Özel Röportaj : Kamuran ABACIOĞLU

Markasıyla satış şampiyonu olan Artaş İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, 2011 yılını verimli bir şekilde geçirdiklerini ve 2012’de de yepyeni projelerle müşterilerinin karşısında olacaklarını ifade ediyor. Çetinsaya, müşterilerine sadece bir daire kazandırmadıklarını belirterek; “Bizden konut alanların aynı zamanda bir kazanç elde etmelerini de sağlıyoruz” ifadesini kullandı. Markalı konut projesi denilince akıllara gelen Artaş İnşaat, Avrupa Konutları ve Atakent’te hayata geçirdiği yaşam alanları ile müşterilerinden tam not almaya devam ediyor. Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya Ekovitrin Dergisi’nden Kamuran Abacıoğlu’na çok önemli açıklamalarda bulundu.


Konut ve inşaat sektörü Türkiye’de ekonominin lokomotifi haline geldi. Artaş İnşaat olarak siz de ‘Markalı Konut Projeleri’nin öncülerindensiniz. Avrupa konutları, sektörde fark yarattı ve bunun karşılığını da gördü. Son projeniz olan Atakent 3 ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Atakent 3 projesi, 200 bin metrekare arsa üzerine 2 bin 300 konutu ve içinde bir oteli olan projemiz olarak dikkat çekiyor. Projeyi 16 ay gibi bir sürede bitirmeye gayret ediyoruz. Atakent 3, doğallığıyla, yeşiliyle, lokasyonu, sosyal donatıları ve ayrıntıları ile çok önemli bir projedir. Bu bağlamda projeyi gezenlere de tavsiye ediyoruz.

BİZDEN KONUT ALANLARI KİRADAN KURTARMAYA ÇALIŞIYORUZ
 Firma olarak özelliklerinizden bir tanesi de projenin bitiş tarihini ilan edip en az 6 ay öncesinde bitirmenizdir. Bu projede de aynı uygulama olacak mı?
Müşterilerimizle satış sözleşmemiz 2012’nin sonunda. Ama biz 6 ay öne çekmeye çalışıyoruz. Bu bağlamda arkadaşlarımız da gece gündüz çalışıp gayret ediyorlar. Bu gayreti göstermemizin birinci nedeni de bizden konut alan vatandaşları bir an önce kiradan kurtarmaya çalışıyoruz. Genelde teslimi süre olarak yaz aylarında koymak istiyoruz; çünkü çocukların okul dönemlerine zamanı denk getirmeye çalıyoruz. Onun için haziran ve temmuz ayları teslim sürelerimizdir.

KAZANDIRMAYA DEVAM EDİYORUZ
Avrupa Konutları aynı zamanda önemli bir yatırım aracı haline geldi. Çünkü tanınmış ve güven veren bir marka. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Bizden konut alanların aynı zamanda bir kazanç elde etmelerini de sağlıyoruz. Çünkü bizim için vatandaşın hem ev sahibi olması önemli, hem de bu konuttan değer kazanmasına önem veriyoruz. Onun için şuan vatandaşlarımız bugün itibarıyla % 40- 50 gibi bir kazanç elde etmiş durumda.

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ
Avrupa Konutları Atakent 3 projesi 2 bin 300 daireden oluşuyor. TOKİ veya Emlak Konut’la yapılan projeler içinde Avrupa Konutları Atakent 3’ün, ekim sonu itibarıyla satış şampiyonu olduğunu öğrendik. Konuyu bu paralelde değerlendirir misiniz?
Bu bilgileri Emlak Konut kendi internet sitesinde açıklıyor. Şuan diğer projelere oranla bizim 2011 satışlarımız birinci durumda. Vatandaşların bize karşı memnuniyeti var. Biz de bunu devam ettirmek için özen gösteriyoruz. Vatandaşın memnun olması bizim için önceliktir. Alınan konutun hem kazanç hem yaşam merkezi olmasını istiyoruz. Çünkü biz konutları sadece barınma, ev alma gibi düşünmüyoruz. Her türlü ihtiyaçları da karşılamaya çalışıyoruz. Gezi alanları, parklar, göletler, spor alanları alış veriş mekanları yani 24 saat buralarda vakit geçirilebilecek sosyal alanlar olması için çabalıyoruz.

Atakent bölgesine ciddi yatırımlar yaptınız. Yatırımlarınız sayesinde Atakent bölgesi de değer kazandı. Konuyu bu açıdan değerlendirir misiniz?
Atakent bölgesi yerleşim ve yapı itibarıyla güzel bir bölge. Havaalanına en yakın bölge. İstanbul’un hem içinde hem dışında olan bir bölge. Vatandaş bu bölgeye çok değer veriyor. Avrupa yakasında baktığınız zaman trafik açısından da çevresinde üniversiteler, okular, hastaneler olan bir bölge. Bu bölgede yaklaşık 6000’e yakın konutumuz oluşuyor. Ve burada yaptığımız AVM çarşı inşaatıyla Bu bölge daha da değer kazandı. 2004 yılında bu bölge konuşulan ve tercih edilen bir bölge değildi ancak son 6 yıl içinde tercih edilen bölge haline geldi. Ayrıca buraya belediye de geliyor. Belediye binası yakınımızda olacak. Yapımına başlandı. Bu da lokasyonumuz açısından önemli bir avantaj.

Şuana kadar Avrupa Konutları markasıyla toplam kaç konut bitirildi?

6 bin 300 konut teslim edildi. Proje aşamasında 3 bin konutun inşaatı devam ediyor ve önümüzdeki yıl 10 bin konut kadar da planlıyoruz.

KENTSEL DÖNÜŞÜM BİR DÖNÜM NOKTASI
“Günümüz teknolojisinde sağlıksız, depreme dayanıksız binalarda çocuklarımızın oturmaması gerekiyor. Bu bağlamda kentsel dönüşümün bir an önce hayata geçirilmesi ve özel sektör tarafından desteklenmesi şart.” 
İnşaat sektörü, 2011’de çok verimli geçmişti. İnşaat sektörünü 2011 ve 2012 olarak genel perspektiften değerlendirir misiniz?
2012 yılı içerisinde yeni projelerimiz var. Yaklaşık 10 bin konut planlıyoruz. 2012’de bunlara başlamayı istiyor ve projeler için çalışıyoruz. 2012’de en önemli konu -Van depreminden sonra gündeme gelen konulardan biri- kentsel dönüşüm olacak. Kentsel dönüşüm çok önemli bir konu. Türkiye içinde bir dönüm noktası. Bundan 20 yıl önce kentsel dönüşüm yapılabilir mi deseydik belki çok zordu. Ama bugün özel sektörde bunu yapabilecek teknik elemanlar, alt yapı ve mühendislerimiz var. Kentsel dönüşümü ve inşaatlarımızı çok kısa sürede yapabiliyoruz. Bütün meslektaşlarımız da çok güzel projeler yapıyor. Ben hepsini tebrik ediyorum. Eğer arzu edilirse ki devlette bu konuda adım attı yapılmaması için bir neden yok. Belediyelerimiz bu konuda gayret sarf ediyor. 17 Ağustos Depremi bundan yaklaşık 12 yıl önce yaşandı ve oradan maalesef bir ders çıkaramadık. Ciddi adımların atılmasına belki Van’da yaşadığımız deprem vesile olacak. Hükümetimiz, belediyelerimiz kentsel dönüşümle ilgili kararlar alıyor. Memnun edici neticeye doğru geliniyor. Önümüzdeki 20 yıl içinde İstanbul’un ve Türkiye’nin depreme dayanıksız olan bölgelerin depreme dayanıklı hale getirmemiz gerekir. Zemin yapılarımızı teknik yapılara göre inşa etmek zorundayız.

Kentsel dönüşümde özel sektöre çok büyük iş düşüyor. Sizin bu konudaki çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Kentsel dönüşümü devletin yapmasına gerek yok. Yalnız devletimizin kanunlarla, belediyelerimizin de bu işin içinde olarak birebir öncülük etmesi gerekir. Bunu yapacak alt yapıda müteahhit de var, taşeron da... Devlet toplu konut ile sektörün önünü açtı. Bu bağlamda TOKİ olmazsa olmazlar arasında bir noktadadır. Alt gelir grubuna ucuz konut yapabilme imkanları toplu konut idaremizde bulunuyor. Özel sektör ucuz konut yapamaz. Özel sektörün bir maliyeti var: Arsa maliyeti, inşaat maliyeti var. Özel sektör kazanmak, kazandırmak zorunda. Devlet ve belediyeler bu konuda yönetmelik kararlar, kanun ve organizasyon gibi alanlarda çalışırlarsa özel sektörün önü açılmış olur.

 Yıllar önce söylenmiş bir laf, “İstanbul’un taşı toprağı altın” diye. Bu altını ortaya çıkarmak için kentsel dönüşüm tek çare olarak görülüyor. Siz, konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Günümüz teknolojisinde sağlıksız depreme dayanıksız binalarda çocuklarımızın oturmaması gerekir. Devlet dairelerinin bina anlamında daha nitelikli olması gerekir. Yolların, köprülerin sağlıksız olmaması gerekir. Bu bakımdan önümüzdeki dönemlerde bunları planlayarak mutlaka kentsel dönüşümü hayata geçirmemiz gerekiyor.

İstanbul büyükşehir belediyesi sanıyorum bu konuda büyük bir adım attı. Hem deprem konseyi oluşturdu hem de kentsel dönüşüme Kadıköy’de başlanacak gibi görünüyor. Belediyelerin çalışmasını yeterli buluyor musunuz?
Evet, yeterli buluyorum. Kadıköy’de Fikirtepe projesi kentsel dönüşüm alanı olarak yapılıyor. Orada endişem şu benim; Fikirtepe’de 4.4 imar verilmesi bugün çok büyük bir beklenti. 4.4 imar demek büyük bir oran. Bu oranın her bölgede uygulanması çok zor. Mal sahipleri, arsa sahipleri girerse bu iş çıkmaza girer. O bakımdan rakamları makul tutmanın doğru olduğunu düşünüyorum. Vatandaşlarımızın da devletin de kanaatkar olması gerekiyor. Bir eve karşılık 2-3 ev almak için müteahhiti ve sistemi zorlarsak kentsel dönüşüm olmazü, bu hukuk savaşına girer. Hukukla kimse bir şey kazanmamıştır zaman kaybı olur. İstanbul 4.4 oranı kaldırmaz.

FAİZ ORANLARININ YÜKSELMEMESİ GEREKİR
Türkiye tüm dünyada parlayan yıldız gibi görünüyor. Türkiye’nin ekonomisiyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Türkiye’nin ekonomisi iyi, düzeyli gidiyor. Onun için memnun eden sonuçlar elde ediliyor. Sadece Türkiye’nin ekonomisi değil dış etkenlerin ekonomisi de Türkiye açısından önemli. Önümüzdeki zaman diliminde vatandaşların daha rahat konut edinebilmeleri için banka faiz oranlarını yükselmemesi gerekir. Yükselirse ileride bir tıkanıklığa doğru gidebilir.