Tüketici haklarının korunması, tüketicinin sağlık ve güvenliği korumak ve tüketici çıkarlarını savunmak olarak tanımlayabiliriz. Bu kavram aynı zamanda, tüketicinin uğradığı zararları da tazmin edici mekanizmaları geliştirmek anlamına da gelmektedir. Tüketici haklarının korunmasının en önemli argümanlarından biri de rekabetin korunmasıdır. Zira serbest piyasa ekonomisinde, ortaya çıkması muhtemel ve tüketici aleyhine gelişecek tekelleşme, ortak fiyat kararı alma ve bu ortama sebep olacak birleşmeler ve devir almalar rekabet hukukunun alanına girmektedir. Rekabet bozulduğu zaman, tüketici olumsuz etkilenmektedir. Tüketici hakları ve rekabetin korunması uzun soluklu bir mücadeledir. Tüketicinin ekonomik çıkarlarını korumak, ortaya çıkması muhtemel zararlarını tazmin etmek, tüketiciyi bilinçlendirmek, tehlikelerden korumak, tüketicinin kendini koruması için sivil toplum eliyle gönüllü şekilde örgütlenmesine izin vermek, politika üretmelerine zemin hazırlamak, “tüketici ve rekabet ekosisteminin” olmazsa olmazlarıdır. Hükümetler, şirketler ne kadar güçlü ise, “Tüketici Hakları Mücadelesi” de o kadar güçlü olmalıdır. Üreticiler, Tüketiciler ve Devlet bir bütünün eşit parçalarıdır. Sistemin sağlıklı işleyebilmesi için, tarafların birbirine inanması ve desteklemesi gerekir. Devlet en yüce değerdir ancak devlet, vatandaşının sağlıklı ve güvenli bir şekilde, fiyat istikrarının da korunduğu güvenli bir tüketici alanı oluşturmak zorundadır. Şirketler de bir yandan, kazanç sağlarken, diğer yandan da tüketiciye, sağlıklı, güvenli, kaliteli iyi hizmet sunmalı ve hizmet sonrası, ortaya çıkan olumsuzlukları, vahşi kapitalizmin değerleri ile değil, insani, hukuki ve vicdani değerlere göre ele almalıdır. Tüketici haklarının korunması ilk defa; 15 Mart 1962 yılında, ABD Başkanı John F. Kennedy’nin ABD Temsilciler Meclisi’nde yaptığı konuşmasında dile getirildi. Kennedy; “Tüketici Hakları” kavramını kullanarak, tüketici haklarının yasal güvencelerle korunmasını istedi. 1962’den sonra aradan geçen 23 yılın ardından, 1985 yılında Birleşmiş Milletler, 15 Mart’ı ”Dünya Tüketici Hakları Günü” olarak ilan etmiş ve “Tüketici Hakları Evrensel Beyannamesi”- ni yayınlamıştır. Tüketici hakları mücadelesi yıllardır devam ediyor. Ülkemizde ise bu hakkın korunması konusunda ilk yasa 1995’de yayınlanan “4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun” olmuştur. Aynı şekilde 1994’de yayınlanan “4054 Sayılı Rekabet Kanunu” da tüketici aleyhine gelişmesi muhtemel olumsuzlukları, kartelleşmeyi, haksız fiyatı önlemeye yönelik bir kanundur. Avrupa Birliği uyum süreci sonucunda, AB’nin dayatmasıyla çıkarılan bu yasalarla, tüketici haklarının korunması ve haksız rekabetin önlenmesi çabaları başlamışken, aradan geçen 27 yılın ardından, ülkemizde bu mücadelede istenen ve beklenen başarı yakalanamamıştır. Tüketici haklarının korunması ve haksız rekabetin önlenmesi için yapılan mücadeleye bir tuğla da biz koymak üzere, Aralık 2020’de TÜDİYAD-Tüketici Diyaloğu Derneği’ni kurduk. Aynı zamanda da, TÜSODER-Tüketici Sorunları Derneği (Başkanı: Dr. Deniz Öner), TÜGÜDER Tüketiciyi Güçlendirme Derneği (Başkanı: Jale Yanılmaz), TÜGED-Tüketici Hakları ve Turizm Geliştirme Derneği (Başkanı: Muhammet Akkuş) ve ATÜD-Anadolu Üretici Tüketici Değerleme Derneği (Başkanı: Akif Ağırbaşlı) gibi sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek, TÜRFED-Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Federasyonu’nu kurduk. TÜRFED’in amacı; yenidünya düzeninin yarattığı dijital dönüşüm çağının eşiğindeki tüketicilerin, bu yeni anlayış, değişim ve dönüşüme hazırlanmalarında, dünyadaki gelişmeleri de izleyerek, yeni bir tüketici ajandası oluşturmaktır. TÜRFED’in ilk projesi ise; “Dijital Dönüşüm ve 2030 Tüketici Strateji Belgesi” çalışmasını yaparak, kamuoyu ile paylaşmaktır. Bunun için oluşturulan “araştırma grubu” göreve başlamıştır. Tüketici haklarının korunması ve haksız rekabetin önlenmesinde; yeni bir mücadele anlayışı doğuyor. Miadını doldurmuş, köhnemiş fikirlerden uzaklaşarak, kimseyle kavga etmeden, hırslardan, kişisel çıkarlardan arınmış bir şekilde, toplum yararına ve sivil toplumun gücüne inananların oluşturduğu TÜRFED ve FÜRFED bileşeni olan TÜDİYAD, TÜSODER, TÜGÜDER, TÜGED, ATÜD dernekleri, bu mücadeleye inanmaktadır.