Her yüzyılın bir adı vardır. 21. yüzyıl da değişim çağı olarak isimlendiriliyor.

Tedarik zinciri de değişmekte. Geçmişte tedarik zincirini tedarikçinin tedarikçisinden, satıcının satıcısına kadar geçen süre olarak tanımlamıştık. Günümüzde hammaddeden tüketilen ürünlerin atıklarının geri dönüşümüne kadar geçen süre diye tanımlıyoruz.

Geçmişte tedarik zincirini parçalı bir biçimde yönetiyorduk. Satın alma yönetimi, üretim yönetimi ve satış yönetimi yeterli oluyordu. Artık tedarik zincirini parçalara ayırmadan yönetmemiz gerekiyor. Tedarik Zinciri Yönetiminde amacımız üretimi düzenli şekilde gerçekleştirecek kesintisiz malzeme, servis ve bilgi akışını gerçekleştirmektir. Bunu yaparken envanter maliyetlerini ve kayıpları minimize etmemiz de istenir. Ürettiğimiz ürünün kalitesini korumak da önem kazanmıştır. Çalıştığımız tedarikçilerin güvenli olması da unutulmamaktadır. Elbette en düşük maliyetlerle üretmek ve sonunda müşteri memnuniyetini artırmak da hedefler içindedir. Çevrim zamanını kısaltmak da ihmal edilmemelidir.

Tedarik zinciri süreçleri de değişmiş durumdadır. Artık endüstri itme sisteminden çekme sistemine geçmeyi planlamaktadır. Artık ‘yap, depoya koy ve satmaya çalış’ sistemi sona ermektedir. Tedarik zincirinin başarısı, ‘önce sipariş al, sonra üret’ yöntemine dönmektedir. Bu zor uygulama için farklı iş yapma metotlarımız oluşmalıdır. Tedarik zincirinin yeni tanımı da bu yolda atılacak ilk adımdır.

Bu hedeflerle tedarik zinciri şu adımlarla yönetilmelidir:

Müşteri ilişkileri yönetimi, hedef müşterilerin seçimi, bu müşterilerin gruplanması, ihtiyaçlarının belirlenmesi, sözleşmelerin hazırlanması ve performans kriterlerinin belirlenmesi demektir.

Müşteri Hizmet Yönetimi, müşterilerle bilgi akışının kurulmasını, ara yüz bağlantılarının sağlanmasını, ortak planlama ve bütçe çalışmalarını, ticari sözleşmelerin hazırlığını ve performans kriterlerinin belirlenmesini kapsamaktadır.

Talep Yönetimi adımında son tüketimin planlaması, dağıtım sürecinin belirlenmesi, dağıtımın planlaması yapılmaktadır. Burada da performans kriterlerinin belirlenmesi söz konusudur

Sipariş İşleme taleplerin alınmasını, ön sipariş sisteminin kurulmasını, ürün akışının takibini ele almaktadır.

Üretim Yönetimi ise kesintisiz, planlı ve dalgasız, belirlenen kalite üretimle devam etmektedir.

Satın Alma Yönetimi sürecinde sözleşmeli tedarikçilerle çalışılması önemlidir. Üretim planlamasına uygun talep yaratılması, küçük partilerde siparişler verilmesi ortaya çıkmaktadır.

Ürün Geliştirme Ar-Ge çalışmaları ile ürünlerin geliştirilerek, farklılık yaratılmasını kapsar. Bu adım tedarikçilerle ve satıcılarla ve son kullanıcılar ile birlikte yürütülmektedir.

İadelerin Yönetimi de tedarik zincirinin önemli bir sürecidir. Takip edilebilirlik ve şeffaflık sürecin yönetilmelidir.

Değişimi sadece takip etmek yeterli değildir. Önemli olan değişimi yaratmaktır. Gelecek bunu başarabilen şirketlerin olacaktır.