P wC’nin Ekim ve Kasım 2022’de 105 ülke ve bölgede 4.410 CEO, Türkiye’den ise 87 CEO’nun katılımı ile gerçekleştirdiği 26. Küresel CEO araştırmasına göre, CEO’ların yaklaşık dörtte üçü (yüzde 73) küresel ekonomik büyümenin önümüzdeki yılda yavaşlayacağını düşünürken bu oran Türkiye’deki CEO’larda yüzde 77’ye çıkıyor. Bu karamsar görünüm, 12 yıl önce bu soru ilk defa sorulduğundan beri CEO’ların küresel ekonomik büyüme konusunda sahip oldukları en kötümser bakış açısı olmasının yanı sıra 2021 ve 2022’de araştırmaya katılanların üçte ikisinden fazlasının (sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 77) ekonomik büyümenin iyileşeceğini düşündüğü iyimser görüşlerden kayda değer bir sapma ortaya koyuyor.

Zorlu koşullara ek olarak, CEO’ların yaklaşık yüzde 40’ı şirketlerinin mevcut gidişatlarına devam etmesi halinde, önümüzdeki 10 yılda finansal olarak varlığını sürdüremeyeceğini düşünüyor. Bu durum, telekomünikasyon (yüzde 46), imalat (yüzde 43), sağlık (yüzde 42) ve teknoloji (yüzde 41) dahil olmak üzere çeşitli sektörlerdeki sonuçlarda tutarlılık gösteriyor. CEO’ların kendi şirketlerinin büyüme beklentilerine olan güveni de geçen yıldan bu yana önemli ölçüde azaldı (yüzde -26), bu, yüzde 58’lik bir düşüşün kaydedildiği 2008-2009 mali krizinden bu yana en büyük düşüş.

CEO’lar ayrıca önümüzdeki 10 yıl içinde kendi sektörlerinde kârlılığı doğrudan etkileyecek çok sayıda zorluk olduğunu düşünüyor. Yarısından fazlası (yüzde 56) müşteri talebi/tercihlerindeki değişimin karlılığı etkileyeceğine inanıyor, bunu yasal mevzuattaki değişiklikler (yüzde 53), iş gücü/beceri eksiklikleri (yüzde 52) ve teknolojideki yıkıcı değişiklikler (yüzde 49) izliyor. PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu rapor sonuçlarını şöyle değerlendirdi: “Makroekonomik dalgalanmalar, küresel yüksek enflasyon ve gergin bir jeopolitik gündem küresel düzeyde CEO’larda çok uzun süredir görülmeyen karamsarlığa yol açtı.

Liderler, şirketlerinin geleceğini etkileyecek uzun vadeli risklere karşı stratejik kararları masaya yatırırken, aynı zamanda kısa vadeli riskleri de belirlemeli ve bu risklere yönelik önlemler üzerinde de harekete geçmeliler. Bütün bunlarla birlikte, “Büyük istifa” dalgası, CEO’lara bu ikili zorluğa karşı geçerli ve önemli aksiyonlar alsalar bile, yetenekli çalışanları ellerinde tutamadıkları zaman bu çabaların boşa çıkabileceğini de gösterdi. Bu baskılara rağmen, liderler çalışanlarını ön planda tutup merkeze koymaya devam ediyorlar. Dünyadaki değişim hızından hiçbir şey kaybetmiyor; CEO’ların amacı sadece şirketlerini geliştirmek değil, aynı zamanda gelecekte de hayatta tutmak. Bu nedenle kısa vadeli riskler ile uzun vadeli sonuçlara yönelik gündemlerini doğru bir şekilde dengelemeliler.’’

PWC TÜRKİYE KIDEMLİ ORTAĞI CENK ULU: “Makroekonomik dalgalanmalar, küresel yüksek enflasyon ve gergin bir jeopolitik gündem küresel düzeyde CEO’larda çok uzun süredir görülmeyen karamsarlığa yol açtı. Liderler, şirketlerinin geleceğini etkileyecek uzun vadeli risklere karşı stratejik kararları masaya yatırırken, aynı zamanda kısa vadeli riskleri de belirlemeli ve bu risklere yönelik önlemler üzerinde de harekete geçmeliler.”

ARAŞTIRMADA ÖNE ÇIKAN SONUÇLAR

Bir yıl önce siber ve sağlık alanındaki tehditler en önemli endişeler iken, bu yıl ekonomik gerilemenin etkisi CEO’lar için ilk sırada yer alıyor. Enflasyon (yüzde 40) ve makroekonomik dalgalanma (yüzde 31) önümüzdeki 12 ay ve önümüzdeki beş yıl boyunca CEO’lar gündemindeki tehditlerin başında geliyor. Hemen ardından, yüzde 25 ile finansal olarak jeopolitik çatışma, siber riskler (yüzde 20) ve iklim değişikliği (yüzde 14) geliyor. 

Avrupa’daki savaş ve dünyanın diğer bölgelerindeki artan jeopolitik çerçevedeki endişeler CEO’ların iş modellerini çeşitli yönleriyle yeniden ele almalarına neden oldu. Katılımcıların neredeyse yarısı jeopolitik çatışmaya maruz kalırken, siber güvenlik veya veri gizliliğine yapılan yatırımları artırarak (yüzde 48), tedarik zincirlerinde düzenlemeler yaparak (yüzde 46), pazardaki payını yeniden değerlendirerek veya yeni pazarlara açılarak (yüzde 46) ya da ürün/hizmetlerini çeşitlendirerek (yüzde 41) daha geniş bir yelpazedeki olasılıkları stratejilerine ve kurumsal operasyonel modellerine dahil ettiler.

Mevcut koşullar karşısında, CEO’lar maliyetleri düşürmenin ve gelir artışını teşvik etmenin yollarını arıyor. CEO’ların yüzde 52’si (Türkiye yüzde 74) operasyonel maliyetlerin düşürüldüğünü, yüzde 51’i (Türkiye yüzde 75 ) fiyatların yükseltildiğini ve yüzde 48’i (Türkiye yüzde 48) ürün ve hizmetlerin çeşitlendirildiğini belirtiyor. Bununla birlikte yarısından fazlası, yani yüzde 60’ı, önümüzdeki 12 ay içinde işgücünü azaltmayı planlamadıklarını söylüyor. Katılımcıların yüzde 80’i yetenekleri elde tutmak ve işten ayrılma oranlarını azaltabilmek için personel ücretlerini düşürmeyi düşünmüyor.

CEO’lar, uzun vadeli toplumsal değer yaratmak için güven inşa etmek ve sürdürülebilir sonuçlar elde etmek için çok çeşitli paydaşlarla işbirliği yapma ihtiyacına değiniyor. Araştırma sonuçları, şirketlerin sürdürülebilir kalkınma (yüzde 54), çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (yüzde 49) ve eğitim (yüzde 49) için ticari olmayan kuruluşlarla iş birliği yaptığını ortaya koyuyor.