"Enflasyonun düşürülmesine yönelik bazı hamleler gelse de (gıda KDV’sinin yüzde 1’e indirilmesi, enerjinin sübvanse edilmesi vb.) tedarik sıkıntıları, jeopolitik gerginlik ve politikalardaki belirsizliklerden kaynaklı olarak 2022 yılında yüksek enflasyonun devam edeceğini düşünüyoruz.”

Tüm dünyanın en büyük sorunu coronavirüs pandemisinden bu yana yüksek enflasyon. Arzın talebi karşılayamaması sonrasında yükselen fiyatlara ek olarak son dönemde Rusya-Ukrayna jeopolitik gerginliğinin etkisiyle oluşan enerji krizi enflasyonları yukarı yönlü tetiklemeye devam ediyor. Ancak Şubat sonunda başlayan gerginliğin etkilerinin ise enflasyonlara kısmen yansıdığını düşünüyoruz. Bu kapsamda da 2020 ve 2021’de olduğu gibi bu yıl da en çok konuşulacak konuların başında enflasyon olması kuvvetle muhtemel. Enflasyon kaynaklı gelişmelerden dolayı Fed sıkılaştırma adımlarını artırmaya da devam ediyor. 2021 yılının son çeyreğine kadar yüksek enflasyonun geçici olduğuna inanan Fed, sonrasında bu tutumundan vazgeçmiş ve yüksek enflasyonla mücadele için tüm araçlarını kullanarak sıkılaşma adımlarının başlanacağının sinyallerini vermişti. Sonrasında ise Mart’ta 25 baz puan, Mayıs’ta 50 baz puan faiz artıran Fed, sonraki iki toplantısında da 50 baz puan artırımın masada olduğunu ve 1 Haziran’da bilanço küçültmeye başlanacağını açıkladı. Yapılan açıklamalar ve sıkılaşmaların daha agresif olacağı mesajları ile dolar endeksi de 20 yıl sonra ilk kez 104 seviyesinin üstüne çıktı. Dolar endeksinin yükselmesi ve doların küreselde değer kazanması sonrasında gelişmekte olan ülkelerin para birimleri baskılanırken, Dolar/TL’de 20 Aralık’tan bu yana ki en yüksek seviyesini test etti. Sıkılaşma adımlarına devam eden ülkelerden bir tanesi de gelişmiş ülkeler arasında ilk faiz artıran ülke olan İngiltere. Yükselen enerji fiyatları ve tedarik sıkıntılarına bağlı olarak İngiltere bu ay da politika faizini 25 baz puan artırdı.

TÜRKİYE FAİZ İNDİRDİ

Gelelim yurt içine. Çoğu ülke enflasyonla mücadele için faiz artırırken, Türkiye faiz indirimlerine gitti. Nisan ayında TÜFE yüzde 6,00 olan beklentilerin üstünde yüzde 7,25 artış gösterirken, yıllık bazda TÜFE Mart ayındaki yüzde 61,14 seviyesinden Nisan ayında yüzde 69,97’ye yükseldi. Rusya-Ukrayna gerginliğine bağlı sert yükselen enerji fiyatları ve gıda fiyatlarındaki yükseliş enflasyonu yukarı yönlü tetikledi. Çekirdek enflasyon ise yüzde 48,39’dan yüzde 52,37’ye yükselmiş oldu. Nisan ayında gerçekleşen yılın ikinci Enflasyon Raporu Toplantısında TCMB tarafından yıl sonu enflasyon beklentisi jeopolitik gerginliklere bağlı olarak 23,20’den yüzde 42,80’e gıda enflasyonunu ise yüzde 24,20’den yüzde 49,00’a yükseltti. Merkez Bankası’nın yıl sonu tahmini, yılın geri kalanında aylık enflasyonun ortalama yüzde 1 olarak gerçekleşeceği varsayımına dayanıyor ve tekrar yukarı yönlü revize edilme ihtimali yüksek. Enflasyonun düşürülmesine yönelik bazı hamleler gelse de (gıda KDV’sinin yüzde 1’e indirilmesi, enerjinin sübvanse edilmesi vb) tedarik sıkıntıları, jeopolitik gerginlik ve politikalardaki belirsizliklerden kaynaklı olarak 2022 yılında yüksek enflasyonun devam edeceğini düşünüyoruz. TCMB Başkanı Kavcıoğlu, Enflasyon Raporu Toplantısında Mayıs ayından itibaren enflasyonda düşüşün olabileceğini açıklasa da Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati anlamlı düşüş için Aralık ayını işaret etmişti. 24 Şubat’tan bu yana BİST100 endeksi küresel piyasalardan pozitif ayrışıyor. Türkiye’nin gerginlikte arabulucu rolünde olması, KKM’ye olan ilginin likit döviz talebini dengeleyerek kurda stabilite getirmesi, 2021/12 ve 2022/03 dönemi bilançolarının güçlü açıklanması ve risksiz getiri araçlarının enflasyon karşısında yetersiz kalması ile birlikte BİST100 endeksi yukarı yönlü seyrini sürdürdü. BIST’te Mart’ta 1900’lü seviyelerden başlayan ralli son haftalarda global piyasalarda görülen satışlara paralel olarak baskılanmış olsa da, yukarıda saydığımız faktörlerin devam etmesiyle üçüncü çeyrek itibariyle hedef seviyemiz olan 2.800 seviyelerine ulaşılacağını düşünüyoruz.

BANKACILIK POZİTİF ETKİLENDİ

Finansallar tarafına baktığımızda ise bankalar dördüncü çeyreğin dalgalı makroekonomik ortamından pozitif etkilenen sektör olarak ön plana çıkmıştı. Endeksin dip seviyelerden tekrar yükseliş trendine geçmesinde bu bilanço dönemi ve bankacılık sektörü etkili olmuştu. Komisyon gelirlerindeki artış, özsermaye karlılığı ve yüksek enflasyon kaynaklı olarak TÜFE endeksli bono getirileri bilançoları olumlu etkilemişti. Bu dönemde BDDK’nın da aylık bazda yayımladığı veriler ve TÜFE’ye endeksli borçlanma araçlarındaki yüksek getirilere paralel olarak bankacılık sektörü bilançolarının birinci çeyrekte de güçlü finansallar açıklandı. BBVA’nın GARAN hisselerinde alım için çağrı fiyatını yukarı yönlü revize etmesi ile birlikte bankacılık sektör hisselerinde pozitif fiyatlama BIST sanayi hisselerine gelen kar realizasyonu & global piyasalar kaynaklı satışlarını dengeledi. Bununla birlikte sektör hisseleri, makro riskler ve kur & faiz ekseninde meydana gelebilecek bozulmalar sebebiyle yakın tarihli ortalama çarpanlar seviyesinin altında kalmaya devam ediyor. Gıda perakende tarafında Türkiye, Avrupa ve tüm dünyada açıklanan enflasyon verileri son yılların en yüksek seviyelerine işaret ediyor. Ekonomilerdeki dalgalanma sonrasında yüksek enflasyonun olduğu bir durumla karşı karşıya kalınması tüketicinin alım gücünü zayıflattı. Eksi reel faizin tasarrufları eritirken, sert yükselen gıda fiyatları ile birlikte hanehalkının harcamalarının düşük fiyatlı marketlere kaymasını sağladı. 2021 yılı son çeyreğinde Rekabet Kurumu tarafından açılan kartel soruşturması sonrasında cezalara karşılık ayırarak baskılanan gıda perakende şirketleri bu çeyrekte güçlü bilanço açıkladı. Yüksek enflasyon temasının devam etmesini ve yüksek seyreden gıda enflasyonunun şirketlerin 2022 cirosuna olumlu yansıyacağını öngörüyoruz. Nitekim de şirketlerin satışlarını yukarı yönlü revize ettiğini görüyoruz. Ancak yetkililer tarafından fiyatların düşürülmediğine dair yapılan açıklamalar ve denetimlerin sıklaştırılması sonrasında Rekabet Kurumu tarafından şirketlere tekrar ceza vermesi ihtimal dahilinde şirketlere ceza verilme durumu ya da olasılığı durumu şirket payları üzerinde baskı yaratmaya devam edebilir. Hatırlatmamız gerekir ki temel ve teknik anlamda güçlü, yönetimi tecrübeli ve iyi olan şirketlerin endeks şoklarından çok fazla etkilenmiyor. Yatırımcıların duygularıyla değil, piyasa koşullarına göre hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Düşüşlerde fazla panik ve yükselişlerde fazlaca cesur davranmak büyük oranda zarar ile sonuçlanıyor. Yeni yatırımcılar volatilitesi yüksek piyasayı tecrübe edecek ve alışacaklar. Yatırımcılara stop loss ve hedef fiyat stratejilerinin olması gerektiğini belirtmemiz gerekiyor.