Turizm yatırımlarının dört mevsime yayılması gerektiğine dikkat çekilirken, sektörün sürdürülebilirliği için 12 ay turizm vurgusu öne çıktı.

Sektör temsilcileri, 2025 sezonunun özellikle iç pazar açısından öğretici ve yön gösterici olduğunu belirtiyor. Yaz ayları dışındaki dönemlerde yerli turistin daha aktif hale gelmesiyle birlikte, geleneksel “ölü sezon” algısının kırılmaya başladığı ifade ediliyor. Bu dönüşümün kalıcı olabilmesi için ise sezonun birkaç ayla sınırlı kalmaması gerektiği vurgulanıyor.

Ege, dört mevsim turizm için güçlü potansiyele sahip

Ege Bölgesi’nin doğal, kültürel ve gastronomik zenginlikleriyle yıl boyunca turizm yapılmasına son derece elverişli bir coğrafya sunduğu belirtiliyor. Uzmanlara göre, kısıtlı sezon anlayışı yerine uluslararası standartlarda hizmet sunan tesislerle kaynakların yıl geneline yayılması gerekiyor. Bu kapsamda termal, wellness ve sağlık turizmi odaklı yatırımların bölgeyi dönüştürdüğü ifade ediliyor.

Marmaris ve çevresinde, özellikle kış aylarında da turistik hareketliliğin arttığına dikkat çekilirken, restoran ve işletmelerin sezon dışında da açık kalmayı planladığı belirtiliyor. İçmeler başta olmak üzere Akyaka, Köyceğiz, Söğüt, Selimiye ve Bozburun gibi bölgelerde de sezon dışı canlılığın gözle görülür şekilde arttığı aktarılıyor.

Michelin Rehberi 2026 Türkiye Seçkisi Açıklandı: 171 Restoran Listede, Türkiye Genel Kapsama Geçiyor
Michelin Rehberi 2026 Türkiye Seçkisi Açıklandı: 171 Restoran Listede, Türkiye Genel Kapsama Geçiyor
İçeriği Görüntüle

Turizm modeli değişiyor

Türkiye turizminin yalnızca yaz tatiline odaklanan yapısından uzaklaştığına işaret eden değerlendirmelerde; sağlık, doğa, spor, gastronomi, kongre ve sürdürülebilir turizm gibi alanların öne çıktığı belirtiliyor. Marmaris’in termal kaynakları, doğa ve deniz turizmini bir arada sunabilmesi, erişilebilirliği ve iklim avantajıyla bu dönüşümün merkezinde yer alabileceği ifade ediliyor.

Yeni yatırımlar sayesinde sezonun kısalığına dayalı ekonomik döngünün kırıldığı, turistik hareketliliğin 12 aya yayıldığı vurgulanıyor. Bu modelin, sezonluk istihdamdan kalıcı istihdama geçişi hızlandırdığı, yerel esnaf ve tedarik zincirlerinin yıl boyunca faaliyet göstermesine katkı sunduğu kaydediliyor.

Bölgesel ekonomiye çarpan etkisi

Dört mevsim hizmet veren büyük ölçekli tesislerin, yalnızca konaklama kapasitesi yaratmakla kalmadığı; çevre köyler, koylar ve doğa rotalarına yönelik ziyaretleri de artırarak geniş bir coğrafyada ekonomik canlılık sağladığı belirtiliyor. Yerel üreticilerden yapılan alımların esnafın gelirini yıl geneline yaydığı, bunun da yeni yatırım ve işletmeler için cazibe oluşturduğu ifade ediliyor.

Kongre turizminde yeni fırsat

Öte yandan Marmaris’in kongre ve etkinlik turizmi açısından da önemli bir potansiyele sahip olduğu vurgulanıyor. Uluslararası kongre sayısında Türkiye’nin mevcut payının düşük olmasının önemli bir fırsat alanı yarattığı belirtilirken, bölgedeki büyük kapasiteli ve teknolojik kongre merkezlerinin bu açığı kapatabileceği ifade ediliyor. Bu sayede iş dünyası, spor organizasyonları ve uluslararası etkinliklerin yıl boyunca bölgeye çekilmesinin mümkün olacağı değerlendiriliyor.

Genel değerlendirmelerde, yerli turistin yalnızca yabancı turist açığını kapatmakla kalmadığı, aynı zamanda Türkiye turizminin yapısını dönüştüren temel aktörlerden biri haline geldiği vurgulanıyor. 2026 yılı için beklenti ise bu ivmenin planlı yatırımlar ve doğru konseptlerle daha da güçlenmesi yönünde.