Geçen haftaki yazıda AB’de tarım ve kırsal kalkınma politikalarının Türkiye tarım ve kırsal kalkınma politikalarına yansımaları konusuna değinmiştim. Bu haftaki yazıda üzerinde duracağım konu kısaca Tarım ve kırsal kalkınmada destekleme araçları konusu olacaktır.

TÜRKİYE’DE KIRSAL KALKINMA 10: TARIM VE KIRSAL KALKINMA DESTEKLEME ARAÇLARI

Dünyada hemen hemen tüm devletler kendi ülkelerinde tarıma müdahale etmektedirler. Bu müdahaleler dolaylı veya doğrudan olarak ayrılmaktadır. Doğrudan müdahaleler fiyat, vergilendirme, sermeye, ticaret ve yayım politikaları iken dolaylı müdahaleler toprak reformu, toplulaştırma ve verimi arttırmak için yapılan müdahaleler olarak ayrılabilir.

Devlet görevlendirdiği kurumlar vasıtasıyla, üretici ve tüketici dengesini korumak için, tarımsal fiyatlara müdahale şeklinde tarımsal ürünlerin fiyatlarının oluşumuna müdahale edebilir. Fiyat politikasını, pazar fiyatları ya da destekleme fiyatları ve destekleme alımları şeklinde yapabilir. Pazar fiyat desteği genellikle devletin saptadığı, bu fiyattan alacağına garanti verdiği bir taban fiyat üzerinden gerçekleşir. Son dönemlerde tarım havzaları modeline göre oluşturulan alanlarda destekleme kapsamına giren stratejik önemli ürünler için de fark desteği verildiği görülmektedir. Destekleme alımları ise, yine devletin stratejik olarak belirlediği ürünlerde kendine bağlı kuruluşlar vasıtasıyla piyasadan ürün almasıdır. 

Devlet bunun yanında, girdi maliyetlerinin düşürülmesi için üreticiye gübre, yem, tohumluk, ilaç gibi girdileri ucuza veya bedelsiz vermek şeklinde girdi sübvansiyonları; yatırımlara teşvikler; faiz indirimleri destekleri de verebilir. Üretim alanlarına sınırlamalar getirerek yıldan yıla değişen arz fazlalarına sınırlama getirebilir. Önceden belirlediği ürünlere prim ve teşvik vererek üretici gelirini arttırabilir.

Bunların yanında devlet ürün ve girdi fiyatına bağlı olmaksızın işletme başına ödemeler yapabilir. Doğrudan Gelir Desteği (DGD) şeklinde olan bu ödemeler Türkiye’de 1998 yılından itibaren uygulanmış, çiftçilerin kayıt altına alınmasını kolaylaştırmış, ancak günümüzde uygulanmamaktadır.

Tarımdan vergi alınmasının geçmişte en bilinen uygulamaları aşar ve ağnan vergileri olmuştur. Bugün ise tarım kesiminin vergilendirilmesinde üç tip söz konusudur; gelir vergisi yasasında bahsedilen tarımdan elde edilen kazancın yine yasada belirtilen oranda kesilmesiyle tarımsal gelirlerin vergilendirilmesi; tarım kesiminde yaşayan kişilerin tükettiği mal ve hizmetlerin vergilendirilmesi ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Yasasında belirtilen tarım arazisinin vergilendirilmesidir.  

Tarım ürünleri ticaretinin artması, tarımın ekonomiye olan ürün katkısının da artmasıdır. Uzun dönemde değişik mal ve hizmetlerin fiyatları oransal farklılıklar gösterebilir. Bu değişiklik, iç ticaret hadleriyle belirlenebilir, aynı zamanda çiftçilerin satın alma gücünü göstermesi bakımından da önemlidir. Bunun yanında dış ticaret hadleri, yani ülkede başlangıç tarihinde satılan ve satın alınan malların göreli fiyatlarındaki değişme, ticaretten elde edilen kayıp ya da kazançları açıklar. Dış ticaret hadlerinin yükselmesi, dış fiyat ilişkileriyle ülkenin refahının artmasını, dış ticaret hadlerinin düşmesi ise refahın azalmasını anlatmaktadır.

Tarımda sermeye oluşturmaya yönelik politikalar da bir diğer önemli konudur. Tarım işletmelerinin sermaye yapmalarının iki yolu vardır; ilki işletme faaliyetlerini biriktirip tasarruf ederek ertesi seneye taşıma şeklindedir. Ancak ülkemizde gözlemlediğimizde işletmelerin çoğunun küçük olması sebebiyle böyle bir tasarruf yoluyla sermaye birikimi yapamadıkları görülmektedir. Bunun diğeri işletmelerin dış kaynaklardan borçlanmasıdır. İşletmeler bunu kısa (1 yıldan az), orta (2-5 yıl) veya uzun süreli (5 yıldan uzun) olarak dışardan sağlarlar. Türkiye’de kredi kaynağı daha çok T.C. Ziraat Bankası olmuştur. Banka sulama sistemleri kurulması, makine ekipman alınması, işletme faaliyet kredileri şeklinde krediler vermektedir. Bunun yanında özel bankaların da tarıma kredi vermeleri söz konusudur.

Tarımsal eğitim üzerinde durulması gereken çok önemli bir konudur. Geçmişte videolarla bitkisel ve hayvansal üretimin anlatıldığı YAYÇEP (Televizyon ile Yaygın Çiftçi Eğitimi Projesi) gibi çok başarılı olmuş örnekleri vardır. Bunun yanında TYUAP (Tarımsal Yayım ve Uygulamalı Araştırma Projesi- Tar-Gel’ de kırsal kesimde başarılı olduğu düşünülen projelerdendir. Kırsal alanlarda Tarımsal danışmanlık hizmetleri veren şirketlerin eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesinde oldukça önemli yerleri vardır.

Bunlardan başta toprak reformu uygulamaları, arazi toplulaştırmaları uygulamaları ve tarımsal verimi arttırmaya yönelik her türlü politikanın kırsal alanların kalkınmasında çok önemli etkileri vardır. Son yıllarda kırsal alanlarda eğitimde taşımalı siteme geçilmesi pek çok uzman tarafından olumlu bir gelişme olarak görülmektedir.     

Konu ile ilgili daha fazla bilgi almak isteyenlerin sigortayla ilgili Prof. Dr. Arslan Zafer Gürler hocanın Tarım Ekonomisi ve Politikası kitabını okumalarını öneririm.

http://www.tuik.gov.tr/   Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). Erişim tarihi: 14.03.2019.

https://www.tarimorman.gov.tr/ Erişim tarihi: 14.03.2019.

Acar M ve Aytüre S (2014). Dünya’da ve Türkiye’de Tarım ve Tarım Politikalarının Geleceği. Ekin Basım Yayın Dağıtım. Ekim.

Eroğlu F (2015). Davranış Bilimleri. Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş. Yayın No: 3269. 15. Baskı.

Gaytancıoğlu O (2009). Türkiye’de ve Dünyada Tarımsal Destekleme Politikası. İstanbul Ticaret Odası. Yayın No:2009-14. İstanbul.

Gürler A Z (2016). Tarım Ekonomisi ve Politikası. Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Danışmanlık. 1. Basım. 

Hayran S (2013). Türkiye’de Tarım Kesiminin Vergilendirilmesi. Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü dergisi 3 (1). 69-72.