Eyüpsultan Belediyesi’nin düzenlediği Ramazan Sohbetleri’ne konuk olan Prof. Dr. Mustafa Karataş, Ramazan’ın manevi iklimine değindi.

Karataş, "Daha çok bize Batı’nın dayattığı kavramları kullanıyoruz. Halbuki tarifi biz yapmalıyız" dedi.

Zal Mahmut Paşa Külliyesi’nde teravih namazı sonrası düzenlenen programda dinleyicilere önemli bilgiler aktaran Prof. Dr. Karataş şunları söyledi:

“Gülmek güzel bir şey. Hz. Ayşe annemiz ‘Resulullah aleyhissalatu vesselam evde çok gülen biriydi’ diye rivayet ediyor. Buradan da evde gülmenin ibadet olduğunu anladım. Çünkü çocuklar güler yüzlü bir baba istiyor, güler yüzlü bir dede istiyor, güler yüzlü hoş sohbet istiyor. Allah’ın zatı hariç her şey fani. Baki olan kubbede hoş bir seda bırakmak. Biz kelimelerimizi seçerken sokaktan duyduklarımız şeklinde ya da basın yayından, televizyondan, telefondan kelimeler seçerek konuşuyoruz. Bu sefer anlamamız ve anlaşmamız farklı oluyor. Kullandığımız kelimeleri tanımamız lazım. Çünkü o bana ait, ağzımdan çıkıyor. İnsanlar bilmediği kelimeyi kullanmasın. Bize dikte edilen kelimeyi sanki normalmiş gibi kullanıyoruz. Şu anda isimlerimizin yüzde 99’u Arapça. Ama biz onları Türkçeleştirmişiz. Tevazu diyoruz, merhamet diyoruz, cömertlik diyoruz. Bunları hep Türkçe zannediyoruz, hepsi Arapça. İki şey çok önemli, birincisi bugün hangi konuda olursa olsun, hangi ilimde olursa olsun daha çok bize Batı’nın dayattığı kavramları kullanıyoruz. Halbuki tarifi biz yapmalıyız. Siz tarifi yaparsanız tarif edersiniz, siz tarif yapmazsanız sizi tarif ederler, sizi tarif edenler de sizi yönetirler. Müslümanlar 150 senedir kavramlarda da tarif yapamıyorlar. İsimleri, kelimeleri kullanamıyoruz. Biz kelimeyi kullanmıyoruz aslında, biz kullanılıyoruz.”

Program sonunda Başkan Yardımcısı İsmail Uysal, Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken adına Prof. Dr. Karataş’a teşekkür ederek, hediye takdiminde bulundu.