ülkenin teknoloji, veri üretimi ve dijital ihracat alanında küresel ölçekte rekabet edebileceğini somut olarak gösteren stratejik bir örnek oluş turuyor. Bugün 25’ten fazla ülkeye veri ve teknoloji ihracatı yapan bir şirket konumundayız. Amerika’dan Avrupa’ya, Asya’dan Afrika’ya ve Orta Doğu’ya uzanan çok geniş bir coğrafyada müşterilerle çalışıyoruz. Bu yaygınlık hem ürünlerimizin küresel standartlar da kabul gördüğünün hem de Türki ye’nin havacılık teknolojileri alanındaki gücünün önemli bir göstergesi. Her yeni ülke, her yeni proje hem şirketimi zin hem de ülkemizin havacılık eko sistemindeki etkisini artırıyor. Global pazarlara açılırken geliştirdiğimiz tüm ürünlerde yerli mühendislik gücünü öne çıkarıyor ve uluslararası müşterilere dünya standartlarının da ötesinde bir kalite sunuyoruz. Önümüzdeki dönemde hedefimiz, bu coğrafi genişlemeyi daha da ileri taşıyarak Türkiye’nin havacılık veri ihracatına katkıyı artırmak. Navigas yon ve havacılık verisi gibi ikamesi zor, sertifikalı ve uluslararası standartlara bağlı bir veri ürününün dünya çapında ihracı, Türkiye’yi tedarik zincirinde üst basamağa taşıyarak teknoloji bağım sızlığını güçlendiriyor ve ülkeyi veri sağlayan stratejik bir merkez konumu na getiriyor. Bu hedef, Türkiye’nin sadece platform ve donanım üreten bir ülke olmanın ötesine geçerek, teknoloji ve veri odaklı ihracatta söz sahibi olabileceğini kanıt lıyor; aynı zamanda diğer yerli teknoloji şirketlerine de küresel pazara açılma ve veri ekonomisinde yeni fırsatlar ya ratma konusunda güçlü bir rol model sunuyor.