Doğaya Kanat Açtık programının son rotasında ayrıca ülke genelinde oldukça nadir görülen Doğulu Kızıl Kırlangıç, Ak Tepeli Kuyrukkakan, Moğol İncirkuşu, Mahmuzlu İncirkuşu, Küt Kuyruklu Korsan Martı, Puhu Baykuşu gibi kuş türlerinin yanı sıra Çizgili Sırtlan gibi önemli memeli türlerinin de kayda alınması sağlandı. 

 

Doğuş Otomotiv’in doğa ve çevrenin korunması, sürdürülebilirlik konularında farkındalık yaratmak amacıyla hayata geçirdiği Doğaya Kanat Açtık programının 2025 yılındaki ikinci rotası tamamlandı. Yeni rota Güneydoğu ve İç Anadolu Bölgeleri’ndeki 10 farklı şehirde, yaklaşık bir hafta sürdü. Mersin, Hatay, Adıyaman, Sivas, Yozgat ve Kırıkkale ziyaret edilerek gözlem yapılan şehirler arasında yer aldı. 

Rotanın öne çıkan türleri arasında nesilleri risk altında olan Avrupa’nın en büyük baykuş türü olan Puhu da yer alırken ülkemizde nadir görülen Doğulu Kızıl Kırlangıç, Ak Tepeli Kuyrukkakan, Küt Kuyruklu Korsan Martı, Moğol İncirkuşu ile Mahmuzlu İncirkuşu gibi türlerin de aralarında bulunduğu toplam 97 farklı kuş türü kayıt altına alındı. 

Doğaya Kanat Açtık’ta yine bir ilk

Program kapsamında bu rotada ilklere imza atan Tüydeş Adıyaman’da Çulhakuşu, Asya Dik Kuyruklu Ötleğeni, Bataklık Çintesi ve Puhu’nun ilk kaydının alınmasını sağladı. Türkiye’de ilk kez görülen Filistin Nektar Kuşu’nu da Hatay’da fotoğraflamayı başaran Tüydeş ayrıca ülkemizin nadir ve koruma altındaki memeli türlerinden Çizgili Sırtlan’ı da üç birey olarak kaydetti. Tüydeş daha önce de türüne nadir olarak rastlanan Kurtkulağı bitkisinin en nadir alt türü olan Iris Lycotis’ı Hakkari’de program kapsamında yaptığı rota sırasında fotoğraflamıştı.

Eğitim-Sen Üyelerine Soruşturma Başlatıldı Eğitim-Sen Üyelerine Soruşturma Başlatıldı

“Bir rekora imza attık”

Programın yeni rotasında yaptığı gözlemlerle ilgili bilgi veren Alper Tüydeş “Doğuş Otomotiv ile gerçekleştirdiğimiz programın 3. yılında ilk günkü heyecanım devam ediyor. Son yaptığımız rotada adeta bir rekora imza attık: Yaklaşık 1 haftada 5 bin km’yi aşan yol katettik ve ortalama 100 saat araç kullanarak çeşitli kuşlara ve diğer yaban hayatına ulaştık. Mersin’de başladığımız güzergahımız Hatay, Adıyaman’a uzanırken devamında Sivas üzerinden Ankara’ya kadar geldik. Türkiye’nin yeni kuş türlerinden olan Filistin Nektar Kuşu’nu da haberini alır almaz yaşam alanında görüntüledik. Program kapsamında daha önceki yıllarda olduğu gibi kuş türlerinin yanı sıra ülkemizin memeli türleri üzerine de çalışmalarımıza devam ettik. Bir önceki rotamızda su samuru, kurt ve yaban keçisi gibi ülkemizin önemli memeli türlerini gözlemlerken bu son rotamızda 3 birey çizgili sırtlan ve oklu kirpi gibi ülkemizin nadir görülen türleri ve onların yaşam alanları üzerine gözlemlerde bulunduk. Bu projeye başladığımızdan bu yana görüntülediğimiz memeli türleri sayısı 30’a ulaştı. Projemizin içeriği de yıllar geçtikçe zenginleşiyor ve değerleniyor. Dolayısıyla fotoğraf, video ve çeşitli etkinliklerle ulaştığımız kişi sayısı da bununla doğru orantıda günden güne artıyor. Her geçen gün daha fazla insana kuşları ve doğayı göstererek anlatıyoruz. Doğaya Kanat Açtık projemizin en güzel ve önemli yanlarından birisi de bence bu; gördüğümüz kuş türleri gibi ulaştığımız insanların da sayısı günden güne artıyor. Ve bu rakamlar arttıkça yaptığımız işin ve gösterdiğimiz çabaların daha somut ve amacına uygun hale geldiğini görüyoruz.” dedi.

 

Doğuş Otomotiv ve Doğuş Otomotiv Plus iş birliğiyle hayata geçirilen ve iklim değişikliği, yasa dışı avcılık, çevre kirliliği ve yanlış kentleşme gibi faktörlerin tehdit ettiği göçmen ve yerleşik kuş türlerine ve onların yaşam alanlarına dikkat çekmeyi amaçlayan “Doğaya Kanat Açtık” programı, üçüncü yılında. Bugüne kadar önemli başarılara imza atılan programın son rotası itibarıyla 58 şehirde gözlem gerçekleştiren Tüydeş, toplamda 57 bin kilometreden fazla yolda 550 saati aşkın yolculuk gerçekleştirdi. Program süresinde kayda alınan kuş türü sayısı son rotayla birlikte 387’den 392’ye ulaştı. Program, kuş popülasyonlarının korunmasına yönelik farkındalık yaratırken, doğanın zenginliklerini belgeleyerek hem bilimsel hem de toplumsal katma değer sunmaya devam ediyor.