Acısı yıllar geçse de taze olan Ayşe Bülbül, terörün sona ermesi ve başka Eren’lerin şehit edilmemesi umuduyla konuştu. Oğlunu güvenlik güçlerine yardımcı olurken kaybeden anne, “Devletimiz ve milletimiz için her zaman yanlarında olduk. Eğer bu karar samimiyse ve gerçekten bir daha şehitlerimiz olmayacaksa, ben bir şehit annesi olarak bu kararı desteklerim” diye konuştu.
Ayşe Bülbül, oğlunu ve diğer evlatlarını yıllarca zor şartlar altında büyüttüğünü ifade ederek, "Benim 13 çocuğum vardı ama hiçbirinin kokusuna doyamadım. Eren’i elimden aldılar. O acı beni bitirdi. Hiçbir Ayşe anne daha ağlamasın, Eren’ler şehit edilmesin diye bu karara evet derim" dedi.
Ancak Bülbül, terör örgütünün silah bırakacağına dair ciddi şüpheleri olduğunu da dile getirdi. “Yıllar önce bırakmaları gerekiyordu. O zaman belki Eren de bugün yaşıyor olacaktı. Bize ‘silah bırakıyoruz’ deyip yine devam ederlerse bunun hesabını kim verecek? Ben oğlumun bedeninden 17 kurşun çıkarıldığını gördüm. Onun ne suçu vardı?” diyerek duygularını paylaştı.
PKK’nın geçmişte verdiği sözleri tutmadığını hatırlatan Bülbül, "Gerçekten bırakacaklarsa, Diyarbakır’daki annelerin çocuklarını da göndersinler. O zaman biz de inanırız. Ama ben onların bırakacağına inanmıyorum. Yine gözdağı verip arkadan saldıracaklar. Ben bir evladımı şehit verdim, gerekirse hepsini veririm ama bu kalleşliğe boyun eğmem" sözleriyle teröre karşı dik duruşunu ortaya koydu.
Ayşe Bülbül’ün en büyük temennisi; bir daha hiçbir annenin evladına doyamadan toprağa vermemesi, hiçbir çocuğun vatan uğruna genç yaşta hayatını kaybetmemesi. Onun en içten çağrısıysa: “Gerçek barış, gerçek silah bırakma olacaksa; Eren’ler, Ahmet’ler, Mehmet’ler yaşasın.”