Nakliye kanallarının tıkanması, yolların hasar görmesi veya elektrik kesintileri gibi olaylar gecikmelere ve artan operasyonel maliyetlere neden olabilir. Dolayısıyla iklim değişikliğiyle ilgili ar tan zorluklar karşısında lojistik sektörü bir dönüm noktasındadır.
İKLİME SAVUNMASIZ SEKTÖR
İklim değişikliğinin lojistik sektörü üzerindeki etkisi, kara, deniz, hava ve demiryolu taşımacılığı üzerinde farklılıklar gösterebilir. Özellikle aşırı hava olaylarının neden olduğu kesintiler bağlamın da, farklı taşıma modlarının gereklilikleri değişebilir; ancak sektör çoğunlukla iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı oldukça savunmasızdır.
Bunun nedenleri;
- Sektörün coğrafi olarak geniş olması ve lojistiğin temel görevi olan malları uzak konumlar arasında taşımadır.
- Hem birincil işlevi depolama, aktarma ve/veya malzeme elleçleme olan tesisler arasında dahili olarak hem de lojistiğin desteklediği çok çeşitli ekonomik, sosyal, tıbbi, askeri ve diğer faaliyetlerle harici olarak yakından bağlantılıdırlar.
- Birçok lojistik operasyonu son derece zamana duyarlıdır, tam zamanında ikmal ve sıkı bir şekilde birbirine bağlı süreçler tara fından yönetilir ve aşırı hava olaylarına karşı minimum envanterle çalışır.
Lojistik sektöründe iklim değişikliği etkilerinden kurtulmak için dayanıklı ve esnek çözümlere ihtiyaç vardır. Teslimatlardaki gecikmeler, altyapı tahribatı ve küresel ticaret için kritik bölgeler deki artan riskler, sektördeki şirketleri sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlere yatırım yapmaya, yeni koşullara uyum sağlamaya ve çevrenin olumsuz etkilerini azaltmak için harekete geçirmeye teşvik etmektedir
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE YÖNELİK ÇÖZÜMLER
İklim değişikliğine yönelik çözümler şirket stratejisine entegre edilmelidir. Yapılan araştırmalar sonucunda sektöre sunulan öneriler; yenilenebilir enerji ve yeşil lojistik uygulamalar üzerinde odaklanmaktadır. Düşük emisyonlu ulaşım teknolojilerinin benimsenmesi, elektrikli araçlara geçiş sürecinin başlaması, yenilenebilir enerji kaynak larına dayanan sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin belirlenmesi, aşırı hava olaylarının etkilerinin öngörülmesine ve azaltılmasına yardımcı olabileceği için yapay zeka, otomatik depolar, dronlar ve izleme sistemleri gibi ileri teknolojilerin uygulanması, yakıt verimliliği artırıcı rota optimizasyonu, güneş enerjisi kullanımı, izolasyon, akıllı aydınlatma sistemleri, karbon ayak izi izleme sis temlerinin kullanılması, etkin kriz yönetimi ve etkin risk yönetimi gibi altyapı iyileştirmelerinin yapılması, şirket stratejisi olarak ele alınmalıdır.
SÜRDÜRÜLEBİLİR OPERASYONEL STRATEJİLER
İklim değişikliğine karşı çözüm önerilerinin şirket stratejilerine entegre edilmesi, şirketlerin uzun vadeli kârlılığına, esnek ve etkili kaynak yönetimine ve rekabet gücüne katkıda bulunabilir. Aynı zamanda yenilikçi teknolojilerin uygulanması, sürdürülebi lir operasyonel stratejilere ve yeni yasal düzenlemelere uyum, şirketlerin önümüzdeki yıllarda hayatta kalmasını ve büyümesini sağlayacak önemli unsurlardır. Hükümetlerin bizzat koyduğu veya uluslararası anlaşmalarla kararlaştırılan uygulamalar, şirketleri çevre dostu teknolojilere yatırım yapmaya ve gelecekteki talepleri karşılamak için küresel düzeyde iş birliği yapmaya teşvik etmektedir. İklim değişikliğinin lojistik üzerindeki etkisinin önümüzdeki yıllarda artacağı göz önünde bulundurulduğunda, sektör yalnızca iklim değişikliğinin doğrudan etkileriyle yüzleşmekle kalmamalı, sürdürülebilir bir gelecek için küresel mücadeleye yardımcı olacak inovasyonun itici gücü hâline gelmelidir.




