Türe, yapay zekanın özünde insan davranışlarını taklit eden, öğrenen ve gelişen bir algoritma sistemi olduğunu belirterek, "Yapay zeka cezai sorumluluğu olan bir varlık değildir. Bu nedenle, yapay zeka ile gerçekleştirilen eylemlerde asıl sorumluluk, sistemi geliştiren, sahiplenen ya da aktif olarak kullanan kişilere aittir" dedi.
Özellikle yapay zeka yardımıyla oluşturulan içeriklerin, hukuka aykırı bir sonuç doğurması durumunda, doğrudan kullanıcıların sorumlu tutulacağını ifade eden Türe, şu örnekleri verdi: "Eğer yapay zeka kullanılarak yalan bir haber yapılırsa, bu durum halkı yanıltıcı bilgi yayma; bir kişinin görüntüsü izinsiz manipüle edilerek paylaşılırsa, kişilik haklarına saldırı; sahte belge oluşturulursa dolandırıcılık suçu gündeme gelebilir. Bu tür eylemler ciddi ceza ve tazminat yaptırımlarıyla sonuçlanabilir."
Mevcut hukuk sisteminde yapay zekaya özel kapsamlı bir mevzuat bulunmadığına dikkat çeken Türe, bu boşluğun yargı tarafından muadil suçlar üzerinden değerlendirildiğini belirtti. "Kişisel verilerin hukuka aykırı kullanımı, sahte belge düzenleme, dolandırıcılık gibi suçlar mevcut yasalarla ilişkilendirilerek hukuki süreçler başlatılıyor" diye konuştu.
Türe ayrıca, yapay zeka geliştiricilerine, kullanıcıları yönlendirecek açık ve kapsamlı kullanım sözleşmeleri hazırlamaları çağrısında bulundu. Şirketlerin ve kurumların da etik kurullar ve hukuk danışmanlığı birimleri oluşturarak, yapay zeka kullanımında yasal sorumlulukları gözetmesi gerektiğini söyledi.
Son olarak bireylere de uyarıda bulunan Türe, "Yapay zekaya verdiğimiz her komutun bir hukuki sonucu olabileceğini unutmamalıyız. Bu nedenle, bilinçli hareket etmek, hukuka aykırı olabilecek içerik üretiminden kaçınmak ve sistemleri sorumluluk bilinciyle kullanmak son derece önemli" ifadelerini kullandı.
