İşte Neslihan Maltepe'nin yazısı:

Değerli okuyucularımız; Yazıma öncelikle yakın zamanda üst üste sel baskınları ile karşı karşıya kalan Rize’ye, Rize’lilere ve Rize camiasına, Artvin’e, Artvinlilere ve bölgede yaşayan tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimle başlamak istiyorum. Geçtiğimiz günlerde moderatörlüğünü gerçekleştirdiğim “GastroRize Günleri” ile ilgili köşe yazımı yazmaya başladım ve gördüm ki; GastroRize ile ilgili yazmaya başladıkça aslında Rize, Rize camiası, Rize’nin kültürü ve değerleri, gastronomisi, doğası ve gastronomi turizmi ile ilgili yazacak birçok yazım, söyleyecek birçok sözüm var. “GastroRize”den yola çıkarak başladığım, içinde birçok konuyu kapsayan yazımın ilk bölümünde başlığım: “Rize ve GastroRize”... Keyifli okumalar dilerim.

Fotoğraflar: Osman Can

Temmuz ayında Türkiye’nin önde gelen mutfak kültürlerinden birine sahip olan Rize, bir ilki gerçekleştirdi. Kaçkarların eteğinde, yeşili mavi ile buluşturan, eşsiz doğası, tarihi güzellikleri, kaleleri, evleri, kültürel zenginlikleri ve gastronomisi ile ülkemizin her geçen gün daha da yükselen değerlerinden olan Rize’de, moderatörlüğünü gerçekleştirdiğim “1. Ulusal GastroRize Gastronomi Günleri” organize edildi. Türkiye’den ve dünyadan birbirinden değerli şefler, yatırımcılar, işletmeciler ve basın mensuplarının katılımı ile gerçekleşen “1. Ulusal GastroRize Gastronomi Günleri”nde; 3 gün boyunca aynı zamanda Rize’nin lokantaları, saklı kalmış lezzetleri, yerel ürünleri, doğal güzellikleri ve tarihi de yeniden gözler önüne serildi. Festival kapsamında organize edilen konferanslarla Rize’nin hem Türkiye’de hem de dünyada gastronomi ve turizm alanındaki bilinirliği ve tanınırlığı artırıldı. Rize Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleşen GastroRize’nin açılış konuşması Rize Belediye Başkanı Sn. Rahmi Metin tarafından gerçekleştirildi.

“GASTRORİZE’NİN TURİZME KATKISI OLACAK”

Rize’nin Türkiye’ye kattığı hem kültürel hem ekonomik değeri daha da ileri taşımak adına bu yıl ilk defa “GastroRize Günleri”nin gerçekleştirilmekte oldğunu ifade eden Rize Belediye Başkanı Sn. Rahmi Metin, gelecek yıllarda etkinliğin kapsamının genişletilerek uluslararası bir festival haline getirilmesinin amaçlandığını belirtti. Sn. Başkan açılış konuşmalarında; “Oldukça zengin olan yerel damak kültürümüzün gerek tadıyla gerekse sunumuyla dünya gastronomisi açısından büyük öneme sahip olduğu kanaatindeyiz. Biliyoruz ki; bundan sonraki süreçte hepinizin desteği ile şehrimizi tüm dünyadan daha fazla insanla buluşturacağız, turistik ve ekonomik değerini daha üst seviyelere taşıyacağız.

Özellikle Karadeniz ülkelerinden Rize’ye turizm akışının sağlanmasında GastroRize’nin büyük katkısı olacağını düşünüyoruz” dedi. “GastroRize’de yemeklerimizle, lezzet duraklarımızla, coğrafyayı adeta entegre eden bir hale getirir, bu güzellikleri de bütün Türkiye ile hatta Karadeniz’deki bütün ülkelerle ve dünyayla paylaşmış oluruz” diye konuşan Sn. Başkan; Rize’nin özel bir coğrafyaya sahip olduğunu belirterek, “Havaalanının açılmasıyla birlikte Rize’ye daha çok ziyaretçi kabul edeceğiz.

Kentsel dönüşüm faaliyetlerimizle Rize’nin tarihi dokusunu öne çıkaracağız” diye ekledi. Sn. Başkan, bu yıl ilk defa gerçekleştirilen organizasyonu ilerleyen yıllarda büyüterek daha geniş katılımlı bir festivale çevirmeyi, Rize’nin gastronomi kültürünü çok daha fazla kişiye ulaştırmayı hedeflemekte. Bir belediye başkanı için en kıymetli bakış açısı; ileriyi görebilme özelliği ve bu anlamda tüm şehri geleceğe hazırlama kararlılığı ve potansiyeli... Sn. Başkan ve değerli ekibini tüm emekleri için tebrik etmek gerek.

“1.Ulusal GastroRize Gastronomi Günleri”nin; Rize Belediye Başkanı Sn. Rahmi Metin, kıymetli ekibi ve organizasyonu yapan Sözen Group Organizasyon Yön. Krl. Bşk. Gökmen Sözen’in değerli çalışmaları doğrultusunda yoğun ilgi ile ve dolu dolu gerçekleşmesi kaçınılmazdı.

GASTRORİZE GÜNLERİ’NDE BİRÇOK KONU YER BULDU

GastroRize Günleri’nde; Rize’nin biyo-çeşitliliğinden çayına, tarımından yerel pazarlarına, geleneksel lokantalarından çiftçilerine, balıkçılarından tarihi ve doğal özelliklerine, hasat zamanı faaliyetlerinden el emeğine vb. birçok konu yer buldu. İlk gün tüm konuklar birbirinden güzel çay bahçelerinde çay hasatını deneyimledi. Çay toplamak, farklı çay çeşitleri ve özellikleri, çay hasatı, çay tadımı gibi tüm dünyada artık turizm sektöründe önemli bir yere sahip olan özel deneyimleri yaşadı. İkinci gün, gün boyu birbirinden keyifli ve bilgilendirici gastronomi sektörüne dair deneyimler, tecrübeler, bilgiler, tadımlar, workshoplar, konuşmalar, veriler, sunumlar ve öneriler canlı yayın ile hem izleyiciler hem de salondaki konuklarla paylaşıldı. “Coğrafi İşaretli ve Yerel Ürünler, Dünyada Çay’ın Öyküsü, Rize’nin Lezzet Elçilerinin Hikayeleri, Biyoçeşitlilik, Gıda Ürünlerinin Menülere Adaptasyonu, Yerel Ürünlerin Menülere Adaptasyonu, Butik Tarımın Önemi, UNESCO Şehirlerinin Lezzet Elçileri” başlıklı paneller gerçekleşti. Konferanslarda; Türkiye’nin ve Rize’nin en önemli lokal lezzetlerinden olan hem ekonomik hem de gastronomik açıdan büyük önem taşıyan “Çay”, “GastroRize” günleri kapsamında gerçekleşen panellerde de geniş yer buldu. Rize’ye yolunuz düştüğünde Çaykur’a ait Ziraat Çay Bahçesi’nde çay içebilir, Çayla adlı kafede çaylı kurabiyelerden tadabilirsiniz.

Çaykur Genel Müdür Yardımcısı Erdinç Hatinoğlu’ndan çayın tüm üretim aşamalarını gösterecekleri bir mini tesis kurduklarını, Mağazalar Sorumlusu Dilek Kansız’dan ise yeşil çay çalışmalarını dinledik. “Gastronometro Direktörü Maximillian Thomae”; “Mutfakta Çay İnovasyonu” başlıklı konuşması ile konferansta yer aldı. Moderatörlüğü Türk Mutfağı Araştırmacısı Vedat Başaran’ın yaptığı “Coğrafi İşaretli ve Yerel Ürünler” konulu panelde Yücita Başkanı Yavuz Teklioğlu ve Metro Toptancı Market Meyve ve Sebze Kategori Müdürü Birol Uluşan coğrafi işaretli ürünlerin önemine değindi. Food and Travel Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Hürriyet Pazar Köşe Yazarı Ebru Erke ise, “Dünyada Çay’ın Öyküsü” adlı sunum ve konuşmasında pek çok kültürde farklı şekilde yer alan çayın hikâyesini anlattı.

Gastronomi dünyasının önemli isimlerinden Şef Ömür Akkor ve Şef Şevki Dilmaç “Geleneksel Ürünlerin Resoranlarda Kullanımı” başlıklı konuşmalarında lokal lezzetlerin gurme menülerde yer alma serüvenine değindi. Hürriyet Daily News ve Milliyet Gazetesi Yazarı Aylin Öney Tan’ın moderatörlüğünde, Cookshop Genel Müdürü Selçuk Gengeç, BTA İşletme Müdürü Kazım Çil, Çaymer Genel Müdürü Selçuk Azman, La Pain Quotidien İş Birim Müdürü Levent Şahin ve Ateşe Makine Genel Müdürü Murat Karali’nin katılımlarıyla gerçekleşen panelde ise; restoran ve kafelerde “Rize Çayı”nın kullanımı hakkında sohbet edildi. Yeme-İçme sektörünün duayen isimlerinden Sahrap Soysal’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde; Nalia İşletmecisi Süleyman Tarakçı, Gaziantep Almacı Pazarı Güllüoğlu İşletmecisi Murat Güllüoğlu, Hatay Sultan Sofrası İşletmecisi Metin Tansal, Afyonkarahisar Aşçı Bacaksız İşletmecisi Kadir Madenci ile “UNESCO Şehirlerinin Lezzet Elçileri” ile ilgili birçok bilgi paylaşıldı.

Cakes&Bakes Şefi Ertan Korkmaz Rize’ye özgü doğal ürünler ile farklı ve güzel bir pasta workshopu ile GastroRize’de yer aldı. Anatolity Collection Başkanı Cem Kınay’ın; birbirinden önemli veriler ışığında hazırladığı sunum çok çarpıcıydı. Yine yeme-içme ve gastronomi dünyasının saygın isimlerinden Elif Korkmazel’in moderatörlüğünde gerçekleşen “Yerel Ürünlerin Menülere Adaptasyonu” konulu keyifli panelde, Hilton Kozyatağı Executive Şefi Yener Özden, Allpoints Restaurant Group Ar-Ge Şefi Rıza Belenkaya, Migros Ticaret Baş Şefi Umut Reçber, Chef Akademi Kurucusu Ali Açıkgül yer aldı. Muutto İstanbul Executive Chef Umut Akkuş ve Gastronomi sektörünün önemli isimlerinden Mine Ataman’da keyifli workshopları ile renk kattılar. Yeme İçme Uzmanı Oğul Türkkan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen “Türkiye’deki Balık Restaurantlarında Karadeniz Rize Bölgesindeki Ürünlerin Kullanımı” başlıklı panelde; Ankara Trilye İşletmecisi Süreyya Üzmez Bay Nihat Balıkesir Ayvalık İşletmecisi Volkan Bekit, İskele Balık Antalya İşletmecisi Tahsin Fettahoğlu ve Calipso İstanbul İşletmecisi Ziya Kaçar Rize’ye özgü ürünlerle menülerine ekledikleri farklı lezzetleri paylaştı.

Nilhan Aras moderatörlüğüyle gerçekleşen “Butik Tarımın Önemi” adlı panelde ise “Elibelinde Tarım” kurucusu Aslı Aksoy, “İksirli Çiftlik” kurucusu Duygu Ece Aydın ve “Tomakan Gıda” Kurucusu Ali Tomakan ziyaretçilere keyifli bir sohbet deneyimi sundu. Yazar Uğur Biryol’un modere ettiği “Türkiye’nin İz Bırakan Pastanelerinde Rize” konulu panelde; Petek Pastanesi İşletmecisi Osman Alpagül, Karafırın İşletmecisi Orhan Karal ve Piyano Pastanesi İşletmecisi Ali Bursalı yer aldı. Moderatörlüğünü Şef Sinem Çapraz’ın üstlendiği panelde ise Primatif Sokak Lezzetleri Şef Burak Sezer, Şef Türev Uludağ ve Lady Burger Executive Şefi Pınar İshakoğlu konuşmaları ile biyoçeşitlilik ve gıdaların menülere adaptasyonu alanında bilgilerini paylaştı. Moderatörlüğünü Sözen Organizasyon Yön. Krl. Bşk. Gökmen Sözen’in yaptığı “Yerel Lezzet ve Rize” başlıklı panelde ise; Uçak Yolcusu sayfasının sahibi influencer Onur Ziya Demir ve Ayaküstü Lezzetler sayfasının sahibi Oğuz Yenihayat tecrübelerini konuklar ile paylaştı. Her biri baştan sona çok keyifli geçen tüm paneller eğer bir sonraki “GastroRize Günleri”nde birkaç güne yayılır ise daha da tadına doyulmaz bir hal alabilir.

Tabii bu noktada Gastronomi festivallerinin ekonomisinden de bahsetmek gerekir ki; küreselleşen dünyada, bölgesel kimliğin oluşması, korunması ve geliştirilmesi için gastronomi festivalleri önemli fırsatlar. Ayrıca gerçekleştirildiği bölgeye; ekonomik, sosyokültürel, çevresel ve pazarlama alanında önemli etkileri de olmakta. Festivale katılanların gastronomik değerlere karşı bilgi ve ilgilerinin artması, ulaşım hizmetlerinin kullanılması, konaklamalar için otel odalarının kiralanması, araç kiralanması, bölge restaurantlarında yemek yenmesi, alışveriş yapılması, etkinlikler sırasında çeşitli amaçlarla salonların kullanılması; o bölgede turizmin canlanmasına doğrudan katkı sağlamakta. İnanıyorum ki, GastroRize de inşallah pandemi sürecinin bitmesi ile birlikte bölge turizmi ve ekonomisine dolayısıyla da ülke turizmi ve ekonomisine büyük katkıda bulunacak.

RİZE’NİN TARİHİ, DOĞAL GÜZELLİKLERİ VE DEĞERLERİ

Gelelim son güne ve Rize’nin biraz da tarihi ve doğal güzelliklerini anmaya...

Yoğun geçen GastroRize Günleri’nin üçüncü gününde sabah erkenden kalkılıp, balık avına çıkılarak Rizeli balıkçıların tecrübeleri deneyimlendi. Ardından önce Fırtına Deresi’nde hem yöresel ürünlerden oluşan bir kahvaltı tadımı hem de gezi gerçekleşti. Fırtına Deresi’nde bizi ağırlayan Osmanlı Restaurant’ın sahibi bizlere özel olarak Rize tereyağı, Rize balı, Rize muhlama, Rize peyniri, tandır ekmeği, mısır ekmeği, sebzeli kaygana, Rize kavurma, köy yumurtası gibi tamamen doğal ve yöresel lezzetlerden oluşan bir kahvaltı sunumu yaptı. Fırtına Deresi; tarihi köprüsü, çağlayan deresi, orman ve dağ manzarası ile gerçekten tablo gibiydi.

Aslında orada bir tüm günü ve saatlerinizi ayırıp vakit geçirmek gerekir ki ancak bu eşsiz manzara ve doğanın tadına varın. Fırtına Deresi’nde rafting gibi çeşitli spor aktiviteleri de yapılabiliyor. Tam derenin üzerine kurulan salıncaklarda sallanarak da hem farklı ve adrenalin dolu bir tecrübe hem de aynı zamanda sosyal medya için güzel kareler yakalayabiliyorsunuz.

Bu eşsiz manzaralı ve lezzetli kahvaltı sunumu hepimizin hafızalarında iz bıraktı. Mesela benim için kahvaltıda en önemli şeylerden biri kaliteli bir tereyağı ya da zeytinyağıdır ve ‘Rize tereyağı ve balı’ en beğendiklerimden oldu, bunu da rahatlıkla söyleyebilirim. Tabii ki ‘Mavi Yemiş Reçeli’ni de unutmamak lazım. Rize Çayı ise; başlı başına ayrı bir gastronomik tad. Çaylar içinde en lezzetli çaylar arasında yer alıyor. İçimi zor değil. Tadı hafif ve aromatik. O güzel çay tadı ve kokusunu alabiliyorsunuz.

Ben şahsen çok koyu ve tadımı zor, acı ve yoğun çay tadlarını pek tercih etmiyorum. Kahvede de çok kavruk ve acımsı tadları pek tercih etmem. Ama tabii çayı çay yapan içindeki L-Theanine, kateşin, flavonoidler, flavonoller gibi birbirinden değerli maddeler... GastroRize Konferans’ında gerçekleştirdiğimiz panellerde ve konuşmalarda bu konuya da bol bol değinen birbirinden değerli konuşmacılarımız oldu.

Çay; eğer doğru demlenir ve içilirse adeta bir şifa deposu. Tabii ki özellikle ‘Rize Çayı’. Sıradaki duraklarımız Palovit Şelalesi, Zilkale ve Ayder Yaylası idi. Palovit Şelalesi; kendinizi yağmur ormanlarında hissettiren müthiş bir atmosfer içinde. Aslında her bir ziyaret noktası başlı başına bir gün ayrılması ve tadına varılması gereken noktalar. Uzun uzun kalıp, doğanın kalbinde huzur bulmak istiyorsanız kesinlikle tavsiye ederim. Şelaleleri, dereleri, çayları, denizi, ormanları, bitki örtüsü, dağları ve yaylaları ile Rize; çok güzel...

RİZE KÜLTÜR VE SOSYAL YARDIMLAŞMA VAKFI

Benim Rize’ye ilk gidişim olsa da aslında Rize camiasına hiç yabancı değilim. Yaklaşık 4,5-5 yıldır Rize camiasının birbirinden değerli ileri gelenlerinin yer aldığı ve artık ailem gibi olan ‘Rize Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı’ ile çalışmaktayım. Rize Vakfı, 1989 yılından günümüze siyaset, sanat, spor, sağlık, eğitim, sanayi ve iş dünyası mensubu 2 bin civarında Karadenizli seçkin üyesi ile başta eğitim, sosyal ve kültürel dayanışma alanlarında İstanbul’da boğazın en güzel mevkisinde Sarıyer’de, aralıksız hizmet veren önemli bir sivil toplum örgütü. Vakfın önemi; amaçlarının kutsallığı kadar sahip olduğu üye profilinden de kaynaklanmakta. Başkanlığını ünlü siyaset ve işadamı Orhan Keçeli’nin yaptığı Rize Vakfı Yönetiminde Karadeniz’in seçkin işadamları yer almakta. Başkanvekilleri arasında, Mahmut Ekşi, Sedat Tavukçuoğlu ve denizcilik sektörünün önde gelen isimlerinden Cengiz Kaptanoğlu’nu sayabiliriz.

Rize Vakfı Yönt. Kur. Üyesi Abdürrahim Albayrak ile

Yine yönetim kurulu üyeleri arasında, ‘spor camiasından renkli bir isim Abdurrahim Albayrak, Eski DGM Başsavcısı Hukukçu Engin Baltacı, İşadamı Mehmet Akdağ, MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, İşadamı Mustafa Saral, Sıtkı Mataracı, Murat Kamil Gümüş, Temel Eryılmaz, Özcan Sümer’ gibi isimler yer almakta.

Yılmaz Ekşi, Neslihan Maltepe, Başkan Orhan Keçeli, Sadık Tavukçuoğlu

Vakfın 2 bin civarında üyeleri arasında Prof. Dr. Mehmet Haberal, Mehmet Cengiz, Kemal Kızılhan, Engin Keçeli, Tevfik Yamantürk, Nevzat Kalkavan, Alpaslan Karakan, Niyazi Mete, Tahir Kıran, Metin Kalkavan, Bilal Ekşi, Cemil Kazancı, Gündüz Kaptanoğlu, Eray Kapıcıoğlu, Erol Evgin, İbrahim Ekşioğlu, Rüstem Eyüboğlu, Enver Yücel, Temel Kotil gibi ülkemizin her alanda gelişip kalkınmasında önemli rol üstlenen değerli işadamı, sanayici, eğitimci, sağlık ve sanat elçisi değerleri yer almakta. Ayrıca Fenerbahçe’nin efsane başkanlarından Ali Şen’i de Rize Vakfı’nın fahri üyeleri arasında sayabiliriz. Rize Vakfı’nın şeref üyesi ise; ‘Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Rize’nin en güzel gastronomik tadları, insanının dürüstlüğü, toprağına bağlılığı, vatanseverliği, güvenirliliği, temizliği, çalışkanlığı, misafirperverliği, sıcak kanlılığı ve daha sayabileceğim birçok özelliğini vakfımız, vakıf başkanımız, vakıf yönetim kurulumuz ve Rize’nin tüm değerlerini taşıyan mütevazi ve değerli insan vakıf genel müdürümüz Yılmaz Ekşi vesilesiyle ben de tanıdım ve yaşadım.

Şimdi ‘GastroRize’ ile ise, bütün bu değerlerini bizzat yerinde gidip görme ve yaşama fırsatı buldum. Bu anlamda Rize Belediye Başkanı Sn. Rahmi Metin, Başkan Yardımcısı Sn. Kemal Genç, Rize Kültür Turizm Müdürü Sn. Esra Alemdaroğlu, bu değerleri en güzel şekilde koruyup, yaşatıp daha da ileri taşımak adına gece gündüz demeden çalışıyorlar. Rize’ye gönül verdikleri o kadar belli ki... Kendilerini yürekten tebrik ediyorum. Rize’de bahsetmeden geçemeyeceğim son bir konu da; Rize ve Rizelilerin misafirperverlikleri... Misafir olduğumuz ‘Babillon Hotel & Spa da bunun en güzel örneğini yansıttı. Lobiden, restaurantına, oda servisinden, temizlik ve hijyenine, ihtiyaç doğrultusunda hemen çözüm üretmeleri, güler yüzlü ve nazik çalışanları ile Rize’de kaldığımız süre boyunca bizleri en güzel şekilde ağırladılar. Aslında kaldığım odanın manzarası bile başlı başına ‘Babillon Hotel’de kalmaya değerdi. Otelin sahibi Sn. Özcan Sümer Rize Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi aynı zamanda. Kendilerini Rize’de böyle güzel bir işletme kurdukları için takdir etmemek mümkün değil.

Biliyorsunuz ki; her şehrin kalkınmasında önemli rol oynayan özelliklerden biri de; bölge insanının artık başka bir şehirde yaşasa bile kendi doğduğu topraklara yatırım yapması. Bu yüzden Rizeli iş insanlarımızın Rize’ye yatırım yapması çok değerli...

Son olarak; Rize Ticaret Borsası Genel Koordinatörü Sn. Hasan Önder’e ve Türkiye’nin en şık ve lezzetli Karadeniz Restaurantı Nalia’nın Sahibi Süleyman Tarakçı’ya, tam bir Karadeniz kadını olan hem değerli bir iş insanı hem de kadınlar için var gücüyle çalışan Ayşe Er ve Sevgili Şenay Peker’e, fotoğrafları ile destek katan gazeteci Osman Can, BTA Executive Chef Ertan Korkmaz’a ve Öğretmen Pakize Çetin’e misafirperverlikleri için teşekkür ederim.

Değerleri, misafirperverlikleri, eşsiz lezzetleri ve gastronomisi ile bir araya geldiğinde hem kültür, hem doğa, hem mimari yapı, hem gastronomi, hem de çay hasatı gibi özel deneyimler yaşamak isteyenler için Rize; bir cevher... Tüm dünyadaki dostlarıma tavsiyem, siz de bir gün mutlaka Rize’ye gidin ve tüm bu güzellikleri Rize’de deneyimleyin.