Yönetim ve/veya yöneticiler zaman zaman tıkanmalar yaşar değil mi? İstenmeyen bir durum olsa da kurumsal veya çevresel sebeplerden tıkanabilirler. Önemli olan tıkanmanın ilk belirtilerini fark etmek ve önemsemek.

Çoğu kişi ilk belirtileri gördüğünde önemsemeyebiliyor. “Önemli değil”, “geçici”, “şu sebep ortadan kalkınca düzelir” vb. düşüncesi yaygın. Oysa ki ilk belirti ilk sinyaldir. Doğru yorumlandığında tıkanıklıklar önlenebilir. Doğru yorumlanmazsa tıkanıklık krizlere kucak açılabilir. Bir kurumsal danışman olarak yıllardır kurumlarda tıkanıklıkları rahatlıkla görebiliyoruz fakat yöneticiler tarafından kabul edilmesi zaman alıyor.

Yöneticiler/Yönetim/Kurumlar tıkanma konusunda üç durumda olabiliyor;

1 - Tıkanıklık içinde olduğunu fark etmemek.

2- Tıkanıklık içinde olduğunu fark edip önemsememek, geçici bir durum olarak görmek.

3 - Tıkanma noktasına gelip fark edip ne yapacağını bilememek.

Her üç durum da kurumların hızını hatta faaliyetlerini ciddi ölçüde yavaşlatan, rekabet şartlarını olumsuz etkileyen durumlar.

TIKANIKLIK NASIL FARK EDİLEREK AÇILACAK/AŞILACAK?

1- Öncelikle tıkanma noktasına gelmeden gidişattan durumu fark etmek gerekiyor. Tıkanmaya giden yolun çeşitli sinyalleri var. Kurumun içinden ve dışından kaynaklanan ve fark edilen. İşletme yönetiminin/yöneticinin kimseyi suçlamadan olumsuz durumu analiz etmesi, sebeplerini ortaya çıkarması, tıkanıklığı önleyebilecek önemli önlemlerden.

2 - Yöneticinin olabildiğince sahada olması, sahayı fark etmesi, dinlemesi önemli. Sorunları aracısız görmek, dinlemek, fark etmek, yorumlamak, danışmak.

3 - Kuruma gerekli verilerin doğru bir şekilde elde edilmesi.

4 -Kurumsal verilerin doğru zamanda, doğru yorumlanması, yönetilmesi, değerlendirilmesi.

5 -Bütünsel kurumsal iletişimin sağlıklı hale getirilmesi bilgi kaçaklarına izin verilmemesi.

6 - Dışarıdan destek istenmesi, mutlaka danışman ile çalışılması.

İşte tam da burada yani dışarıdan danışman ile çalışılmasında yöneticiler çekimserlik gösteriyorlar. Sebep;

1 - Kurum bilgilerini bir yabancı ile paylaşmak istemiyorlar, güvenemiyorlar.

2 - Bireysel olarak başarısız algılanmak istemiyorlar.

Özellikle bireysel olarak başarısız algılanmak istemediklerinden dolayı (özellikle genel müdürün üstünde işletme sahibi-patron varsa) kurum bir süre daha iyi görünmeye çalışıyor, sözde yeniden yapılanma çalışmaları içine girip bir süre oyalanılıyor, genel müdür bu arada kendine başka bir işyeri buluyor ve yönetici gidince durum bütün çıplaklığı ile durum ortaya çıkıyor. Sonuç; yüksek hasar, kurumsal ve milli kayıp.

TIKANIKLIKLARDA DESTEK ALMAK PROFESYONELLİKTİR

Oysa zamanında danışma ve profesyonel destek alma hasarları önleyebilir. Bireysel ve kurumsal çekinceler, profesyonel düşünmeme kayıpları artırıyor.  Kurumlar ne zaman bu olumsuz alışkanlıklarından kurtulur? Çevrelerinde hasarlı kuruluşları görüp onlar gibi olmak istemedikleri zaman. Hasarlı kuruluşlar hasarlıyız der mi? Hayır. Yani yine bir kısır döngü.

Bir lavabonun tıkanacağını anlarsınız değil mi? Önlem alırsınız. Önlem almazsanız lavabo bir gün tıkanır. Önce pompa ile denersiniz, tıkayan malzemeler çıkabilecek durumdaysa pompa ile çıkar. Ama kemikleşmiş bir kir varsa kimyasal ilaç ile çıkarmak zorunda kalır ve maliyetine katlanırsınız. Kimyasal ilaç doğru kullanılmazsa borular zarar görebilir. Tamirci getirir, daha büyük zarara katlanmak zorunda kalırsınız. O anda bunu fark etmez, ileride anlarsınız. Lavabo tıkandı diye mekanı değiştirmeniz, terk etmeniz de mümkün elbette. Yani bir tıkanıklık varsa ve önceden fark etmemişseniz dışarıdan müdahale, destek yardım şart olur.

Sözün özü; Her işletme/yönetici çeşitli sebeplerle tıkanabilir. Destek alın, danışın, yardım isteyin, güvenin. Danışmanlık işini profesyonelce yapanlar ser verir, sır vermez, kurumları rahatlatmak onların işleridir. Lütfen uzmanlıklara, bilgi ve tecrübeye değer verin.