İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç: “YERLİ VE MİLLİ ÜRETİMDE ÖNCÜ TÜRKİYE İNŞA EDİLMELİ”

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, 2023 yılının ikinci çeyreği itibarıyla küresel ekonominin yavaş yavaş toparlanmaya başlayacağını belirterek, “Böylece 2023 yılında sanayi ve ihracat rakamlarının Türkiye’de büyümeye destekleyici yönde daha fazla etki edeceğini öngörüyoruz” dedi.

Büyük bir inançla Cumhuriyet’in ‘İkinci Yüzyılını’, tüm dünyada ‘Türkiye Yüzyılı’ yapabilecek potansiyelimizi harekete geçireceğimize inanıyoruz. ‘Ülkemizin bizim için yaptıklarına bakmayı bir kenara koyarak, ülkemiz için bizim bir şeyler yapma zamanımızın artık geldiği’ bilinciyle; yeni bir geleceği, büyük ve müreffeh Türkiye’yi, ekonomide ve ticarette lider Türkiye’yi, yerli ve milli üretimde öncü Türkiye’yi inşa edeceğimize yürekten inanıyorum.

Türk iş dünyasının motivasyonu için çok önemli ve hepimiz için büyük anlamı olan yeni bir yıla giriyoruz. 2023’te bizim için demokrasi, özgürlük ve güven içinde bir vatan anlamına gelen Cumhuriyet’in 100. yılını kutlayacağız. Hiç kuşku yok ki, sadece ekonomik açıdan baktığımızda bile Cumhuriyetin 100’üncü yılında ulaştığımız büyüklük, azımsanacak bir büyüklük değildir. Cumhuriyetin ilk yıllarında 13 milyonluk bir Türkiye idik, şimdi 85 milyonuz. Kişi başına düşen milli gelirimiz 1923’te 45 dolardı, bugün 10 bin dolar civarında. 1923’te 50 milyon dolar ihracat yapıyorduk, 2022’de 255 milyar dolara ulaşmayı hedefliyoruz. 19 milyar liralık GSYH’mız da 2 trilyon liraya ulaştı. Bunlar büyük rakamlardır. Bu rakamlara Türk özel sektörünün gayretleriyle ulaştık.

BİZDEN SONRAKİLERE MİRAS BIRAKACAĞIMIZ HEDEFLER

Bu rakamlar önemlidir ama bizim için yeterli değildir. Bizim için, bu nesle ve bizden sonrakilere miras bırakacağımız hedefler önemlidir. Bizim için Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılına nasıl başlayacağımız ve bu yeni yüzyılın ilk yıllarında nasıl bir temel atacağımız çok stratejik bir anlama sahiptir. Biz Atatürk’ün Cumhuriyet’in 10. yılında söylediği “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık” sözünden ilhamla, asıl bundan sonraki yıllarda az zamanlara çok ve daha büyük işleri sığdırmak zorundayız. Zira dünya, birinci sanayi devriminden bu yana belki de tarihinin en büyük ve en hızlı dönüşümünün arifesinde bulunuyor. Dijital çağ, çok daha hızlı, çok daha üretken ve çok daha rekabetçi dinamikler üzerinde yükseliyor. Hepiniz yakından izliyorsunuz: Yapay zeka, blockchain, nesnelerin interneti ve metaverse gibi güçlü yeni teknolojiler, geleneksel sistemleri, kurumları ve yaşam biçimlerini sarsmakla kalmadı, dönüştürmeye de başladı. Dünyanın dört bir yanındaki şirketler, büyük bir süratle dijital ekonominin temel yapı taşlarını döşüyor.

YENİ GELİŞEN TEKNOLOJİLERİN SUNDUĞU FIRSATLARI DEĞERLENDİRELİM

Hiç şüphe yok ki, bu yarışta geç kalanlar, büyük bir hızla derinleşen fay hatlarını geçmekte zorlanacak ve kısa süre içinde küresel maratondan kopmak zorunda kalacaklar. Bu küresel yarışta yer alan yükselen ve gelişen bir ekonomi olarak bizim bir şansımız var: Yeni gelişen teknolojilerin sunduğu fırsatları değerlendirebiliriz. Bu sağlayacak hem teknoparklar, startup merkezleri gibi önemli bir altyapımız var, hem de güçlü ve yetenekli bir gençlik kaynağımız bulunuyor. Görünen o ki, yarışa üç adım geriden başlayanların yarışın içinde kalabilmeleri için dikey değil yatay sıçrama yapmaları elzem. Bunun için gerekli zeminleri oluşturmaları şart…Biz bunu yapacak ve başaracak güçteyiz. Türk iş dünyası olarak buna inanıyoruz. Türk iş dünyası olarak kendi gücümüze, girişimcilerimizin gücüne, Milletimizin gücüne inanıyoruz.

ŞİMDİ ÖNÜMÜZDE BİR ŞANS DURUYOR

Biliyoruz ki, 2022’de artan küresel risklere ve baskılanan ekonomik aktiviteye rağmen, Türkiye ekonomisi birçok ülkeye göre daha yüksek bir büyüme gösterdi. Şimdi önümüzde bir şans duruyor: Uzmanların başta Avrupa Birliği ve ABD ekonomisi olmak üzere küresel ekonomiye ilişkin son tahminleri, daralmanın yakın dönemde tahmin edilenden daha sınırlı kalacağı yönünde. Bu şu demek: AB ülkeleri başta olmak üzere genel olarak ihracatımız, 2023’ün ilk yarısından itibaren yeniden bir ivme trendine girecek. Bu ise büyüme rakamlarına çok daha güçlü bir katkı verecek. Beklentilerimiz ve tahminlerimiz bu yönde… Ne yazık ki, enflasyonda ise daha olumlu bir tabloya, 2022’de erişemedik. Ancak kurların sakin seyri ve baz etkisinin olumlu katkısıyla enflasyonun önümüzdeki aylarda düşüşe geçeceğini bekliyoruz. Enflasyona karşı oluşturulacak bir toplumsal mutabakat ve topyekün mücadele planı, tüm kesimlerin duyarlılığını artıracaktır. Aynı zamanda bozulan fiyatlama davranışlarının da hızla düzelmesini sağlayacaktır. Bununla birlikte tarım girdi ve üretici fiyatlarındaki artışlar hâlâ yüksek seyrediyor. Bu sebepten gıda enflasyonunda ortalamanın üzerinde seyreden fiyatların dikkatle izlenmesi gerekiyor. Ayrıca dünyanın önde gelen tarım üreticilerinden biri olan ve büyük bir tarım potansiyeline sahip ülkemizin bu alandaki avantajlarını ortaya çıkarmalıyız. Tarım ve hayvancılık, üstün olduğumuz alanlara dönüştürülmeli.

İTO’NUN 141’İNCİ YILI

2023 yılında İstanbul Ticaret Odası’nın da 141’inci yılı. İTO’nun 21’inci çalışma döneminde iş dünyamız ile birlikte sektörlerimiz için, İstanbul ve ülke ekonomimiz için önemli ve büyük başarılara imza atacağız. İTO olarak en büyük gücümüz; “kesrette vahdeti”, “çoklukta birliği”, “farklılıkta zenginliği” yakalamamız olacaktır. İTO Ailesi ve İstanbul iş dünyası olarak; buradan elde ettiğimiz güçle, büyük hedeflerimizi; ekonomide ve ticarette en verimli şekilde hayata geçireceğiz. Asla taviz vermeyeceğimiz biricik amacımız; Türkiye ve İstanbul ekonomisini büyütmektir, küresel platformda birinci lige yükseltmektir. Aynı şekilde, üyelerimizi ve Türk özel sektörünü küresel rekabette kalıcı kılacak üstünlüklerle, değerlerle ve niteliklerle donatmaktır. Bu yüzden İstanbul Ticaret Odası yönetimi olarak, 140 yıllık coşkuyla, geçen dönem olduğu gibi, gelecek 4 sene boyunca da, yorulmak bilmeyen bir “saka” gibi Türk ekonomisine su taşımaya devam edeceğiz. Yerli ve milli üretimde öncü Türkiye’yi inşa edeceğiz. Büyük bir inançla Cumhuriyet’in “İkinci Yüzyılını”, tüm dünyada “Türkiye Yüzyılı” yapabilecek potansiyelimizi harekete geçireceğimize inanıyoruz. “Ülkemizin bizim için yaptıklarına bakmayı bir kenara koyarak, ülkemiz için bizim bir şeyler yapma zamanımızın artık geldiği” bilinciyle; yeni bir geleceği, büyük ve müreffeh Türkiye’yi, ekonomide ve ticarette lider Türkiye’yi, yerli ve milli üretimde öncü Türkiye’yi inşa edeceğimize yürekten inanıyorum. 700 bin işletmenin üye olduğu İstanbul Ticaret Odası Başkanı olarak benim bundan zerre kadar şüphem yok.

MÜSİAD GENEL BAŞKANI MAHMUT ASMALI:“2023’TE SANAYİ VE İHRACATLA BÜYÜYECEĞİZ”

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, 2023 yılının ikinci çeyreği itibarıyla küresel ekonominin yavaş yavaş toparlanmaya başlayacağını belirterek, “Böylece 2023 yılında sanayi ve ihracat rakamlarının Türkiye’de büyümeye destekleyici yönde daha fazla etki edeceğini öngörüyoruz” dedi.

Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan AB ülkelerinde ekonomik aktivitenin ciddi şekilde yavaşlamasının üçüncü çeyrekte ihracat artışının hız kaybetmesine ve sanayi üretiminin de yavaşlamasına neden olduğunu aktaran MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, “Bu gelişmeler neticesinde büyümeye katkısı yılın ilk çeyreğinde 3 puan, ikinci çeyreğinde ise 2,7 puan olan net dış talep; üçüncü çeyrek büyümesine 0,7 puan katkı verdi. İç talep ise yılın üçüncü çeyreğinde büyümenin lokomotifi oldu ve büyümeye 13,1 puanlık katkı sağladı” dedi.

“SANAYİDE ARTIŞ EĞİLİMİ SÜRÜYOR”

Mahmut Asmalı, sanayi üretiminde 2021 boyunca süren yıllık bazlı artış eğilimi 2022 yılında da sürdüğünü ve ekim ayı itibarıyla üst üste 28’inci ayına ulaştığını belirterek, sanayi üretimindeki yıllık bazlı artışların sürmesinin imalat sanayisinin üretim potansiyelini göstermesi bakımından oldukça olumlu bir gösterge olduğunu vurguladı. Sanayi üretiminde yıl genelinde olumlu görünümün sürmesinin iş gücü verilerine de olumlu yansıdığını ifade eden Mahmut Asmalı, şunları kaydetti: “MÜSİAD olarak yılın ilk 9 aylık döneminde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,2 oranında büyüyen Türkiye ekonomisinin bu motivasyonla gireceği 2023 yılında da üretim, ihracat ve istihdam odaklı büyüme sürecinin devam edeceğine olan inancımız tam. Nitekim son yaşanan gelişmeler de Türkiye Ekonomi Modeli’nin meyvelerini yavaş yavaş vermeye başladığını gösteriyor.”

TÜSİAD BAŞKANI ORHAN TURAN:“2023 SEÇİM YILI VE BÜTÜN SEÇİM YILLARINDA OLDUĞU GİBİ ÖNGÖRÜ YAPABİLMEK ZOR”

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan, “2023 seçim yılı ve bütün seçim yıllarında olduğu gibi öngörü yapabilmek zor. Enflasyondan ve işsizlikten zarar gören, özellikle sabit ve dar gelirliler açısından ekonomik koşullar zorlayıcı” dedi.

T ÜSİAD Başkanı Orhan Turan, 2023 yılına dair iş dünyasının beklentilerini aktardı. Turan, şunları söyledi: 2022 yılında, enflasyon ve kur gibi temel makroekonomik değişkenlerde artan istikrarsızlığın ve belirsizliğin yanı sıra düzenleme belirsizliği de iş hayatında öngörü yapmayı ve karar almayı zorlaştırdı. 2022’de çok sayıda mevzuat değişikliği oldu. Bu değişiklikler, bankacılık ve reel sektörün davranışlarını etkiledi. Faiz oranlarındaki düşüşe rağmen reel sektörün finansmana erişimi zorlaştı. Artan ham madde fiyatlarıyla ithalatın faturası artarken küresel resesyonla ihracat yavaşlamaya başladı. Dış ticaret açığı ve cari açık yükseldi. 2022’nin üçüncü çeyreğinde büyüme, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 daraldı. Önümüzdeki yıl öngörülerimizi ise enflasyonun tek haneye inmesini hedefleyen politikaların uygulandığı, TL’nin istikrara kavuştuğu, iş hayatına dönük sık mevzuat değişikliklerinin yerini kuralların öngörülebilir olduğu bir iş ortamının aldığı, yüksek enflasyonun erittiği satın alma gücünün yeniden toparlanıp iç talebin canlandığı, büyümenin hızlandığı bir konjonktür süslüyor. Ancak 2023 seçim yılı ve bütün seçim yıllarında olduğu gibi öngörü yapabilmek zor.”

“SABİT GELİRLİLER İÇİN EKONOMİK KOŞULLAR ZORLAYICI”

Turan, şöyle devam etti: “Enflasyondan ve işsizlikten zarar gören, özellikle sabit ve dar gelirliler açısından ekonomik koşullar zorlayıcı. 2023’te büyümenin hızlandırılması gerekiyor. Fakat makro dengeleri bozmadan büyümenin hızlandırılabilmesinin önünde çeşitli kısıtlar yer alıyor olması, ekonomi politikasının hareket alanını epey daraltıyor. Büyümedeki hızlanma cari açığın bozulmasına, bu da kur üzerinde baskı ve kur üzerinden enflasyonun hızlanmasına yol açma riski taşıyor. Bu nedenle ekonomi politikalarının büyük bir dikkat ve beceriyle uygulanması gereken bir yıla giriyoruz. 2023, makroekonomik istikrarın tesis edildiği bir yıl olmak durumunda. 2023, aynı zamanda Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılının da başlangıcı. Bu nedenle 2023, ikinci yüzyılımızda geleceğimizin inşası açısından da önem taşıyor.”

İSHİB BAŞKANI MÜJDAT SEZER: “EN ÖNEMLİ HEDEFİMİZ KANATLI ÜRÜNLERİ İHRACATININ AB’YE AÇILMASI”

İSHİB Başkanı Müjdat Sezer: "Sektör olarak 2023 yılı için beklentimiz Çin’e kanatlı ürünleri için sadece bir firma ile sınırlı olarak açılan ihracatın tüm firmalar için açılması ve bu sürecin tamamlanabilmesi. Ayrıca kanatlı sektörü için en önemli hedef pazarımız lojistik açısından son derecede avantajlı, ihracatımıza istikrar sağlayacak, sektör ithalatı yüksek Avrupa Birliği." ifadelerini kullandı.

Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği olarak Kasım ayı sonu itibari ile son 12 aylık ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 27 oranında artış ile 4 milyar doların üzerinde gerçekleşti. Sektörümüzün bu veriler ışığında 2022 yılını 4 milyar doların üzerinde bir ihracat ile kapatmasını bekliyoruz. Yine 2023 yılı sektör ihracat hedefimiz 4 milyar 300 milyon. İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği olarak kasım ayı ihracatımız geçtiğimiz yıla göre yüzde 44 oranında artış ile 854 milyon dolardan 1 milyar 232 milyon dolara yükseldi. Sektör olarak en fazla ihracat yapılan pazarlar sırasıyla; Irak, Rusya, BAE, İtalya, Birleşik Krallık. Sektör olarak 2023 yılı için beklentimiz Çin’e kanatlı ürünleri için sadece bir firma ile sınırlı olarak açılan ihracatın tüm firmalar için açılması ve bu sürecin tamamlanabilmesi. Ayrıca kanatlı sektörü için en önemli hedef pazarımız lojistik açısından son derecede avantajlı, ihracatımıza istikrar sağlayacak, sektör ithalatı yüksek Avrupa Birliği. Sektörümüzün en önemli hedefi kanatlı ürünleri ihracatının AB’ye açılması. Bu beklentilerimiz ve hedeflerimiz gerçekleştiği takdirde su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü ihracatı bırakın 4,3 milyar doları rahatlıkla 5 milyar doların üzerine çıkabilecek. Şunu da belirtmek isterim ki; özellikle kanatlı, balık ve süt ürünleri sektörlerimizin gerek kapasite ve kalite; gerekse rekabet gücü açısından yüksek imkânları olmasının iç piyasada enflasyon ve temin sıkıntıları yaratmadan ihracatını artırabileceği bilinmeli. Ayrıca ihracatın arttırılması ile ekonomimize sağlayacağımız büyük desteğe ilaveten iç-dış piyasa dengelerinin daha rahat da kurulabileceği ve böylelikle daha dengeli piyasaların oluşması sağlanabilecek.

OİB YÖNETIM KURULU BAŞKANI BARAN ÇELIK: “30 MİLYAR DOLAR İHRACATI AŞMAYI HEDEFLİYORUZ”

OİB Başkanı Baran Çelik: "Euro-Dolar paritesi geçen yılkı seviyelerinde seyretseydi, yaşanan tüm sorunlara rağmen 33 milyar dolarlık hedefimize ulaşmış olacaktık. Yine de OİB’in son aylık verilerine baktığımızda Euro bölgesinde derinleşen daralmaya rağmen otomotiv ihracatımızda artışın sürdüğünü görüyoruz." ifadelerine yer verdi.

Türkiye otomotiv endüstrisinin ihracattaki tek koordinatör birliği olan OİB’in öncülüğünde bu yıl sektörel ihracat hedefimizi 33 milyar dolar olarak belirlemiştik. Ancak başta çipler olmak üzere, küresel enflasyonist ortam, resesyon riski ve tedarik sorunlarının yıl boyunca devam etmesi bizi hedefimizden alıkoyacak. Diğer taraftan yüzde 85 Euro ile çalışan otomotiv endüstrisi bugüne kadar Euro-Dolar paritesi kaynaklı 2.5 milyar dolar kayıp yaşadı. Yılsonuna kadar bunun 3 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. Kısaca sadece Euro-Dolar paritesi geçen yılkı seviyelerinde seyretseydi, yaşanan tüm sorunlara rağmen 33 milyar dolarlık hedefimize ulaşmış olacaktık. Yine de OİB’in son aylık verilerine baktığımızda Euro bölgesinde derinleşen daralmaya rağmen otomotiv ihracatımızda artışın sürdüğünü görüyoruz. Türkiye otomotiv endüstrisi olarak Kasım ayı ihracatımız geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 14 artışla 2,9 milyar dolar oldu. Böylece aylık bazda bu yılki en yüksek ihracat rakamına ulaştık. Otomotiv endüstrisinin toplam ihracattan aldığı pay yüzde 13,2 olarak gerçekleşti. Bu yıl ocak-kasım döneminde de yaklaşık yüzde 6 artışla 27,8 milyar dolar ihracata imza attık. Bugün itibariyle 2022’yi 30 milyar doların üzerinde bir ihracat ile tamamlayacağımızı öngörüyoruz. 2023 yılında da bu yılın üzerinde bir rakam hedefiyle yola çıkacağız.

ORKA HOLDING YÖNETIM KURULU BAŞKANI SÜLEYMAN ORAKÇIOĞLU: “2023’TE YURT DIŞINDA 23 YENİ MAĞAZA AÇACAĞIZ”

Çin'e gümrüksüz satış yapılabilecek | Avrasya Yatırım

İş insanı Süleyman Orakçıoğlu: " 2050 yılına kadar dünyanın ilk karbon nötr kıtası olmayı hedefleyen Avrupa’da, Yeşil Mutabakatın getireceği sınırda karbon düzenlemesi gibi pek çok uygulamaya karşı hazırlıklarımızı tamamlıyoruz. Bunun da bize 2023 yılında yeni avantajlar sağlayacağına inanıyorum.

2022 yılını, 2019 yılının 2 ila 3 katı büyüklüğünde bir ciro ile kapatıyoruz. Dünya erkek giyim modasının zirvesinde söz sahibi olmaya başlayan Damat, Tween ve D’S damat markalarımız ile aynı zamanda “Made in Türkiye” markasını güçlendirici bir vizyona sahibiz. Markalarımızla ülkemizin birer bayrak taşıyıcısıyız, bu nedenle dünya çapında yer aldığımız ülke sayısını ve buna paralel online’daki etkinliğimizi artırmayı hedefliyoruz. 2023 yılında, yurt dışında 23 yeni mağaza açarak toplam sayımızı 223’e çıkarmayı planlıyoruz. Dünya trendlerini yakından takip ediyor, geleceğe yönelik öngörülerimiz sayesinde sektörümüzde yaşanan hemen hemen her değişime öncülük ediyoruz. Bunun bir örneğini de AB’nin stratejik önceliklerinde ikiz dönüşüm olarak yer alan dijital ve yeşil dönüşüm konusunda attığımız adımların hızı oldu. AB’nin bu iki önceliği konusunda yıllar önce yapmaya başladığımız yatırımlar sayesinde de yeni dünya düzenine hızla adapte olmuş durumdayız. 2050 yılına kadar dünyanın ilk karbon nötr kıtası olmayı hedefleyen Avrupa’da, Yeşil Mutabakatın getireceği sınırda karbon düzenlemesi gibi pek çok uygulamaya karşı hazırlıklarımızı tamamlıyoruz. Bunun da bize 2023 yılında yeni avantajlar sağlayacağına inanıyorum.

TÜRKIYE GENÇ İŞ İNSANLARI DERNEĞI (TÜGİAD) GENEL BAŞKANI NİLÜFER ÇEVİKEL: “ENFLASYON MUHASEBESİ BİR AN ÖNCE UYGULAMAYA GEÇİRİLMELİ”

TÜGİAD Başkanı Çevikel: Kurdaki sert yükseliş güvensizliği tetikler –  Güncel Haberler, Son Dakika Haberleri, Turktime Haber Portalı

"2022 yılı her ne kadar ekonomik anlamda hem iş dünyası hem de vatandaşımızın için zor bir yıl olsa da 2023 yılında makroekonomik hedeflere ulaşabilmemiz için mevcut teknoloji ve üretkenlik seviyemizi daha üst noktalara taşımaya, Ar-Ge ve yenilik çalışmalarını daha fazla teşvik etmeye, finansal araçlarımızı çeşitlendirmeye ve imalat sanayisinde dışa bağımlılığı azaltmaya ihtiyacımız var."

Küresel resesyon işaretlerinin konuşulduğu bir dönemde enflasyonist ortamın kontrol altına alınması, yatırımların geleceği adına kritik önem taşıyor. Çünkü, enflasyonun hem üretici hem de tüketici boyutlarıyla dizginlenmesi, öngörülebilirlik için son derece önemli. Ayrıca dövizdeki kırılganlık ve enflasyonist ortamda üretime dayalı sektörler ciddi anlamda zorluklarla karşı karşıya geliyor. Çetin şartlara rağmen ihracat ve büyüme rekorları kıran iş dünyamızın, pandemi ve önceki zorlu dönemlerde olduğu gibi bu süreci de başarıyla atlatacağına inanıyorum. Bu hedeflere ulaşılması için ekonomi yönetiminin enerji başta olmak üzere üretim girdi maliyetlerini aşağı çekecek daha etkili ve kalıcı yöntemleri devreye almasını, teşvik ve destekleri artırmasını bekliyoruz.

Bilindiği gibi işletmeler, mali tablolarında enflasyon düzenlemesi şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın 31.12.2023 tarihinde enflasyon düzenlemesine tabi tutulacak. Ancak, var olan yüksek enflasyon nedeniyle enflasyon muhasebesinin bir an önce uygulamaya geçirilmesi gerekiyor. Bunun yanında dış ticarette yaşanan daralma ile yaşanabilecek olası kayıpların önüne geçmek amacıyla pandemi döneminde uygulanan kısa çalışma ödeneği yeniden uygulamaya geçirilebilir.

Bir diğer önemli konu olan EYT Kapsamında emeklilik süreçleri belirlenirken emekliliğe hak ediş sürelerinin kademeli geçiş şeklinde dikkate alınmasını öneriyoruz. Böylelikle hem işletmelerin üzerinde doğacak kıdem tazminatı yükünü ve zaten kalifiye eleman sıkıntısı çeken birçok sektörde EYT nedeniyle işten ayrılan deneyimli personelin yaratacağı açığın işletmelere vereceği zararı da zamana yayma imkanı tanır. Ayrıca, işletmelerin üzerinde doğacak olan bu kıdem tazminatı yükünün bankalar aracılığıyla prefinansman modeliyle sağlanması öngörülebilir. Daha çok şahıslar ve küçük ölçekli işletmelerin faydalandığı Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaleti ile kullandırılan kredilerin genişletilerek orta ölçekli firmaların da işletme ve ihracat kredilerinden daha fazla faydalanması sağlanmalı.

Kurlardaki dalgalanmanın durdurulması da öngörülebilirlik açısından kritik öneme haiz. Aynı zamanda finansmana ulaşma noktasında zaman zaman sıkıntılı süreçler yaşayan sanayicimizin, kredilere ulaşmasındaki engeller kaldırılmalı ve böylece yeni yatırımların önü açılmalı. Sanayi üretiminde temel giderlerde en yüksek kalem olan ve sürekli artan enerji fiyatları, haliyle maliyetlerin de yükselmesine neden oluyor. Ekonomi yönetimi, sanayiciye yenilenebilir enerji yatırımları noktasında daha fazla destek sağlamalı ve OSB’lerde enerji sistemlerini de gözeten bütünleşik yapılar ortaya çıkarılmalı. Küresel ölçekte yaşanan enerji krizini 1970’lerin petrol krizlerinden bütünüyle ayıran, modern dünyanın karşılaştığı ‘en tehlikeli’ enerji krizine dönüştüren birkaç kritik detay var. Her şeyden önce hâlihazırdaki küresel enerji krizi denkleminin içinde sadece petrol değil, aynı zamanda doğalgaz da var. Bu tabloya kömür ve nükleeri de eklemek mümkün. İkinci detay ise şu anki enerji krizinin aynı zamanda bir ‘enerji dönüşümü’ krizi de olması.

Güneş, rüzgâr, jeotermal ve hidroelektrik gibi önemli yenilenebilir enerji yatırımlarının maliyetleri de arttı. Baktığımızda Avrupa başta olmak üzere gelişmiş birçok ülke, enerji tasarrufu konusunda politikalar geliştirmeye ve uygulamaya başladı. Enerjide dışa bağımlı yapıdan kurtulmamız ve enerji tasarrufunu içine alan yeni politikaları devreye almamız gerekiyor. Geride bırakmaya hazırlandığımız 2022 yılı her ne kadar ekonomik anlamda hem iş dünyası hem de vatandaşımızın için zor bir yıl olsa da 2023 yılında makroekonomik hedeflere ulaşabilmemiz için mevcut teknoloji ve üretkenlik seviyemizi daha üst noktalara taşımaya, Ar-Ge ve yenilik çalışmalarını daha fazla teşvik etmeye, finansal araçlarımızı çeşitlendirmeye ve imalat sanayisinde dışa bağımlılığı azaltmaya ihtiyacımız var. TÜGİAD olarak sadece üretim değil, yatırım, istihdam gibi konularda da ülkemizin en önemli oyuncuları olan sanayicimizin daha rekabetçi konuma gelebilmesi için kararlılıkla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

ULUDAĞ HAZIR GİYİM VE KONFEKSİYON İHRACATÇILARI BİRLİĞİ (UHKİB) YÖNETİM KURULU BAŞKANI NÜVİT GÜNDEMİR: “SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EKSENİNDE İHRACATIMIZI ARTIRACAĞIZ”

UHKİB'İN Yönetim Kurulu Başkanı yeniden Nüvit Gündemir oldu - 24 Bursa

"TechXtile Start-Up Challenge programı ile genç girişimcileri teşvik ederken, Athleisure Challenge Aktif Giyim Tasarım Yarışması’nın paydaşı olarak sürdürülebilir tasarım ile üretimde ve tüketimde doğal kaynakların korunması, yenilenebilir enerji tüketiminin desteklenmesi hedefliyoruz."

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği olarak en önemli ihracat kalemlerimiz olan kadın ve erkek dış giyim, suni-sentetik ev tekstili, diğer ev tekstili ve pamuklu ev tekstili ürünlerimizi başta İspanya, Hollanda, Almanya, Birleşik Krallık ve Fransa gibi büyük pazarlar olmak üzere çok sayıda ülkeye ihraç ediyoruz. Geçen yıl yüzde 32 artışla 970 milyon dolara yükselttiğimiz ihracatımız bu yıl ocak-kasım döneminde yüzde 16 artışla 1 milyar 26 milyon dolar olurken, geriye dönük 12 aylık dönemdeki ihracatımız da yüzde 16 artışla 1 milyar 111 milyon dolar olarak gerçekleşti. UHKİB olarak, 2022 yılsonu hedefimizi 1 milyar 50 milyon dolar olarak belirlemiştik. Yılın ilk 11 ayında 1,03 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğimiz dikkate alındığında, aynı performansın yılın geri kalanında devam edeceğini ve 2022 yılı için ihracat hedefimizi fazlasıyla gerçekleştireceğimizi söyleyebiliriz.

2023 yılı için henüz bir hedef belirlememekle birlikte, uluslararası ticarete engel olan salgın, savaş, enerji sıkıntısı gibi konuların ortadan kalmasını diliyoruz. Bunun olması durumunda Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörü ve birliğimiz üyesi firmalarımızın üretimden gelen gücü, kalitesi ve yenilikçi yaklaşımlarıyla her zaman hedefini yükselterek, ihracatı artıracağına inanıyoruz. Yeni ArGe yatırımları, katma değeri yüksek, orijinal tasarımlı ürünlerin ihracatı ile küresel piyasalarda firmalarımızın yerlerini güçlendirebiliriz.

Değişen dünya düzeninde sorumlu birer dünya vatandaşı olarak üretimde sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi ekseninde karbon ayak izimizi minimuma indirmemiz de gerekiyor. Aynı şekilde Endüstri 4.0 ile birlikte insan makine ilişkisi yeniden şekillenirken yapay zeka trend takibinde yepyeni ufuklar açtı, tedarik üretim dağıtım süreci uçtan uca izlenebilir hale geldi. B2B ve B2C’ye yönelik pazarlama faaliyetlerinde iş yapma biçimlerimiz değişti. Bu değişimi firmaları olarak ayak uydurmak zorundayız.

Küresel markaların tedarik süreçlerini de yeniden gözden geçirdiği bir dönemde, Made in Türkiye markasını kaldıraç olarak kullanabiliriz. En büyük Ticaret ortağımız Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat ile kamu ve özel sermayeyi iklim ve çevresel eylemlere yönlendirmek için birtakım aksiyonlar alacağını taahhüt ediyor. Mutabakatın bizim için önemli boyutu ise AB’nin işbirliği içinde olduğu ülkelerden de bu kurallara uymasını bekleyecek olması. Sektör firmaları olarak bu konudaki gelişmeleri takip ediyor ve ilgili mevzuatlara uyum için firmalarımız gerekli çalışmalarda bulunuyor. UHKİB olarak tüm bu gelişmeler üzerine üyelerimizi bilgilendirme çalışmaları yürütüyoruz. Bu yıl pek çok başlıkta toplam 37 eğitim gerçekleştirdik ve toplamda yaklaşık 3 bin kişi bu eğitimlere katıldı.

“Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektöründe Endüstri 4.0 Entegrasyonu’’ isimli UR-GE projemiz ise devam ediyor. Tekstil mühendisliği öğrencilerimizin geleceklerine yön verebilmek, kariyer hedeflerine yönelik fikir sahibi olmalarını sağlamak, sektörle ilgili soru işaretlerine yanıt bulabilmeleri amacıyla konusunda uzman konuşmacıları üniversite öğrencileri ile buluşturduğumuz TEXSUM zirvesini 2023 yılında da düzenlemeyi planlıyoruz. TechXtile Start-Up Challenge programı ile genç girişimcileri teşvik ederken, Athleisure Challenge Aktif Giyim Tasarım Yarışması’nın paydaşı olarak sürdürülebilir tasarım ile üretimde ve tüketimde doğal kaynakların korunması, yenilenebilir enerji tüketiminin desteklenmesi hedefliyoruz.

UMSMİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI ÖZKAN KAMİLOĞLU: “ÇİFTÇİMİZİ KALKINDIRMAYA VE ÜLKE REFAHINI ARTIRMAYA ODAKLIYIZ”

UMSMİB Başkanı Özkan Kamiloğlu:

"Yeni dönemde gıda sektörüne olan talebin artacağından hareketle, işlenmiş gıda ihracatının 2023 yılında da artış göstereceğini tahmin ediyoruz. Alternatif pazarlar olarak, Uzak Doğu ve Rusya Federasyonu da bizler için yine önemli pazarlardan olacak."

Ocak-kasım döneminde yüzde 27,6 artışla 271 milyon dolar ihracat gerçekleştiren Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin (UMSMİB) geriye dönük 12 aylık dönem ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26 artışla 292 milyon dolar oldu. Bu yıl ihracatımızda önemli artışlar gördüğümüz bir yıl oldu. Geçen yıl yüzde 15 artışla 49 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiğimiz en büyük pazarımız Almanya, bu yıl da en büyük pazarımız olma özelliğini korudu. Ocak- kasım döneminde Almanya’ya yüzde 16 artışla 53,4 milyon dolar ihracat yaptık. Almanya’nın ihracatımızdan aldığı pay yüzde 20 düzeyinde. Bu ülkeyi yüzde 17 pay ile Rusya takip ederken, üçüncü büyük pazarımız Irak da ihracattan yüzde 9 pay alıyor. Söz konusu dönemde, Irak’a yüzde 40 artışla 23,8 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik.

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ana pazarımız Avrupa Birliği Ülkeleri ve ihracatımızdan en büyük payı Avrupa Birliği Ülkeleri alıyor. İhracatımız için büyük önem arz eden Avrupa Birliği ülkelerini bu yıl Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri takip ediyor. UMSMİB olarak bu yıl ihracat verileri mal grupları bazında değerlendirildiğinde; ön plana çıkan ürünlerimiz arasında ilk sırada Sebze Meyve Bitki Parçaları Konserveleri mal grubu yer alırken, Dondurulmuş Patates Konserveleri ikinci sırada, Gazlı Sular-Maden Suları-Gazozlar üçüncü sırada yer alıyor. Ayrıca geçen yıl aynı döneme göre kilogram başına ihracatta artışlar göze çarpıyor. UMSMİB olarak 2022 yılında 260 milyon USD olan hedefimiz doğrultusunda ilerliyoruz. Her platformda dile getirdiğimiz gibi, pandeminin başladığı 2020 yılı ve yine pandemi gölgesinde geçen 2021 yılında ihracatta yaşanan artışlar bizi yanıltmamalı. Önemli olan bu başarının sürdürülebilir olması ve normal şartlarda da devamlılığının sağlanması...

Bu olumlu havayı sürekli kılmak için doğru analizi yapmamız ve bu verileri ve dönemi iyi okumamız gerekiyor. 2023 yılı için de her sene olduğu gibi bir öncekinden daha fazla ihracat yapmayı, ülkemize daha fazla döviz kazandırmayı amaçlıyoruz. Yeni dönemde gıda sektörüne olan talebin artacağından hareketle, işlenmiş gıda ihracatının 2023 yılında da artış göstereceğini tahmin ediyoruz. Alternatif pazarlar olarak, Uzak Doğu ve Rusya Federasyonu da bizler için yine önemli pazarlardan olacak.

ULUDAĞ TEKSTİL İHRACATÇILARI BİRLİĞİ (UTİB) YÖNETİM KURULU BAŞKANI PINAR TAŞDELEN ENGİN: “HEDEFE EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ”

UİB - TEKSTİL İHRACATÇILARININ İLK KADIN BAŞKANI PINAR TAŞDELEN ENGİN

"Ticaret Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinatörlüğünde bu yıl ilk defa hayata geçirdiğimiz ulusal çaplı Aktif Giyim Tasarım Yarışması Athleisure Challenge ile fonksiyonel ve estetik tasarımların ortaya çıkması ve ürünlerin ticarileşmesine katkı sağlanmasını hedefliyoruz."

Pandeminin yıkıcı etkilerinin azalmasıyla birlikte ihracatta yeniden yükseliş trendine kavuşan Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği olarak, 2021 yılında ulaştığımız 1 milyar 355 milyon dolarla tüm zamanların rekorunu kırmanın ardından, hedefimize doğru ilerliyoruz. Bu yılın Ocak-Kasım döneminde ihracatımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 artış ile 1 milyar 242 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu dönemde; dokuma kumaşlar, suni-sentetik iplikler, örme kumaşlar, pamuklu ev tekstili ve dokunmamış kumaşlar ve eşyalar en önemli ihracat kalemleri arasında yer alırken, en önemli ihracat pazarlarımız Almanya, İspanya, Birleşik Devletler, İtalya ve Fas oldu. 1 milyar 242 milyon dolarlık ihracata imza atan UTİB’in katma değerli üretim, etkin yurt dışı fuar katılımları, ticaret ve alım heyetlerinin de desteğiyle yıl sonuna kadar hedefine ulaşabileceği görülüyor. Üretim ve ihracatta dünya sıralamasının üst basamaklarında yer alan sektörümüzün verilerine baktığımızda; bu yılın sonunda yine en büyük pazarımız olan Avrupa Birliği ülkelerine ihracatımızın 4,2 milyar dolar olacağını öngörüyoruz. İkinci en büyük pazarımız olan Bağımsız Devletler Topluluğu bölgesine de ihracatımızı yüzde 25 dolaylarında artırarak 1 milyar 650 milyon dolar düzeyine taşıyoruz.

Ayrıca üçüncü büyük bölgemiz olan Afrika pazarına da ihracatımız 1,3 milyar dolar barajını aşacak. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin 2021 yılı ilk 1000 ihracatçısı arasında 132 adet hazır giyim ve 53 adet tekstil firmamızın yer alması, sektörlerimizin gücünü ve potansiyelini bir kez daha gözler önüne seriyor. Artık sadece bir pazara odaklanmış değil, yakın ve çevre ülkeler başta olmak üzere dünyanın tamamını pazar kabul eden bir anlayışa sahibiz. 2022 yılı ilk 11 aylık dönemde ülkemiz zor şartlara rağmen tam 198 ülke ve bölgeye tekstil ihracatı yaptı. Diğer yandan Türkiye tekstil sektörü sadece pazar çeşitlendiren değil, ürün çeşitlendiren bir konuma da yükseldi. İşte bütün bu olumlu gelişmelerin altında yatan nedenlerin en önemlilerinden biri de Ar-Ge tasarım ve inovasyon kültürünün, yapılan çalışmalarla ülkemizde de yaygınlaşmış hale gelmesi. Tekstilin, tasarım ve yeniliklere her zaman açık bir sektör olmasını sektörün güçlü yanlarından birisi olarak iyi değerlendirmemiz gerekiyor.

Sektörün küresel rekabet ortamında öne çıkabilmesi için Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma, ekoloji dostu çevreci üretim vb. konularında çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Çünkü 2023 yılı AB Yeşil Mutabakatı yaptırımlarının 2022 ye oranla daha da yoğun olacak. Bunu önlemek ve küresel rekabette güç kaybetmemek için Ar-Ge’ye verdiğimiz önemin yanı sıra; girişimcilik ekosisteminin gelişimine de çok önem veriyoruz. Bu alanda yoğun çalışmalarımız da var. TechXtile Platformu kapsamında, Start Up Challenge ile genç girişimcileri sektöre katmaya devam ediyoruz. Kurumlarda yapılan yenilikçi uygulamaların yarıştığı İnovasyon Ligi etkinliği ile firmaların Ar-Ge yatırımlarını artırmasını teşvik ediyoruz. Genç tasarımcıları sektöre kazandırmak amacıyla yola çıktığımız Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması da önemli projelerimizden biri. Bugüne kadar finale kalan tasarımcılarımızın tamamına yakını sektörde faaliyet gösteriyor bu da bizi son derece mutlu ediyor. Texsum Zirvesi ile tekstil mühendislerine destek oluyoruz. Son olarak da Ticaret Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinatörlüğünde bu yıl ilk defa hayata geçirdiğimiz ulusal çaplı Aktif Giyim Tasarım Yarışması Athleisure Challenge ile fonksiyonel ve estetik tasarımların ortaya çıkması ve ürünlerin ticarileşmesine katkı sağlanmasını hedefliyoruz.

UYMSİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI PROF. DR. SENİH YAZGAN: “ÜRETİCİLERİMİZİ SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEĞE HAZIRLIYORUZ”

Prof. Dr. Senih Yazgan: “Bursa Siyahı İncirin tanıtım ve pazarlaması  geliştirilmeli”

"Geçen yıl 100’e yakın ülkeye ihracat gerçekleştirmeyi başaran UYMSİB olarak, 2022 yılı ihracat hedefimizi 175 milyon dolar olarak belirlemiştik. İlk 11 aylık ihracat rakamlarımıza bakıldığında 133,1 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştığımızı görüyoruz. Her ne kadar bu rakam hedeflerimizin altında kalsa da 2022 yılı ihracat rakamlarının yılsonunda çok büyük farklılık göstermeyeceğini düşünüyoruz."

Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) olarak bu yıl ocak-kasım döneminde yüzde 10,5 azalışla 133,1 milyon dolar ihracata imza attık. İhracat rakamımızdaki düşüşü iklimsel durumun ve soğuk havaların hasadı ötelemesine bağlayabiliriz. 2022 yılının 11 aylık döneminde Birliğimizin gerçekleştirdiği ihracatın yüzde 93,4’lük kısmını, yani 124,3 milyon dolarlık bölümünü en fazla ihracatı yapılan ilk 15 ürün oluşturdu. Bu dönemde en önemli ihracat kalemlerimiz 30,77 milyon dolarla siyah zeytin, 27,1 milyon dolarla incir, 17.6 milyon dolarla kiraz ve vişne, 12 milyon dolarla domates ve 6,6 milyon dolarla da şeftaliden oluştu. Ülkeler bazında incelediğimizde, Almanya, 2022 yılının ocak-kasım döneminde de en fazla ihracat yaptığımız pazar olma özelliğini korudu.

Almanya’nın toplam ihracatımızdaki payı yüzde 41,9’a yükselirken, 56 milyon ihracat yaptığımız Almanya’yı sırasıyla; Hollanda, Rusya, Birleşik Krallık ve Hong Kong takip etti. Aynı dönemde 15 ülkeye yaptığımız ihracat 114 milyon dolara ulaşırken, birliğimizin toplam ihracatındaki payı da yüzde 85,8 oldu. Birliğimizin, 2022 yılı ilk 11 ayında yaptığı ihracatta en büyük payı AB ülkeleri alıyor. Diğer önemli pazarlar arasında Rusya Federasyonu, Birleşik Krallık başta olmak üzere diğer Avrupa, Kuzey Amerika ve Uzak Doğu ülkeleri yer alıyor. Rusya pazarının genişletilmesi, Hindistan, Malezya, Singapur, Çin gibi Uzakdoğu ülkelerine ihracatın önündeki karantina engellerinin giderilmesi ve nakliye düzenlemeleri gibi bir dizi adımlarla ihracatın artırılması planlanıyor.

Geride bıraktığımız Covid-19 pandemisi nedeniyle dünya genelinde özellikle gıda tüketiminin artması ve bu artışın devam edeceği yolundaki sinyaller ilerisi için umut veriyor. Öte yandan pandemi döneminin insanlara sağlıklı ve güvenilir gıdanın önemini bir kez daha göstermesi sektör ihracatının geleceği için olumlu gelişmeler. Ancak, tarım sektörünün diğerler sektörlere nazaran don, dolu, sel, kuraklık gibi iklim koşullarından direkt etkilenmesi nedeniyle ileriye dönük bir ihracat hedefi belirlemek bizleri zorlayabiliyor. Geçen yıl 100’e yakın ülkeye ihracat gerçekleştirmeyi başaran UYMSİB olarak, 2022 yılı ihracat hedefimizi 175 milyon dolar olarak belirlemiştik. İlk 11 aylık ihracat rakamlarımıza bakıldığında 133,1 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştığımızı görüyoruz. Her ne kadar bu rakam hedeflerimizin altında kalsa da 2022 yılı ihracat rakamlarının yılsonunda çok büyük farklılık göstermeyeceğini düşünüyoruz. İhraç ürünlerimizin iklim koşulundan olumsuz etkilenmesi durumunda önümüzdeki dönemde ihracatımızda azalışların da olabileceğini belirtmekte fayda var.