“Büyük İstifa” ya da daha da yeni olan “Sessiz İstifa” trendinin bize öğrettiği çok önemli bir şey varsa, o da liderler olarak çalışanlarımızı cömertçe dinlemeyi başaramadığımızdır. Bir süredir giderek artan çalışan memnuniyetsizliğini gözden kaçırdık. Neyi ve neden kaçırdık? Özenle oluşturduğumuz İK sistemlerimizin, 360 derece geri bildirim metodolojilerimizin ve yaratıcı ekip kaynaştırma faaliyetlerimizin cevapsız bıraktığı ve fark etmediği, çalışanların arzuladığı ve özlemini çektiği şey neydi? Bunu nasıl görebilirdik? Onların sahiplenme ve bağlılık duygularını yükseltebilir miydik? “Büyük İstifa” ve “Sessiz İstifa” hareketlerine, hibrit çalışmadaki yeni trendlere ve genç nesillerin tercihlerine ve çalışma tarzlarına bakıldığında; daha yüksek maaşların, ek avantajların, eski numaraların ve motivasyon konuşmaları ve atölye çalışmaları gibi hızlı çözümlerin yeterli olamayacağı daha açık hale geliyor. Günümüz çalışanları kararsız, şüpheci ve güvensiz hissetmeye devam ediyor.

NEDEN ÇALIŞANLARI DİNLEMELİYİZ?

Çözüm nedir? İzleyebileceğimiz ve izlememiz gereken yollardan biri, çalışanlarımızı cömertçe dinlemektir. Bağlılığın ve sadakatin ancak iş arkadaşları ve liderler arasında derin ve gerçek bağlar kurduklarında ortaya çıkabileceğini görmektir. Sığ ilişkilenmeler değil, yalnızca gerçek ve anlamlı etkileşimler bu bağlantıları yaratabilir. Peki ama cömert dinleme nedir? Kendimizi, birbirimizi ve doğayı cömertlikle dinleme becerisidir. Biz bunu genel olarak kelimelerin ötesinde duymak hem kalp hem de akılla etkileşim kurmak olarak tanımlıyoruz. Cömertlik insanlığın ve hepimizin mutluluğunun nasıl birbiriyle bağlantılı olduğunu anlamaya dayanır. Cömertlik açıklık, cesaret, merak ve duyarlılık gibi değerleri ifade eder. Cömert dinlemenin amaçları arasında anlayış, hoşgörü, daha iyi iş birliği ve samimi bağ kurma yer alır.

İŞ YERİNDE CÖMERT DİNLEME

İş yerinde cömertçe dinlemek kolay değildir. Çoğumuz, dinlemeyi önceliklendiren, kapsayıcılığı motive eden ve yapıcı yaklaşımları güvence altına alan bir liderlik tarzından ziyade, net ve keskin bir yönde iletişim kuran bir liderlik tarzına daha alışkınız. Oysa şimdi kendimizi çok önemli bir dönüm noktasında buluyoruz. COVID-19 sonrası, dünyanın dört bir yanındaki iş yerlerinde yaşanan bu büyük değişimin ortasında, liderler kurumlarının kültürlerini yeniden şekillendirmek için önemli bir fırsata sahipler. Cömertçe dinlemeyi cesaretlendiren, düşünce çeşitliliğini teşvik eden, çalışanların kendilerini değerli hissettikleri ve potansiyellerini gerçekleştirebildikleri kapsayıcı sistemler kurma fırsatına sahipler. Araştırmalara göre dinleme, ifade edilen bilgi miktarını ve konuşmacının amacını anlama kapasitesini artırır. Ayrıca dinleme, hafızayı ve öz farkındalığı geliştirerek konuşmacının bilişsel becerilerini de destekler. Liderler için iş yerinde dinleme, yalnızca çalışanlarının iş performansını ve iş bilgisini artırmakla kalmayıp, tükenmişlik sendromunu ve stresi azaltarak mutluluklarını arttırabileceklerini ve güvende hissetmelerini de sağlayabilecekleri anlamına gelir. Çalışanların kendilerini emniyetli ve değerli hissetmelerine izin vermek, gerçek ilişkiler yaratır ve kurumlarına karşı güven ve aidiyet duygusu geliştirir. Peki, nasıl cömertçe dinleyebiliriz? İşte kişisel ve profesyonel deneyimlerimden öğrendiğim bazı ipuçları:

ODAKLANIN

Bir başkasını dinlerken, önce zihninizi boşaltmaya çalışın. Altta yatan duygularınızın ve gerginliklerinizi farkında olun ve bunları bir kenara bırakın. Ardından diğer kişinin söylediklerine tamamen odaklanın. Onlar konuşurken cevaplarınızı önceden hazırlamaya çalışmayın, aynı anda başka işlerle uğraşmayın veya aklınızın başka yerlere gitmesine izin vermeyin. Cömertçe dinlemenin önünde engel teşkil edebilecek dikkat dağıtıcı unsurları ortadan yok edin. Telefonunuzu kaldırın. Masanızdaysanız dizüstü bilgisayarınızı kapatın veya sandalyenizi dinlediğiniz kişiye doğru çevirin.

ÖN YARGI VE YARGILAMAYI BİR KENARA BIRAKIN

Cömert dinleme hoşgörü ve şefkat gerektiren bir uygulamadır. Cömertçe dinlediğinizde, dünyayı bir başkasının perspektifinden görmek ve onun düşünce ve duygularını anlamak için aktif bir çaba sarf edersiniz. Yargılamaya devam ederseniz veya kişisel ön yargılarınızı masaya getirirseniz bu tam olarak mümkün olmayacaktır. Bu tür konuşmalar bazı tarafların savunmaya geçmesine diğerlerinin de susmasına neden olacaktır. Bunun yerine, neden konuşmaya temiz bir sayfa açarak başlamıyor ve cesaret, şefkat, açıklık ve anlayış sunmuyorsunuz? Muhtemelen hepimizin ortak bir deneyimden geldiğimizi ve her birimizde birbirimizden izler olduğunu görmek sizi hoş bir şekilde şaşırtacaktır. Hepimiz eşsiziz. Her birimiz farklı geçmişlere, eğitimlere ve bilgilere sahip bir şekilde iş yerine geliyoruz. Bu yüzden, birini dinlerken neler öğrenebileceğinizi asla bilemezsiniz. Meraklı olun. Bir kişiyle tanıştığınızda onu dinlemeyi ücretsiz bir öğrenme fırsatı olarak görmeye çalışın. Konuyla ve kişiyle ilgilenmek, gerçek ve daha derin ilişkiler kurmanıza yardımcı olacaktır. Liderler, diyalog akışını kesmek ve ekip üyelerinin ilgisini dağıtmak yerine, meslektaşlarına saygı duymalı ve paylaşmaları gerekenleri gerçekten merak etmelidir. Liderler özenli ve ilgili olmalı, ekiplerinin düzenlerine ve ruh hallerine uyum sağlamaya çalışmalı, kelimelerin çok ötesinde cömertçe dinlemeli ve daha fazlasını ortaya çıkaran ince ipuçlarını yakalamalıdır. Bunu yaparak örnek olabilirler, ancak daha da önemlisi, iş yerinde cömert dinleme kültürünü geliştirmek için gereken adımları atabilirler.