Eğitim sektöründe birçok okul ve markaya sahip eğitim girişimcisi Ümit Kalko, “80 bine yakın öğrenci miz, 350 şubemiz ve 12 bin çalışa nımızla eğitim hizmetimizi sürdürüyoruz” dedi. Yapay zekâ gibi teknolojilerin eğitim süreçlerinde daha fazla yer almaya başladı ğına vurgu yapan Ümit Kalko, özel okulların eğitim sistemi içindeki payının artarak büyüdüğünü söyledi.
Özel okullar ile eğitim sisteminde 3 milyon öğrenci kontenjanı açtıklarını ve bu imkândan Türkiye genelinde sadece 1,4 milyon öğrencinin faydalandığını ifade eden eğitim girişimcisi devletten özellikle vergiler konusunda destek beklediklerini belirtti. Özel okullardaki 1,6 milyon öğrenci açığının doldurulması ve talebin artması için yüzde 10 olan KDV oranının yüzde 1 olarak yeniden düzenlenmesini istedi.
Aynı zamanda Tüm Özel Öğretim Kurum ları Derneği (TÖDER) Başkan Yardımcılığı’nı da yürüten Ümit Kalko, öncelikli hedeflerinin öğrencilere sadece akademik başarı değil, aynı zamanda girişimcilik, yaratıcılık, kültürel farkındalık ve sosyal beceriler kazandıran çok yönlü bir eğitim sunmak olduğunu vurguladı. Ümit Kalko, “Bu doğrultuda müfredatımızı sürekli olarak yenileyerek, modern eğitim modellerini ve teknolojik yenilikleri sistemimize entegre ediyoruz. Ayrıca, uluslararası iş birliklerimizi artırarak öğrencilerimizin küresel arenada rekabet edebilir bireyler olmalarını sağlıyoruz” diye konuştu.
“2025-2026 Eğitim Öğretim yılına büyük bir heyecan ve enerjiyle hazırız” diyen eğitim girişimcisi Ümit Kalko, özel eğitim-öğretim sistemiyle ilgili Ekovitrin Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Kamuran Abacıoğ lu’nun sorularını yanıtladı.
EĞİTİM GİRİŞİMCİSİ ÜMİT KALKO, ‘İYİ BİR EĞİTİM PLATFORMU’ OLARAK TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİ ÇAĞIN GEREKTİRDİĞİ ŞEKİLDE YÜKSELTMEK, ULUSAL VE EVRENSEL DEĞERLERİ ÖZÜMSEMİŞ, İNSANA, TOPLUMA VE DOĞAYA SAYGILI BİREYLER YETİŞTİRMEK HEDEFİYLE ÇALIŞTIKLARINI BELİRTTİ
ÖZEL OKULLAR FARKLILAŞARAK REKABET AVANTAJLARI OLUŞTURMALI
Özel okul sektörü nereye gidiyor? Son yıllarda özel okul sektöründe nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz?
Türkiye’de özel okullar; daha nitelikli eğitim ve fiziki şartlar, teknolojik imkânlar, sanat ve spor gibi farklı beceri alanlarında yapılan aktiviteler, akademik başarı, öğretimde farklı yöntem ve tekniklerin kullanılması, yabancı dil eğitimi ve olumlu okul iklimi gibi avantaj lar sağladığı için tercih edilmektedir.
Özel okullar eğitim sistemine 3 milyon öğrenci kontenjanı sunmaktadır ve bu imkândan Türkiye genelinde 1 milyon 400 bine yakın öğrenci faydalanmaktadır. Boş kontenjanları olan okullara öğrenci talebini arttırmak için, sundukları eğitime veli ta rafından güven duyulması çok önemlidir. Çünkü öğrenci başarısını, gelişimini ve mut luluğunu misyon edinmiş özel okullar talep görmeye devam etmektedir. Bu konuda da okulların öncelikle hedef kitleye özel eğitim programları, kültürel ve sanatsal etkinlikler ve spor olanakları, dünya vatandaşı olma gibi diğer okullardan farklılaştıkları alanları daha iyi tanıtarak rekabet avantajları oluş turmaları gerekiyor.
Farklı eğitim modellerine yer vermek önemli; hibrit eğitim platformları, inovatif çalışmalar, uzaktan öğrenme, esnek sınıf düzenleri okulların tercih edilebilirliğini artırıyor. Günümüzde okulların iş dünyası ile iş birlikleri kurarak özel okulların cazibesini artırmaları da önem arz ediyor. Örneğin; şirketlerle staj programları veya bölgesel olarak düzenlenecek etkinlikler eğitim kurumlarına değer katıyor.
DEVLET DESTEKLI ESNEK FINANSAL MODELLER ILE FIYATLANDIRMALAR REVIZE EDILMELI
Özel okullar, devletin eğitim ile ilgili hedef lediği plan ve programların niteliğinin artırılmasına yardımcı olmaktadır. Günümüzdeki ekonomik koşullar göz önünde bulundurul duğunda özel okulları tercih etmek isteyen ailelerin finansal gerekçeler nedeniyle bunu yapamadıklarını söylemek mümkündür. Bu da özel okulların hedefledikleri konten janların dolmamasına, devlet okullarında ise kontenjan fazlalığından dolayı istenen niteliğe ulaşılamamasına sebep olmaktadır. Devlet desteğiyle oluşturulacak esnek finansal modeller ile fiyatlandırma politi kalarını revize edip, daha geniş bir öğrenci kitlesine hitap etmek, maddi olarak daha az güçlü ailelere yönelik stratejiler oluşturmak gerekiyor. Öğrenci başına teşvik uygulama sının tekrardan geri getirilmesinin, boş olan 1 milyon 600 bin kontenjanımızın doldurul masına büyük katkısı olacaktır. Ayrıca tale bin artması için KDV oranının tekrar yüzde 1 olarak düzenlenmesi de kapasite fazlalığıyla baş etmedeki en önemli hususlardan biri olarak en üst sırada yerini alıyor.
EĞITIM SISTEMI IÇINDE ÖZEL OKUL PAYININ ARTACAĞINI ÖNGÖRÜYORUZ
Türkiye’de kısa, orta ve uzun vadede özel okulculuk nasıl bir yöne doğru yol alacak? Öngörü ve değerlendirmele riniz nelerdir? Sektörün büyümesi için neler yapılmalı?
Türkiye’de özel okulculuk sektöründe, önü müzdeki 5 yıllık kısa vadede dijital dönüşüm ve teknolojiye entegrasyonun etkili olacağı görülüyor. Eğitimde dijitalleşme hızla artıyor.
Kısa vadede bu becerilerle ilgili inovatif ça lışmaların da eğitim sürecine daha etkin bir şekilde entegre olması gerekiyor. 2000’le rin başındaki gündemlerle yapılan eğitim öğretim çalışmalarından uzaklaşıp, teknoloji yerlisi olan çocuklarımıza hitap edecek eğitim modellerine yönelmeliyiz. Maarif modelle birlikte içerikler esnek ve yenilikçi hale geliyor.
Yine bu süreçte globalleşen proje, girişimcilik, iş dünyası ile bağlantılar sağlanarak mesleki programların ve iş birliklerinin sağlanması konusunda yönelimlerin olacağını biliyoruz. Uzun vadede baktığımızda ise; teknolo jinin içine doğup büyüyen öğrencilerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde mikro sertifikaları kapsayan ve farklılaştırılmış eğitim modellerinin geliştirilmesi önemlidir. Özellikle sanal ve artırılmış gerçeklik, yapay zekâ gibi teknolojilerin eğitim süreçlerinde daha etkili bir şekilde yer alacağını, ayrıca özel okulların eğitim sistemi içindeki payının artarak eğitimde kalitenin lokomotifi haline geleceğini öngörüyoruz. Özel öğretimin tüm ilgili taraflarını kolektif bir yapıya kavuşturarak iş ve güç birliği sağ lamalı; sektöre itici ve geliştirici, denetleyici ve koruyucu bir yapı kazandıracak faaliyet lerde bulunmalıyız.
ÖZEL OKULLAR KONUSUNDA TOPLUMDA YANLIŞ ALGILAR SÖZ KONUSU
Kamuoyunda özel okullarla ilgili en sık karşılaştığınız yanlış algılar neler dir?
Özel okulların sadece kâr amaçlı işletmeler olduğu algısı yaratılmaya çalışılıyor. Fakat özel okullar, eğitim hizmeti sunarken sür dürülebilirlik için finansal kaynaklara doğal olarak ihtiyaç duyar. Sunduğu hizmetin kalitesini en üst seviyede tutacak hedef kitle segmentine uygun ücret belirlenir. Birçok özel okulun önceliği, kaliteli eğitim sağla mak ve öğrenci başarısını artırmaktır. ‘Özel okullarda öğretmenler düşük maaşlarla çalıştırılır ve sürekli iş değiştirirler’ şeklinde yaratılan algı da sektördeki işverenleri ve öğretmenleri üzmektedir.
Türkiye’de özel okullardaki öğretmen maaşları ile devlet okullarında görev yapan öğretmen maaşları arasındaki belirgin farklar, eğitim sektöründeki dinamikler ve finansman kaynaklarındaki çeşitlilikle ilişki lidir. Devlet okullarının, devlet bütçesinden finanse edildiği ve kamusal hizmet görevi üstlendiği düşünüldüğünde, devlet okulla rındaki öğretmen maaşlarının daha yüksek olması anlaşılır bir durumdur. Bu farklılıkların başlıca sebepleri arasında devlet okullarının geniş öğrenci kitlesine hizmet vermesi, dev let bütçesinden sağlanan kaynaklar, eğitim altyapısının genişletilmesi gibi kamu hizmeti odaklı hedefleri bulunmaktadır.
ÖZEL OKUL ÖĞRETMEN MAAŞLARI, DEVLETTEKINE NAZARAN DÜŞÜK KALIYOR
Öte yandan, özel okullar genellikle öğrenci ücretleri, bağışlar ve sponsorluklar gibi özel kaynaklarla finanse edildiğinden, bu okulla rın öğretmen maaşları devlet okullarına kı yasla daha düşük olabilir. Şu an Türkiye’deki özel okullarda 195 bin civarında öğretmen çalışmaktadır. Eğitim sektörü ile ilgili politikalarda, okul kurucularının mali yükünü azaltmak için öğretmen maaşlarından alınan SGK vergi yükünün azaltılması ya da kaldırılması öğ retmen maaşlarındaki farklılıkları dengele meye yönelik ciddi bir adım olacaktır.
Özel okullardan her yıl alınan ruhsat harcının kaldırılması ve elektrik, su, doğal gaz ma liyetinin tarifelerinde ayrıcalık yapılması da hayatta ve ayakta kalmak için önemli adımlar olacaktır. Eğitim sistemi içindeki bu tür dengeler, genel eğitim kalitesini, öğretmenlere ve öğrencilere eşit fırsatlar sunma amacı nı gözetmelidir.
Elbette sektörde farklı uygulamalar olsa da, kurumsal özel okullar öğretmenlerine rekabetçi maaşlar sunar ve uzun vadeli istihdamı teşvik eder. En yaygın olan yanlış algı ise özel okulların eğitim ücretleridir. Şu an ülkenin gündeminde sıkılıkla bu haberleri görü yoruz. Öncelikle özel okulların devletimize katkılarından bahsetmemiz gerekiyor.
Özel okullar öğrencilere farklı öğrenme ihtiyaçlarına uygun seçenekler sunarak genel eğitim kalitesini artırmaktadır. Özel okullar ile kamu okulları arasında rekabet yaratılmaktadır. Rekabet, okulları daha iyi hale getirmek ve yenilikçi eğitim yöntem leri geliştirmek için bir teşviktir. Bu durum, eğitim sisteminin genel kalitesini yükselt mektedir.
ÖZEL OKULLAR, DEVLETIN EĞITIM HARCAMALARININ BÜYÜMESINI ÖNLÜYOR
Özel okulların açılması, öğretmenlere ve eğitim personeline daha fazla istihdam olanağı sağlayarak, eğitim sektöründe çalışanlara daha fazla iş imkânı yaratır. Özel okullar, ekonomik bir sektör olarak kabul edilir. Bu okulların faaliyetleri, yerel ekonomi ye katkıda bulunur, yerel işletmelere müşteri sağlar ve istihdam yaratır.
En önemlisi özel okulların varlığı, devletin eğitim bütçesinden bir kısmının özel sektör tarafından karşılan masına olanak tanır. Bu, devletin kaynakla rını diğer alanlarda daha etkili kullanmasına yardımcı olmaktadır. Özel okulların eğitim ücretlerinin gün demde olduğu bu dönemdeki tartışmalar genellikle ekonomik durum, aile bütçeleri, eğitim kalitesi, eşitsizlik ve erişilebilirlik gibi birçok faktöre dayanıyor. Aileler, çocukla rının kaliteli bir eğitim almasını sağlamak isterken, aynı zamanda bu eğitimin maliyeti nin de düşük olmasını bekliyor.
Fakat özel okul maliyetleri birçok faktöre bağlı olarak değişiyor. Öğretmen ve personel maaşları bizim gider kalemlerimizin yüzde 70’ini oluşturmaktadır. 4 yıl öncesinde asgari ücret 2.800 TL iken günümüzde 22.104 TL olmuştur. Fakat biz eğitim ücretlerine 3 sene önce yüzde 36, geçen sene yüzde 65, bu sene yüzde 54 zam yapabildik. Bu sektö rümüz için sürdürülebilir bir durum değildir. Öğretmen ve personel maaşlarının yanında modern ve güvenli bir öğrenme ortamı sağlamak için gerekli altyapı yatırımları ve düzenli bakım maliyetleri özel okul bütçesini büyük ölçüde etkilemektedir.
HALKIN BÜTÇESINE, HAYAT GÖRÜŞÜNE VE BEKLENTISINE GÖRE ÖZEL OKUL BULUNABILIYOR
Özel okullar sadece üst gelir grubunda olan ailelere hitap eder algısı da çok yanlıştır. Çünkü özel okulların fiyatı milyon liralar gibi gösterilmeye çalışılsa da gerçek böyle değildir. Milyon lira ücreti olan özel okullar sektörün yüzde 1’ini bile oluşturmamaktadır. Herkesin bütçesine, hayat görüşüne ve beklentisine göre özel okul bulması müm kündür. Ayrıca her özel okul burs imkânları, teşvik programları ve ödeme kolaylıkları sunarak farklı sosyo-ekonomik kesimlerden öğrencilere kapılarını açmaktadır. Durum değerlendirmesi yaptığımızda bizim eğitim ücretlerine yaptığımız zam bir gündem sebebi değildir, artan maliyetlerin bir sonucudur.
Ülkemizde her şey zamla nırken özel okulların fiyatlarının acımasızca eleştirilmesini doğru bulmuyorum. Bu durumda özel okulların bir algı operasyo nuna ihtiyacı var. Sosyal medya ve basında sadece özel okullar hakkında yapılan kötü yorumlar yayınlanıyor. Değerinin üzerinde ücret talep eden tüccarlarmışız gibi lanse ediliyoruz.
Hâlbuki özel okul kurucuları şu an kâr etmeyi bırakın, sürdürülebilir bir zararı bile kabullenmiş durumdayız. Bizim fedakârlıklarımız haksızca itham edilmekte ve farklı bir algı operasyonu yürütülmek tedir. Bu yanlış algı yönetimiyle topyekûn mücadele etmemiz gerekiyor. Tüm özel okul derneklerini, sektör çalışanlarını ve paydaş larımızı özel okulların ücretleri ile ilgili cevap hakkımızı kullanarak, her mecrada haklı sebeplerimizi ifade etmeye çağırıyorum.
SON 4 YILDIR ENFLASYON ÖZEL OKUL SEKTÖRÜNÜ OLUMSUZ ETKILIYOR
Türkiye’de oluşan şartları dikkate alarak, özel okul sektörünü önümüzde ki günlerde nelerin beklediği konusun da düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Özellikle son 4 yıldır Türkiye’de yaşanan enflasyon tüm sektörlerde olduğu gibi özel okul sektörünü de olumsuz yönde etkile miştir. Ayrıca, özel okul ücret artış oranları için MEB tarafından (2022-2023 eğitim öğretim dönemi için yüzde 36, 2023-2024 eğitim öğretim dönemi için yüzde 65, 2024 2025 eğitim öğretim dönemi için yüzde 52, 2025-2026 eğitim öğretim dönemi için yüz de 54) yasal sınır belirlenmesi bu sorunların artmasına neden olmuştur. Özel okullarda gelir gider dengesi bozulmuş olup, kurum ların sürdürülebilirliği tehlikeye girmiştir.
Özel okulların kaliteli eğitim vermeye devam etmesi ve sürdürülebilirliği için, gelir gider dengesinin tekrardan sağlanması gerekmektedir. Özel okul gelirleri açısın dan, kayıt ücret artış oranlarının mevcut Özel Okullar Yönetmeliği doğrultusunda yapılması, farklı bir yasal sınırlandırma geti rilmemesi gerekmektedir. Özel okul giderleri açısından; özel okullardan alınan yüzde 10 KDV’nin alınmaması, Personel SGK giderle rinin devlet tarafından karşılanması gibi özel okulları destekleyici çalışmaların yapılması gerekmektedir.
Özel okullar Ocak 2025 itibarıyla, Eylül 2025-Haziran 2026 tarihleri arasında verilecek eğitim hizmeti için kayıt almaya başlamıştır. Sonuç olarak; özel okullarda gelir gider dengesi sağlanmadığı takdirde, bu sorun eğitim kalitesini olumsuz yönde etkileyecektir ve kurum kapanmalarını be raberinde getirecektir. Özel okulların ayakta kalabilmesi ve özel okullarda kaliteli eğitim hizmeti verilebilmesi için devletimizin gerekli desteği sağlayacağını ümit ediyoruz.
SÜRDÜRÜLEBILIR EĞITIM SEMPOZYUMLARI (SES) EĞITIM SORUNLARINA ÇÖZÜMLER SUNUYOR
Iyi Bir Eğitim Platformu olarak Sürdürülebillir Eğitim Sempozyumu yapı yorsunuz ve eğitim sektöründe çok ‘SES’ getirdiğini gözlemliyoruz. Bize Sürdürülebilir eğitim Sempozyumunda amaçlarınızı anlatır mısınız? İyi Bir Eğitim Platformu, Türkiye’deki eğitim kalitesini çağın gerektirdiği şekilde yükselt mek; ulusal ve evrensel değerleri özüm semiş, 21. yüzyıl toplumunun gerektirdiği bilgi ve becerileri edinmiş, sosyal, sanatsal duyarlılıkları yüksek, teknoloji kullanan, üretken, en az bir yabancı dili iyi bilen, Atatürk ilkelerini ve Cumhuriyet kültürünü içselleştirmiş, insana, topluma, doğaya saygılı bireyler yetiştirmek amacıyla kurul muştur.
Ülkemizin eğitimde dünya standartlarına erişmesi için eğitimin tüm bileşenleriyle ilgili sorunlara kalıcı çözümler üretmek; sürdü rülebilir bir eğitim için sorumlu, sorgulayan, açık düşünceli bireylerin yetişebilmesi hedefiyle her yıl farklı illerde ve temalarda düzenlenecek Sürdürülebilir Eğitim Sem pozyumlarını (SES) organize eder. Sürdürülebilir Eğitim Sempozyumlarının (SES) ilkini Nisan 2024’te Antalya’da öğretmen, yönetici ve kuruculardan oluşan 850 kişilik bir katılımcı kitlesiyle yaptık. İkincisini Kasım 2024’te yine Antalya’da 2000 kişilik bir organizasyonla yaptık. 3 Mayıs’ta üçüncü sünü 3000 katılımcı kapasiteli Haliç Kongre Merkezi’nde ve 10 Mayıs’ ta Diyarbakır ‘da Dicle Üniversitesi’nin Kongre Merkezinde yapacağız. 3 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde ve 10 Mayıs 2025 Diyarbakır Dicle Üniversitesi Kongre Merke zi’nde gerçekleştirilecek olan Sürdürülebilir Eğitim Sempozyumu’nun (SES), eğitimde sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı arttırmak için önemli bir platform olacağına inanıyorum.
GELECEK DÖNEMDE YAPAY ZEKÂ GİBİ TEKNOLOJİLERİN EĞİTİM SÜREÇLERİNDE DAHA FAZLA YER ALACAĞINA VURGU YAPAN ÜMİT KALKO, “ÖZEL OKULLARIN EĞİTİM SİSTEMİ İÇİNDEKİ PAYININ ARTARAK EĞİTİMDE KALİTENİN LOKOMOTİFİ OLACAĞINI ÖNGÖRÜYORUZ” DEDİ.
TÜRKIYE’NIN EĞITIM KALITESINE VE GELECEĞINE KATKI YAPIYORUZ
Ümit Kalko eğitimde neler yapıyor? Eğitimde sürdürülebilir başarıyı sağla mak için hangi stratejileri uyguluyor sunuz?
2025-2026 eğitim öğretim yılına büyük bir heyecan ve enerjiyle hazırız. Aile olarak Tür kiye’de eğitim sektöründe birçok markaya sahibiz. 80.000’e yakın öğrencimiz, 350’ye yakın şubemiz ve 12.000’e yakın çalışanımız bulunmaktadır.
Eğitim sektöründe sürdü rülebilir başarıyı sağlamak için yenilikçi ve dinamik bir yaklaşım benimsiyoruz. Öncelikli hedefimiz, öğrencilerimize sadece akademik başarı değil, aynı zamanda girişimcilik, yara tıcılık, kültürel farkındalık ve sosyal beceriler kazandıran çok yönlü bir eğitim sunmak. Bu doğrultuda müfredatımızı sürekli ola rak yenileyerek, modern eğitim modellerini ve teknolojik yenilikleri sistemimize entegre ediyoruz. Ayrıca, uluslararası iş birliklerimizi artırarak öğrencilerimizin küresel arenada rekabet edebilir bireyler olmalarını sağlıyo ruz. Yeni nesil eğitim anlayışıyla, hem mev cut okullarımızın kalitesini artırmayı hem de eğitim yatırımlarımızı genişleterek daha fazla öğrenciye ulaşmayı amaçlıyoruz.
Böylece eğitim kalitesini doğrudan yönetebilme ve uzun vadeli başarıyı garanti altına alma imkânı sağlıyoruz. Tüm bu çalış malarımızla, Türkiye’nin eğitim geleceğine katkıda bulunarak, öğrencilerimizi hayata en iyi şekilde hazırlamak için tüm gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.