Sıfır ego insanda neredeyse mümkün değil gibi. Ermiş olmak gerekiyor sıfır ego için. Yöneticiler de bu egodan nasiplerini alıyorlar. Yüksek egolu yöneticilerin yönettiği kurumlar nasıldır? Korku kültürü, yöneticinin her şeyi bildiğini düşünmesi. Çalışanlara tepeden bakmak, küçümsemek. Çalışanlarını ekip ve paydaş olarak görmeyip emir kulu olarak görmek ve sıradanlaştırmak. Çalışan kayıplarını daima “yeri doldurulur” algısıyla görmek vb. durumlar. Evet fark ettiniz hep negatif ifadeler. Okurken yüzünüz buruştu belki. Ama böyle işletme yöneticileri hala var. Bunlar egolarının kurbanları olmuş yöneticiler. Elbette tek suçlu onlar değil. Mutlaka çevrelerinde “şakşakçı” ları da var. Sürekli her yaptıklarını yere göğe sığdıramıyorlar. Bu tür yönetilen kurumlar belli bir süre başarılı gibi görünse de içten içe kaynayıp bir gün patlayıveriyor. Hele bu zamanda. Çalışan profili değişiyor, yeni jenarasyon, bu ego gösterilerine pek kanacak gibi değil.

EGOSUZ YÖNETİM MÜMKÜN MÜ?

Elbette mümkün. Örnekleri var. Kendi kapasitesini bilen. Egolarının farkında olup frenleyen, işe ve insana odaklı yöneticiler bunu sağlayabiliyorlar. Kişinin alt kültürüyle, geçmişte aile ve çevresi tarafından sevilmesi, önemsenmesi ile ilgili bir durum. Yani üstünlük açlığı yaşamıyor. Ekibin bir parçası olarak yönetici/ lider sıfatı ile işini yapıyor, ileri gitmek isteyenlere destek oluyor, yol açıyor. Yıllar içinde egosu yüksek/işine yansıtan, egosu düşük/işine yansıtmayan, her iki tür ara ve üst yöneticiyle de çalışan biri olarak diyebilirim ki, egolu yöneticiler, çalışma hayatını zehir ediyor. Egosuz bir yönetim ise çalışanın daha fazla işe odaklanmasını, inovatif bakmasını, verimliliğini artırıyor. Yöneticiler kurumlarında verimsizlikten şikayet ediyorlarsa kendi ego derecelerine de bir bakmaları gerekiyor. Türk insanını yönetmek aslında zor değil. Yönetici kendi egosunun okşanmasını istiyor ama çalışanın egosunu önemsemiyor. Velhasıl her şey bilgi değil. İş ortamında duyguların, kişilerin yönetiminde denge tutturmak da her yönetimin ve yöneticinin harcı değil. Önümüzdeki yıllarda bu konu iş dünyasını yine epeyce meşgul edecek.

EGO REKABETİ NASIL ETKİLER?

İnsanlar, değişen dünya, beklentiler, ihtiyaçlar, iş dünyasının değişen yapısı, çok kültürlülük devreye girdikçe egolar törpülenip işe odaklı çalışılmak zorunda kalınacak. Çünkü rekabet çok keskin. Rekabette egolarla uğraşacak zaman ve enerji olmayacak. Herkes işe odaklı olmak zorunda kalacak ve egolu yönetim azalacak. Ne demişler, “keskin sirke küpüne zarar”. Egolu yönetimde de kendine, sektörüne ve ülkesine zarar var. Egoları gözden geçirip, kendine bir ayna tutup, gelişim ve değişim odaklı bir yönetimi benimsemekte fayda var. Ego sahibine de çevresine de ülkesine de zararlı. Böyle biline. Sözün özü; Egosuz yönetim mümkün. Biraz gayret, biraz istek, biraz nefis terbiyesi gerekiyor. Kolay gelsin.